GYODER Başkanı Hakan Kodal: Mali kriz gayrimenkul sektörünü vurdu

Güncelleme Tarihi:

GYODER Başkanı Hakan Kodal: Mali kriz gayrimenkul sektörünü vurdu
Oluşturulma Tarihi: Şubat 26, 2001 00:003dk okuma

Geçen hafta yaşanan mali kriz ve ekonomik istikrar programında yapılan revizyonun tüm piyasaları olduğu gibi gayrimenkul piyasasını da olumsuz yönde etkilediğini belirten Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Derneği (GYODER) Başkanı Hakan Kodal, yaşanan mali krizin birçok cepheden gayrimenkul sektörünü vurduğunu söyledi. Orta vadeli ve likiditesi düşük bir piyasası olan gayrimenkul sektöründe, altyapı, imar ve kayıt dışı, standardizasyon gibi yapısal sıkıntıların henüz çözülmeden birde mali kriz yaşanmasının sektörü ciddi bir daralmaya yöneltebileceğini vurgulayan Kodal, Özellikle 2000 yılının ilk üç çeyreğinde önemli ölçüde düşen enflasyon ve faiz hadleri ile birlikte, sektörde büyük bir canlılık yaşanmış, konut kredileri ve GYO`lar gibi finansal enstrümanların sektöründeki payı artmış, yeni konut ve ticari projelerin hayata geçmesi yönünde yatırımlar başlamış, inşaat sektöründe ise 2001 yılına yönelik büyük beklentiler oluşmuştu dedi.

Öncelikle konut kredileri ayağının vurulduğunu, 10 yılın üzerinde kredi vermiş olan ve bu kredileri kısa vadeli fonlayan bankaların hem faiz hem de vade açısından ciddi bir maliyet altına girdiğine değinen Kodal, dolar olarak borçlanan tüketicilerin ekonomik tedbirlerin orta vadede sonuç vermemesi durumunda ödeme güçlüğü yaşayabileceğini, bunun da bankaların alacak kalitesini etkileyeceğini belirtti.

Talepte olumlu bir gelişmeyi beklemek hayalcilik olur
Konut ve ticari gayrimenkul pazarında arz ve taleplerin durduğunu, yüksek faiz ortamı, döviz paritesindeki dalgalanmalar ile tüketicilerin gelecekle ilgili yaşadığı belirsizliklerin likiditesi düşük olan gayrimenkul sektöründe tam bir daralma yarattığını belirten Kodal, belirsizlik ortadan kalkmadıkça talep yönünden olumlu bir gelişmeyi beklemenin hayalcilik olacağını söyledi.

Bütün bu belirsizlikler içerisinde orta vadeye yönelik projelir olan GYO sektörünün büyümeye çalıştığını, mali kriz ve sermaye piyasalarında yaşanan çalkantıların, sektöre halka açık yeni şirketlerin girmesini engellediğine değinen Kodal, halen sekiz şirket ve yaklaşık 800 milyon dolar net varlık değerine sahip bu sektörün geleceğinin; kısa vadeli gelişmelerin ötesinde devlet desteğine bağlı olduğunu ifade etti.

Kısa vadede özelleştirme gelirlerini artırmayı ve kamu harcamalarını kısmayı hedefleyen bir hükümetin, orta vadede çıkış yolu olarak gayrimenkul sektörüne el atması konusunda geç kaldığını ifade eden Kodal, Orta vadede sonuçları alınabilecek gayrimenkul sektörünün kurumsallaşması yönündeki tedbir ve teşviklerin temelleri bir iki sene önce atılabilmiş olsa idi, bugünkü krizi atlatmak açısından ciddi kaynaklar yaratma imkanı sağlanabilirdi dedi.

Destek şart oldu
Bu tedbir ve teşviklerin halen alınabileceğini, bunların temelde üç ciddi ayakta oluştuğuna değinen Kodal, kısa vadeyi düşünürken, orta vadeyi ikinci plana atmamak gerektiğinin bu mali krizde bir daha görüldüğünü; sektöre bilinçli ve koordineli hükümet programı dahilinde bir desteğin şart olduğunu vurgulayarak, alınması gereken tedbir ve teşvikleri şöyle sıraladı:

1. GYO sektörünün teşviki; şu anda 800 milyon dolaklık bir büyüklüğe sahip sektör eğer desteklenirse, 2-3 yıllık bir perpektifte 5 ile 10 milyar dolara çıkabilir. Her konuda şeffaf ve denetim altında bulunan bu sektör, gayrimenkul sektörünün standardizasyonu, kayıt altına alınabilmesi ve hazine gayrimenkullerinin değerlendirilebilmesi açısından çok ciddi bir önem teşkil ediyor. Her yıl portföylerinin yaklaşık yüzde 10 ile 15`ini yatırıma dönüştüren bu sektörden yaratılacak istihdam ve kayıt altına alınabilecek sektörden elde edilecek ek vergiler önemli bir kaynak yaratabilir.

2. Konut kredileri ve ikincil piyasalara yönelik mevzuat ve altyapının oluşturulması: bugün itibarı ile banka bilançolarında yaklaşık 1 milyar dolar civarında oluşan krediler, eğer ikinci piyasaların oluşumu için gerekli altyapı vey abir kuruluş ile desteklenirse, makroekonomik dengelerin yerine oturması ile birlikte 3-4 senelik bir perpektifte 5-10 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşılabilir.

3. Hazine gayrimenkullerinin değerlendirilmesi: devlet için milyarlarca dolarlık kaynak yaratabilecek olan bu arsaların, GYO ve belediyelerle işbirliği içerisinde geliştirilmesi desteklenebilir. Ancak bu arsaların satılması veya kurulacak kamu veya belediye GYO`larına devredilerek serbest piyasa ekonomis dışında haksız rekabet yaratacak şekilde değerlendirilmesi yerine, proje bazında hasılat paylaşımı veya GYO`lar, hazine ve belediyelerle ai ortaklıklar veya konsorsiyumlar halinde değerlendirilmesi orta ve uzun vadede daha faydalı olacaktır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!