Oluşturulma Tarihi: Ocak 28, 2005 10:25
439 milyon doların kimlere ödendiği araştırıldıkça altından gerçek holdingler yerine hayali isimler çıkıyor
Ey okur! Ben diyorum ki; Selma 29 yaşındaydı. Parasını off-shore hesaba yatırdı. Bankası battı. Selma parasını alamadı. Kendini yaktı, öldü.
Onlar ise kalantordu.
Zengin, varlıklıydılar.
Onlar da paralarını off-shore`a yatırdılar, onların da bankası battı. Fakat onlar sanki devletten torpilliydiler. Kalantorlar paralarını işlemiş faizleriyle birlikte aldı. Ben bu çelişkiyi sergiliyorum.
Bu çelişki neden?
Kim bunun sorumlusu?
Kim bu kalantorlar?
Ey okur! Ben bu Kim bu kalantorlar sorusunu iktisat Bankası`nın eski hakim ortağı Erol Aksoy`a sordum, Necati Beyciğim onlar bizim mevduat müşterilerimizdir, paralarını bizim Kıbrıs`taki Trade Deposit Bank`a yatırdılar, biz de o paraları memleketimizin gelişmesi, ihracatımızın ilerlemesi için kredi olarak verdik... diye cevap verdi.
Kredileri verdiniz de ne oldu?
Bankanız battı!
Faturayı devlete yüklediniz. 493 milyon doları, siz Erol Aksoy olarak ödemeniz gerekirken halka ödettiniz diyorum.
Erol Aksoy bana Necati Beyciğim benim bankam batmadı, batırıldı. Merkez Bankası`nda 102 trilyon lira mevduat munzam karşılığı olarak birikmiş param vardı, onu bana vermediler. Verselerdi biz o 2001 krizini aşardık diye başlıyor uzun uzun anlatıyor.
Ben sözünü kesiyorum. Diyorum ki:
Erol Bey 7 milyar lirasını off-shore`a yatırmış olan 29 yaşındaki Selma`nın da bankası battı. Parasını alamadı. Selma kendini yaktı fakat senin bankana para yatırmış kalantorlar paralarını devlete ödettiler. Bunu da senin bankada yaptığın korsan işlemler sayesinde başarmışlar. Bu nasıl oluyor?
***
Erol Aksoy cevap veriyor:
Necati Beyciğim ben 30 yıllık bankacıyım, bu ülke bankacılığında factoring dahil bir yığın yenilikler getirmiş bir insanım. Ben korsan bankacı olabilir miyim? Zekeriya Temizel BDDK Başkanı iken bizim bankayı 14/2`ye yani eski 64`üncü maddeye sokacağını bildiren ve benden Kıbrıs`taki bankanın hesaplarını Malta şubesiyle birleştirmemi isteyen emiri verdi. Ben bu emre uyarak bu birleşmeyi yaptım... Zekeriya Temizel`e de yaptığım uygulamayı yazıyla bildirdim, telefon da ettim bana `Erol Bey
bravo... Sana da böyle yapmak yakışırdı` diye telefonda övgülü sözler söyledi diyor.
Zekeriya Temizel`i arıyorum.
Ben Erol Aksoy`un bankasına böyle bir onay vermiş değilim. Ben murakıpların hazırladığı rutin bir rapor yazısını onlara bildirdim. Erol Aksoy herhangi bir uygulama planı hazırlayıp BDDK`ya sunmadığı gibi Bankalar Kanunu`na aykırı olarak fiili durum yaratıp Kıbrıs`taki Trade Deposit Bank`ı şubeye dönüştürdü. Nitekim bu durum son Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda aynen tespit edildi diyor.
***
Kim doğru söylüyor.
Bunu adalet bulacak.
Başbakanlık Teftiş Kurulu`nun son hazırladığı raporda Hem Erol Aksoy hem de Zekeriya Temizel birlikte sorumlu tutuluyorlar ve bu 493 milyon doların devlete ödetilmesinin haksız olduğunu belirtiyorlar.
Kalantorları arıyorum.
Kim bu üstün, değerli, yüce insanlar? Bir listeye ulaşıyorum. Murat Demiray adlı bir banka müfettişi de bu hesapların peşine düşmüş, o 178 kişilik bir liste bulmuş. Bu listede adı geçenlere tek tek ulaşmaya çalışmış 100`den fazlasının Hayali olduğunu saptamış. Geriye kalan 60 kişi kim?
İsimler var.
Büyük, ciddi firmaların, ünlü işadamlarının isimleri, adlarına hesaplar açılmış ama hayali. Kıbrıs`taki Trade Deposit Bank`ta 1 milyon doların üzerinde hesap açtıran sonra İktisat Bankası Malta Şubesi`ne devredilen bu paraları tıkır tıkır alan sayısız isim var. İnternette girip bakıyoruz, bu isimlerle ilgili tek kayıt yok.
Paralar alınmış.
İsimler hayali.
***
Listede Türkiye`nin önemli kurumlarından Renault Mais`in 55 milyon
dolar aldığı görülüyor, ancak firma yetkilileri, Kuruluşumuzun İktisat Bankası`ndaki hesaplarından Trade Deposit Bank`a para kaydırılması konusunda herhangi bir talimat verilmemiştir diyorlar. Bir başka firma Varan Turizm`in 3 milyon 489 bin euroluk hesabı var görünüyor. Ancak Varan yetkilileri, Bizim Trade Deposit Bank`la hiçbir hesap ilişkimiz yoktur cevabını veriyor. En büyük hesaplardan bir diğeri de 47 milyon 627 bin Alman Markı ve 7 milyon 941 bin
euro ile Erdoğan Şenay üzerinde görünüyor.
Erdoğan Şenay`la konuştum.
Şunları söyledi: Ben yurtdışından üç tane Ro-Ro gemisi alacaktım. Akreditif karşılığı olarak İktisat Bankası`na 68 milyon Alman Markı depo hesabı açtırdım. 25 milyon dolar tutan akreditifimi açtılar. Paramın geri kalanını ise benden habersiz Kıbrıs`taki off-shore hesaba yatırmışlar, sonra benden habersiz parite oyunlarına girmişler, sonra kriz döneminde benden habersiz yüksek faizli lira hesabına dönmüşler... Banka batınca benim hesap kayıtlarıyla birlikte diğer kayıtları da çuvallara doldurup atmışlar, paramı alamadım. Erol Aksoy`u ve yönetimini mahkemeye verdim. Mahkeme iki yıldır sürüyor.
***
Listede Ulusoy Tekstil, Ulusoy Otomotiv, Ulusoy Nakliyat firmalarının da adı `off-shore`a para yatırmış sonra da geri almışlar` arasında yer alıyor. Ancak Ulusoy Şirketleri`nin Mali İşler Sorumlusu Münip Öztürk bana Biz 6 milyon dolar yatırmıştık ama bankaya el konulmadan önce paramızı çekmiştik, bankaya el konulduktan sonraki işlemlerle bizim firmaların hiçbir ilgisi yok diyor.
Ey okur sonuç şu:
Hayali hesaplarla Erol Aksoy Grubu şirketlerine ve yurtdışına para aktarmalar var. Ayrıca İktisat Turkish Supreme Fund`da da 50 milyon dolar gözüküyor. Off-shore`a para yatırıp da sonra bunu devlete ödetenler de var.
İsimler hayali...
Bunu devlet bulmalı!
Devletse bulmalı!
Kim bu isimler?