Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2005 10:313dk okuma
Dünyanın dördüncü büyük kahve üretecisi Segafredo Zanetti, Türkiye`deki pazarını da güçlendirmeye devam ediyor. 2002 yılında Metropolitan Gıda aracılığıyla Türk müşterilerin beğenisine sunulan Segafredo, şimdi de Espresso Bar`lar aracılığı ile `keyif ortamında` kahve sunmaya başladı. Franchise yoluyla İstanbul`da da Bar`ların hizmete gireceğini belirten Metropolitan Gıda Genel Müdürü Faruk Dak `Avrupa`da ortalama 12 kg olan kişi başına yıllık ortalama tüketim, Türkiye`de hala 250 gram seviyesinde. Bu miktarın kısa zamanda artacağını düşünüyoruz` diye konuştu.
Türkiye`de pazarın kahve konusunda henüz doymadığına dikkat çeken Dak, amaçlarının pazardan pay kapmak olmadığını, aksine pazarı büyütmek olduğunu vurguladı. Yaratılacak yeni pazarlarla beraber, pastanın daha da büyüyeceğinin önemini vurgulayan Dak, bu sayede sektördeki oyuncuların hedefledikleri yerlere gelmesinin de daha kolay olacağını ifade etti. Dak, son dönemde dünyaca ünlü yabancı firmaların Türk piyasasında etkin rol almasıyla `kahvenin altın çağını` yaşamasına olanak verdiğini kaydetti.
Segafredo Zanetti`nin dünya çapında 600 Espresso Bar`ın yanısıra, yüzbini aşkın kafede müşterilerle buluştuğunu anlatan Dak `Biz de Türkiye`de Espresso Bar`ların açılması için franchise vermeye başladık. Geçtiğimiz dönemde ilk Espresso Bar, İzmir Alsancak`ta açıldı. İstanbul`da da gelen teklifler var. Bunları değerlendiriyoruz` dedi.
`Nohut kahveden daha pahalı`
Bir dönem kahvenin piyasada az olmasından dolayı `kahveye nohut katılarak satıldığı` iddilarının doğduğunu anlatan Dak `Artık kahveye nohut katmak akıllıca değil. Zira nohut artık kahveden daha pahalı` değerlendirmesinde bulundu. Türkiye`deki toplam kahve pazarının yaklaşık 100-120 milyon dolar büyüklüğe ulaştığının altını çizen Dak `Bunun yüzde 70`ini Türk kahvesi oluşturuyor, yüzde 30`u ise hazır kahve (instant kahve), çekirdek kahve ve kahvecilerden oluşuyor` dedi.
Türkiye`deki kahve tüketiminin nisbeten az olmasının Türk insanının çaya olan bağımlılığına ve geçmiş dönemlerde uygulanan ithalat rejimine bağlayan Dak, son yıllarda çekirdek kahve pazarında yaşanan hızlı büyümeye dikkat çekerek `Kahve eski itibarına kavuştu. Önceki dönemlerde uygulanan ithalat rejimlre kahvenin fiyatının yüksek olmasını sağlamış. Ancak gerek dış pazarlarda üretimin artması, gerekse de ithalatın eskiye oranla yükselmesi pazardaki çeşitliliği ve tüketimi artırdı` dedi.
Sağlam yürüyoruz
Üç büyük ilin haricinde sahil kesimi ve Anadolu`nun birçok bölgesine ürün verdiklerini anlatan Dak şunları söyledi: `Şu anda 15 çeşit ürün ve bunların kominasyonları var. Türkiye pazarına girdiğimiz günden beri hedeflediğimizden daha büyük satışlara ulaştık. Sağlam adımlarla yürüyoruz.`
Tedarikçi olarak kendilerinin Espresso Bar açmayı düşünmediklerini ifade eden Dak `Bizim hedef kitlemiz, HORECA`lar (Hotel, restaurant ve cafeler). Kahvenin yanısıra bunların yapacak makinelere, şekerinden peçetesine kadar her türlü ürünü müşterilerimize sağlıyoruz.Yaptığımız iş perakendeden çok farklı. Daha geniş bir alanda çalışıyoruz. Temel yaklaşımımız mağazacılık değil tedarikçilik. Bizim işimiz kaliteli keyif sunmak ve sundurmak. Metropolitan Gıda olarak henüz Espresso Bar açmayı düşünmüyoruz ancak ileride belki bu alana da girebiliriz` diye konuştu.
Kahve keyfine serinlik
Kahve tüketiminde özellikle yaz aylarında soğuk kahve seçeneklerinin daha ön plana çıktığını vurgulayan Faruk Dak, yeni ürün Freddoccino`nuyu da yakın zamanda tüketicilerin beğenisine sunduklarını anlattı. Soğuk süt ve buz ile hazırlanan Freddoccino`nun temelde bir çeşit espresso olduğunu anlatan Dak, buz ve soğuk sütün blendera atarak kolayca hazırlanan içeceğin, hindistan cevizi, kakao ve tarçın gibi özel kahve şurupları ile tatlandırılabildiğini kaydetti. Freddoccino`nun tamamen doğal ürünler kullanılarak yapıldığını söyleyen Faruk Dak, ürünün içerisinde hiçbir sentetik malzemenin bulunmadığını da sözlerine ekledi.