Güncelleme Tarihi:
301 madencinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili savcı dosyasında yer alan ifadelerde tutuklu vardiya amiri, patronların aksine, “Dinamit patlatıyorduk, dinamit patlaması nedeniyle ısı artıyordu” dedi.
Ön bilirkişi raporuna göre de karbonmonoksit oranını ölçen sensörler farklı tarihlerde ve olay günü uyarı vermesine rağmen hiçbir işlemin yapılmamış. hürriyet.com.tr'nin haberine göre; bu arada Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın 17 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin hayatını kaybettiği açıklamasının aksine raporda ölü sayısı 307 olarak yer aldı.
SOMA’daki maden faciasıyla ilgili başlatılan soruşturmada şüphelilerin ifadelerinde, patronlarının aksine “Dinamit patlatıyorduk, dinamit patlaması nedeniyle ısı artıyordu” dedikleri ortaya çıktı. Savcılığın soruşturma dosyasına giren ön bilirkişi raporunda, karbonmonoksit oranını ölçen sensörlerin farklı tarihlerde ve olay gününde uyarı vermesine rağmen hiçbir işlemin yapılmadığı dikkat çekti.
BOZUK MASKELER
Mağdur sıfatıyla ifade veren maden işçileri ise “Çoğu arkadaşımızdaki maskeler çalışmıyordu, gaz maskeleri bozuk olduğu için takamadılar, denetim döneminde hataları örtüyorlardı. Karbonmonoksit oranı yükseldi, işlem yapılmadı. Son 3 aydır ısı artışı vardı” dedi. Savcılık, tutuklama talebi gerekçesinde, gaz ölçüm sensörlerine ait dijital kayıt çıktıları incelendiğinde, 5 ay önce yani ocak ayından beri karbonmonoksit değerlerinin kaza olduğu tarihe kadar belli aralıklarla ani artış gösterdiği ancak bunun görevliler tarafından dikkate alınmadığı ve nezaretçi defterine işlenmediğini belirtti. Soma Kömür A.Ş.’de vardiya amiri olarak çalışan ve tutuklanan Hilmi Kazık, gaz ölçümlerindeki ani artışın yerin altında dinamit patlatılmasından kaynaklandığını belirterek, “Ortalama değer alındığında yanlış yorumlanabilir. Maden sahasında olayın öncesine ilişkin gaz ölçümlerinde olağandışı duruma şahit olmadım. Olay günü de herhangi bir karbonmonoksit artışı veya sıcaklık hissetmedim. Karbonmonoksitin aniden yükselmesini tetikleyen herhangi bir durum söz konusu değildir” dedi. Soruşturmada Cumhuriyet Savcısı’na mağdur, tanık ve müşteki olarak ifade veren maden işçileri ise anlattıklarıyla facianın göz göre göre geldiğini ortaya koydu. Maden faciasında sağ çıkan H.D. şöyle konuştu:
DİNAMİT DEFTERİ
“Benim maskem çalışıyordu. Ancak birçok arkadaşımın maskelerinin çalışmadığını gördüm. H panosunda çalışıyorduk. Sayım yaptık, yaklaşık 142-143 kişi olduğumuzu saydık. Burda gece saat 23.00’e kadar bekledik. Tükenecek noktaya gelmiştik. Bu sırada arkadaşların bazıları can havliyle namaz kılıyordu. Ağıt yakanlar oluyordu. Daha sonra ben baygınlık geçirdim. Madende dönem dönem sıcaklık artışları oluyordu. Denetimler olmadan önce bize haber verilirdi. 2’nci bir emre kadar top atışı yapılmaması istenirdi. Ben ateşleyici olarak çalıştığım için bunları biliyorum. Ayrıca dinamit atışına ilişkin defter tutarız. Bu defterleri kendi sandığımızın içine koyarız. Bu sandıkta şirketin dinamit deposundadır.”
GÖÇÜKLER OLUŞTU
Çarpıcı ayrıntıların olduğu ön raporda özetle şöyle denildi: “1400 metre yerin altına inerek inceleme yapıldı. Burada yapılan incelemede, taşıma bandı komple yanmış, yanmayla birlikte tahta tahkimatların da yanmasıyla taşların yer yer tabana düştüğü, tabanda ayrıca soğutma çalışması belirtisi olarak suların bulunduğu, yer yer bu suların gölet haline geldiği, taşıma bandının en son yandığı kısma kadar ayrıca elektrik kablolarının dış yüzeylerinin de içerisindeki bakır kablo görünecek şekilde yandığı, kısım kısım göçükler bulunduğu, madenin üst ve yanlarında bulunan tahta tahkimatların yanık olduğu, kazanın meydana geldiği noktaya yaklaşıldığında sıcaklığın arttığı, bu sıcaklık nedeninin çelik bağlar arasındaki tahta tahkimatlarının soğumamasından kaynaklandığı görülmüştür.
KUSURLULAR
Teknik nezaretçiler, yukarıda açıklanan konulardaki gözlemlerini minimum 15 günde bir onaylı teknik nezaretçi defterine kaydetmek zorundadırlar. Ancak yapılan incelemelerde bu değerlerin çoğunun işlenmediği görülmektedir. Tüm bu tespitler göz önüne alındığında teknik nezaretçi, işletme müdürü, saha sahibi, iş güvenliği başmühendisi, söz konusu anonim şirketinin yönetim kurulu başkanı, vardiya amirlerinin kusurlu olduğunu düşünmekteyiz.”
301 değil 307 imiş
Cumhuriyet Savcısı Gökhan Şahin, Cumhuriyet Savcısı Adem Aktaş ile bilirkişi heyetindeki Maden Bilirkişisi Prof. Dr. Ercüment Yalçın, Maden Bilirkişisi Prof. Dr. Ahmet Hakan Onur, Elektrik Mühendisi Prof. Dr. Eyüp Akpınar ve A sınıfı iş güvenliği uzmanı Alparslan Ertürk’ün yaptıkları incelemenin ardından hazırladıkları ve soruşturmanın ana delili olan ön bilirkişi raporunda çarpıcı detaylar yer aldı. Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın 17 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin hayatını kaybettiği açıklamasının aksine raporda ölü sayısı 307 olarak yer aldı.