Gıda katkıları, ilaç ve hormon kullanımı sağlığı tehdit ediyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2005 09:463dk okuma
Araştırmalara göre zirai mücadele amacıyla 1.250 çeşit ilaç kullanılıyor, 10 bin kayıtsız işletme hiç denetlenmiyor
Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Türkiye Ziraatçiler Derneği`nin (TZD) hazırladığı `Sofradaki S.O.S.` raporuna göre, sofraları süsleyen ve damak tadını zenginleştiren soslar ve çeşnilerin sayısı arttıkça, obeziteden kansere, saç dökülmesinden uykusuzluğa kadar bir dizi sağlık sorunu baş gösteriyor.
Rapora göre hormon, tarım ilacı, antibiyotik, katkı maddesi ve kimyasal gübreler ölçülü kullanılmadığı ve denetimi iyi yapılmadığı için insan sağlığı risk altında.
Sonuçlar kötü
Tarım Bakanlığı Antalya İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü`nün analizlerine göre 2003 yılında, 25 domates numunesinin 2`sinde, 9 salatalık numunesinin 1`inde, 122 biber numunesinin 23`ünde, 2 çilek numunesinin 1`inde uygun olmayan oranlarda pestisit (böcek ilacı) bulundu. 2004 yılında ise 87 domates numunesinin 1`inde, 3 elma numunesinin 1`inde, 2 anason numunesinin 1`inde uygun olmayan oranlarda pestisite rastlandı. Tüketici Hakları Derneği de farklı ortamlardan aldığı 20 numuneyi İsviçre`deki laboratuvarlarda kontrol ettirdi. Dernek açıklamasına göre mısırdan soyaya pek çok ürünün genleriyle oynandığı tespit edildi. ODTÜ Gıda Bölümü de 9 kentte üretilen 28 domates numunesinden 22`sinde `kanamisin` adlı antibiyotiğe dirençli bir bakteri geni saptandığını açıkladı. Mısır numunelerinde ise hem antibiyotiğe karşı direnç geni, hem de mısıra ait olmayan bir takım DNA`lar bulundu.
Hormonlu gıdayı anlamak mümkün
Domates çekirdeksiz ve içi `vıcık vıcık`sa, patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksizse, kabak çekirdeksizse, biber aşırı büyük ve etliyse, çekirdek evi boş, etli kısmı sertse, patates şekilsiz ve patates yumruları yapışıksa, içinde kararmalar varsa, karpuzun çekirdek yerleri boşsa hormonlu olduğu anlamına geliyor. 15 Ekim - 10 Kasım ve 10 Nisan - 5 Mayıs tarihleri arasında domates, 15 Kasım - 15 Mayıs tarihleri arasında patlıcan ve 1 Kasım - 15 Mayıs tarihleri arasında kabak yenmemesi öneriliyor. Ayrıca kış gıdalarının kışın, yaz gıdalarının yazın tüketilmesi gerekiyor.
Anne sütünde bile kalıntı bulundu
Türkiye`de zirai mücadelede 1.250 çeşit ilaç kullanılıyor. Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı görülüyor. Yer fıstığı, incir, fındık ve antep fıstığında alfatoksin, biberde kükürtdioksit, üzümde parafin, greyfurt ve biberde pestisit, zeytinyağında da hidrokarbona rastlanıyor.
Çocuklar ve bebekler tehlike altında
Belirlenen değerler genellikle yetişkin bir insanın vücut ağırlığı baz alınarak saptanıyor. Bu da bebekler ve çocuklar için risk oluşturuyor. Kanser ve kan hastalıklarına yakalanma yaşının çocuk yaşlara kadar inmiş olması, acil önlem gerektiriyor.
Gıda işletmeleri denetlenemiyor
Türkiye`de 27 bin gıda sanayisi işletmesinin 10 bini denetlenemiyor. Çünkü bunlardan sadece 17 bini Tarım Bakanlığı`nın gıda siciline kayıtlı. Türkiye`de domates, patlıcan, patates, kabak, üzüm, elma, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormon kullanılıyor. Tıp çevrelerindeki yaygın görüşe göre, hormonlu bitki ve etler, vücuttaki hormon dengesini bozarak bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişme ve yağlanmaya, hücrelerin zayıflamasına yol açarak kanser hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Kanser vakalarının artışında, `pestisit` adı verilen `tarım ilaçları`nın `aşırı`, `zamansız` ve `uygunsuz` kullanımının da büyük payı olduğu düşünülüyor.
