İndir o tanımı 1`e

Güncelleme Tarihi:

İndir o tanımı 1`e
Oluşturulma Tarihi: Kasım 02, 2004 09:10

AB, 2005`te cirosu 50 milyon euronun altında olan şirketleri KOBİ kabul edecek. Türkiye`deki tanımın da fonlardan sorunsuz yararlanabilmek için uyumlulaştırılması gerekiyor. Bunun için de birçok farklı KOBİ tanımı 1`e indirilecek

İktisadi Kalkınma Vakfı`ndan Yardımcı Uzman Arzu Odabaşı Sarı, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin (KOBİ) Avrupa Birliği`nin (AB) sağladığı olanaklardan sorunsuz yararlanması için KOBİ tanımının bir an önce AB ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğini söyledi. KOBİ`ler Türkiye ekonomisinin yüzde 99`unu oluşturuyor ve toplam istihdamın yüzde 75`ini sağlıyor.
Son İlerleme Raporu`nda Türkiye`nin sanayi politikası ve KOBİ`ler konusunda AB müktesebatına yaklaştığını belirten ifadeler yer aldığını hatırlatan Sarı, Raporda `Türkiye ortak bir KOBİ tanımı konusunda henüz bir adım atmamıştır` deniyor. AB`nin benimsemiş olduğu bir KOBİ tanımı var. Bu, teşviklerin yönlendirilmesi bakımından bile gerekli dedi.
AB`nin 2005`ten itibaren KOBİ tanımını değiştireceğini belirten Sarı şunları söyledi:
2005`ten itibaren cirosu 50 milyon euronun altındaki işletmeler orta ölçekli sayılacak. Türkiye`de bizim büyük ölçekli diyebileceğimiz pek çok işletme bu kapsama giriyor. Bunun yanı sıra büyük bir grubun bir KOBİ`nin yüzde 25`ten fazla hissesine sahip olmaması şartı aranıyor.

`Turizmi de kapsasın`
Türkiye`de KOSGEB, Hazine Müsteşarlığı, Halk Bankası, Eximbank ve Dış Ticaret Müsteşarlığı`nın ayrı KOBİ tanımları olduğunu vurgulayan Sarı, Başbakanlığa sevkedilen bir tasarı ile KOBİ tanımını uyumlulaştırmaya çalışıyoruz diye konuştu.
Türkiye`de KOBİ denince büyük ölçüde imalat sanayiinin anlaşıldığını söyleyen Sarı, hizmetler sektörünün de bu tanıma alınması gerektiğini dile getirdi. Sarı, turizm sektörünün de KOBİ olarak benimsenip topyekün bir politika ortaya konmasının önem taşıdığını belirterek şunları söyledi:
Tüm Türkiye`nin sorması gereken `yaptığım işe ne ekleyebilirim` olmalı. İmalat sanayi bu konuda biraz daha içine kapalı bir seyir izliyor. Hizmetler sektörü, işleri gereği biraz daha dışa açık. Bunu kırmak, AB`deki çeşitli işbirliklerine dahil olmak, yeniliklerden haberdar olmak ve işleri büyütmek için bu büyük önem taşıyor. Türk girişimciliği dünyada saygın bir yere sahip. Bunun biraz daha mikro ölçeğe yayılması bekleniyor.


`Küçük`lerin tavanı 30 bin euro
Avrupa Yatırım Bankası (AYB), KOBİ`lere uzun vadeli ve düşük faizli krediler sağlıyor. Mart ayında Türkiye ve AYB arasında imzalanan anlaşma uyarınca Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıfbank tarafından işletmelere 250 milyon euroluk kredi dağıtılıyor. AB Komisyonu`nun Alman Kalkınma Bankası (KfW) ile beraber yürüttüğü bir başka projeyle de küçük ölçekli işletmelere yönelik bir kredi programı başlatıldı. Bu program çerçevesinde KOBİ`lere 20 milyon euroluk bir destek söz konusu. Üst limiti 30 bin euro olan bu krediyi Dışbank, Finansbank ve Türkiye Ekonomi Bankası dağıtıyor.


