Oluşturulma Tarihi: Haziran 21, 2004 08:024dk okuma
Tercüman`ın isim haklarını izinsiz kullanan Ilıcaklar`ın gazetesine meşruiyet kazandırmaya yol açacak bir yasal düzenlemenin ayrı ayrı iki yasaya birden yerleştirilmesi, Anayasa`ya da Rekabet Hukuku`na da aykırı bulundu
Tercüman`ın her türlü hakkını AKŞAM Yayın Grubu`na devrettikten sonra aynı adı ve logosunu taklit ederek `Ilıcaklar`ın gazetesi`ni piyasaya süren Ilıcak Ailesi`nin basın sektöründe yarattığı hukuk dışılığa meşruiyet kazandırabilecek içerik taşıyan yasal düzenlemelerle ilgili tartışma büyüyor. Bu çerçevede, Türk Patent Enstitüsü`nün kuruluş kanununa eklenen ve Anayasa`ya aykırılığı nedeniyle CHP tarafından iptali istenen 31. maddenin, konu Anayasa Mahkemesi`nde incelenirken, aynı ifadelerle Basın Yasası`na eklenmesi, bilim adamı ve hukukçuların tepkisini çekti. Marka ve patent hakları ile Rekabet hukuku`nu yakından ilgilendiren konu, dün SkyTurk`ün Gündem Özel programına katılan konuklar tarafından da ele alındı. Programın katılımcıları, yeni düzenlemenin gerçek Tercüman`ın hakkını gasp ettiğini, haksız rekabete yol açtığını ve `özel bir kişiyi-kurumu-zümreyi korumaya yönelik olduğunu` söylediler.
Prof. Esin: Anayasa`ya aykırı
AB uygulamalarına göre bir markanın 5 yıl içinde kullanılmazsa başkaları tarafından kullanılabileceğini, ancak 5 yıllık sürenin yeni yasayla Türkiye`de 3 yıla indirildiğini belirten Rekabet Hukukçuları Derneği Başkanı Prof. Dr. Arif Esin, şunları söyledi:
`Bu durum Anayasa`ya aykırı. Rekabet piyasasını tamamen bozuyor. Türkiye`de bu durumda olan sadece Tercüman Gazetesi var.
Ayrıca eğer Anayasa Mahkemesi son yasal düzenlemelerin Anayasa`ya uygun olduğuna karar verirse ve aynı madde başka bir yasanın içine daha girerse pek çok karışıklığı da beraberinde getirir.
Markalar üzerine yapılan yeni düzenlemelerde Anayasa`ya ve eşitlik ilkesine aykırılıklar bulunuyor.
YASA İÇİNDE YASA OLMAZ
Hükümetin yasal düzenlemeler yapmadan önce mutlaka Rekabet Kurulu`ndan görüş alması gerekir. Hükümet, Rekabet Kurulu`ndan hiçbir şekilde görüş almamıştır. Eğer bu görüş alınsaydı kanunun haksız rekabete neden olacağı ve eksik rekabet ortaya çıkartacağı anlaşılacaktı. Burada bir gazetenin haklarının gaspı
söz konusudur.`
Prof. Dr. Esin şöyle devam etti:
`Niye bir yasanın arasına sıkıştırılıyor? Bu bile şüphe uyandırıyor. Kamuoyuna neden bunun yamama bir madde olarak girdiğini anlatamazsınız. Hukuku özel konular için değişikliğe uğratamazsınız. Marka tecavüzü varsa hukuk tarafından durdurulacaktır. Oluşan zararlar içinse açılmış olan hukuk davaları mevcut, bu tazminatlar alınabilir. Anayasa`ya uygunluğu kabul edilir ve yasa yürürlüğe girerse iki Tercüman birbirinin bileğini bükecektir. Tercüman, Türk basınında prestijli bir isim, bir kilometre taşı. Bu taşı ikiye bölerseniz halk rahatsız olur. Sonuçta bu marka kaybolup gidecek. Hukuk dışında siyasi yorumumu sorarsanız: Bu düzenlemeler bir aile, bir zümre ya da kurumu korumak için yapılıyorsa bir yasa bir madde yetmez. Bu iş hukukun değil okuyucunun kucağında çözülecek ve bu marka yok olacaktır. Madde Anayasa`ya aykırıdır. Muhalefet partinin tüm hukukçuları da fikirbirliğine ulaşıyor ve konuyu mahkemeye taşıyorsa, bu basit bir iş değil.`
İptale karşı sigorta
Marka haklarının ihlali gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi`ne başvuruda bulunan CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan da yeni yasanın tamamen `özel kişiye özel uygulama` niteliği taşıdığını söyledi. Eraslan, iptalini istedikleri yasa maddesinin, konu Anayasa Mahkemesi`nde iken bir başka yasaya da (Basın Kanunu) eklenmesini şu sözlerle değerlendirdi:
`Markalar Kanunu ile ilgili maddeyi Anayasa Mahkemesi`ne götürdük. Süreç ile ilgili bilgi veremiyorum. Ancak bu madde iptal edilsin istiyoruz. İptal edilmezse sıkıntı oluşacaktır. Aynı konuda 2 ayrı yasada 2 ayrı madde olacak. Bir konu, bir yasada düzenlenir. Aynı konuda iki ayrı yasada düzenleme yapılırsa kargaşaya neden olur. Basın Kanunu`nda düzenlenecekse sadece Basın Kanunu`nda, Patent Kanunu`nda düzenlenecekse sadece Patent Kanunu`nda yer alır. Bir konu iki ayrı yasada yer alıyorsa bunun tek bir açıklaması olabilir; önceki düzenleme herhangi şekilde iptal olursa bu düzenlemeyi sigorta altına almak için ikinci bir düzenleme yapılıyor demektir.
İnat mı, hırs mı bilmem
Halka ve Olaylara Tercüman Gazetesi yazarı Muzaffer Ilıcak ise, `Kemal Ilıcak`ın Tercüman Gazetesi`ne 30-35 yıllık bir emeği vardır. Ilıcak Ailesi, Tercüman Gazetesi`nin isim hakkını 10 yıl önce sattı. Neden 10 sene sonra sattıkları isme takıldılar anlamıyorum. Belki bir inattır ya da hırstır. Ancak gerçek olan şu ki Tercüman Gazetesi`nin hakları 18 aydır gasp ediliyor. Tercüman Gazetesi`nin bir marka tişörtü kadar değeri yok mu? Hırslar bir tarafa bırakılıp yasalara uyulmalı. Türkiye`de adalet sistemi yavaş çalışıyor denir ama doğru yolda karar verir` diye konuştu.
Toplantıya katılan Avukat İbrahim Ekdial ise kanun hazırlama tekniğine aykırı bir düzenleme yapıldığına dikkat çekerek `Hükümetin, kanun koyucu bir konu hakkında hukukçulara soru sorması gerekirdi` dedi.