`Hibeyi tam kullanamadık`
Türkiye ile AB arasındaki mali işbirliği çerçevesinde hibe nitelikli yardımlar söz konusu. Ancak bunlar yalnızca kâr amacı gütmeyen projelere harcanabiliyor. KOBİ`lerin de kurala uyan projelerle bu yardımlardan yararlanması mümkün. 2004 - 2006 arasında Türkiye`nin yararlanabileceği mali yardım 1 milyar 50 milyon euro. Bu yıl 250 milyon euro kullanan Türkiye, 2005`te 300 milyon euro, 2006`da da 500 milyon euro civarında bir rakam alacak. AB Türkiye Komisyonu Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer 2007`den itibaren yardım miktarının ciddi oranda artacağını söylemişti. İKV`den Yardımcı Uzman Arzu Odabaşı Sarı, Gerekli sayıda proje üretilemezse bu parayı Brüksel`e geri vereceğiz. Proje sunmadaki eksiklerimiz yüzünden parayı şimdiye dek tamamıyla kullanamadık dedi.


Bilgi var, para yok
`Çok Yıllı Girişim ve Girişimcilik Programı` ile Avrupa Yatırım Bankası`nın risk sermayesini yöneten kolu olan Avrupa Yatırım Fonu, KOBİ`lerin bulmakta en çok zorlandığı başlangıç sermayesi gibi konularda çeşitli olanaklar sunuyor. KOBİ`lerin nitelikli elemana ulaşma sorunlarını ortadan kaldırmayı da hedefleyen programın en önemli bileşenlerinden biri KOBİ`lerin bilgiye olan ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik. Bu da Avrupa Bilgi Merkezleri Ağı (ABM) ile karşılanıyor. Avrupa`da 300`ün üzerinde ABM bulunurken Türkiye`de de dokuz tane oluşturuldu. Merkezler ilk ağızdan KOBİ`lere AB ile ilgili bilgi vermeye yükümlü. Sarı, Bunlar KOBİ`lerin yola çıkarken başvuracakları ilk durak olma özelliğine sahip. Programda Türkiye`nin yararlandığı ilk olanak bu. Diğer mali olanaklar için adım atıldığını söylemek güç. Türkiye`de bir aracı kuruluşla Avrupa Yatırım Fonu arasında bir anlaşma sağlanamamış olması nedeniyle henüz Türk KOBİ`leri mali olanaklardan yararlanmaya başlayamadı diyor.


Dev pasta: 17.5 milyar euro
6.Çerçeve Program, AB`nin 17.5 milyar euro ile en yüksek bütçeyi ayırdığı araştırma ve geliştirme (ar - ge) programı. KOBİ`lerin en büyük sorunlarından birinin ar - ge konusunda yenilikçilikte yaşandığını belirten Sarı, Bu programdan üniversiteler de yararlanabiliyor. Bu projeler genellikle bir konsorsiyum şeklinde yürütülüyor. Örneğin bir projenin yenilik ayağını bir üniversite gerçekleştirebilir. Üretim söz konusuysa üretime KOBİ de katılabilir diyor. Ulusal irtibat noktası TÜBİTAK olan program 2006 yılı sonunda bitecek. Türkiye`de AB`ye nasıl proje sunulacağı konusunda bilgi eksikliğinin mevcut olduğunu bildiren Sarı, Bunun bir ısınma devresi olacağını umalım. Önümüzdeki dönem bu programa başvuruların artmasını bekliyoruz diyor.


`Reddedilmek tecrübe olacak`
Arzu Odabaşı Sarı kendilerine sık sık `Böyle bir fon duyduk ne yapmamız lazım` diye gelindiğini belirterek şunları söyledi:
Fonla hareket etmemek, proje mantığını gütmek lazım. Bir proje için zaman çerçevesi öngöreceksiniz. O zaman içinde planlı bir şekilde faaliyetlerinizi ortaya koyacaksınız. Bunların ne kadar zamanda, ne kadarını gerçekleştirdiniz, bunu somut göstergelerle ortaya koymalısınız. Bizde biraz bu eksik. Bunun için bir düşünce sistematiği geliştirmek lazım. Yine de başvurmaktan geri durmayalım. Başvurdukça, belki reddedildikçe, bir sonraki başvuru için bu bize tecrübe sağlayacak. Yeni bir imkân söz konusu olabilecek.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!