Avrupa`da ciddi sınırlamalar var
Hormonlu gıdalar ile kanser vakalarında artış arasında bağlantı olduğu şüphesi var. AB ülkeleri hormonlu gıda ithalatına denetim getiriyor. Almanya, hormonlu gıdayı ülkesine sokmuyor. Et ve süt verimini çok artırmasına rağmen, bazı Avrupa ülkelerinde antibiyotik kullanımına ciddi sınırlamalar var. Denetimler çok sıkı.
15 bin çeşit katkı maddesi kullanılıyor
15 bin çeşidi aşkın katkı maddesi bulunuyor. Asesülfam K, kafein, aspartam, antioksidan, olestra, yapay renk maddeleri, nitrit ve nitratlar, yüzlerce ürüne uygulanan katkı maddelerinin başında yer alıyor. Hazır gıdalardan dondurmalara, çikolatadan gofrete, dondurulmuş ürünlerden konserve balıklara kadar binlerce gıdaya katkı maddesi konuluyor. Hayvanlarda antibiyotiklerin kontrolsüz kullanılması da tıpkı tarım ilaçları gibi zararlara neden oluyor. İlaç olmaları nedeniyle insan üzerindeki etkileri fazla. Gübre kullanımı da son derece kontrolsüz yapılıyor. Bu da toprakta ve bitkide birikmeye, toprağın özelliğini ve rejimini yitirmesine sebep oluyor.
Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Türkiye Ziraatçiler Derneği`nin (TZD) hazırladığı `Sofradaki S.O.S.` raporuna göre, sofraları süsleyen ve damak tadını zenginleştiren soslar ve çeşnilerin sayısı arttıkça, obeziteden kansere, saç dökülmesinden uykusuzluğa kadar bir dizi sağlık sorunu baş gösteriyor.
Rapora göre hormon, tarım ilacı, antibiyotik, katkı maddesi ve kimyasal gübreler ölçülü kullanılmadığı ve denetimi iyi yapılmadığı için insan sağlığı risk altında.
Sonuçlar kötü
Tarım Bakanlığı Antalya İl Kontrol Laboratuvar Müdürlüğü`nün analizlerine göre 2003 yılında, 25 domates numunesinin 2`sinde, 9 salatalık numunesinin 1`inde, 122 biber numunesinin 23`ünde, 2 çilek numunesinin 1`inde uygun olmayan oranlarda pestisit (böcek ilacı) bulundu. 2004 yılında ise 87 domates numunesinin 1`inde, 3 elma numunesinin 1`inde, 2 anason numunesinin 1`inde uygun olmayan oranlarda pestisite rastlandı. Tüketici Hakları Derneği de farklı ortamlardan aldığı 20 numuneyi İsviçre`deki laboratuvarlarda kontrol ettirdi. Dernek açıklamasına göre mısırdan soyaya pek çok ürünün genleriyle oynandığı tespit edildi. ODTÜ Gıda Bölümü de 9 kentte üretilen 28 domates numunesinden 22`sinde `kanamisin` adlı antibiyotiğe dirençli bir bakteri geni saptandığını açıkladı. Mısır numunelerinde ise hem antibiyotiğe karşı direnç geni, hem de mısıra ait olmayan bir takım DNA`lar bulundu.
Hormonlu gıdayı anlamak mümkün
Domates çekirdeksiz ve içi `vıcık vıcık`sa, patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksizse, kabak çekirdeksizse, biber aşırı büyük ve etliyse, çekirdek evi boş, etli kısmı sertse, patates şekilsiz ve patates yumruları yapışıksa, içinde kararmalar varsa, karpuzun çekirdek yerleri boşsa hormonlu olduğu anlamına geliyor. 15 Ekim - 10 Kasım ve 10 Nisan - 5 Mayıs tarihleri arasında domates, 15 Kasım - 15 Mayıs tarihleri arasında patlıcan ve 1 Kasım - 15 Mayıs tarihleri arasında kabak yenmemesi öneriliyor. Ayrıca kış gıdalarının kışın, yaz gıdalarının yazın tüketilmesi gerekiyor.
Anne sütünde bile kalıntı bulundu
Türkiye`de zirai mücadelede 1.250 çeşit ilaç kullanılıyor. Çukurova gibi yoğun tarım ilacı kullanılan bölgelerde, anne sütünde dikkat çekici oranlarda ilaç kalıntısı görülüyor. Yer fıstığı, incir, fındık ve antep fıstığında alfatoksin, biberde kükürtdioksit, üzümde parafin, greyfurt ve biberde pestisit, zeytinyağında da hidrokarbona rastlanıyor.
Çocuklar ve bebekler tehlike altında
Belirlenen değerler genellikle yetişkin bir insanın vücut ağırlığı baz alınarak saptanıyor. Bu da bebekler ve çocuklar için risk oluşturuyor. Kanser ve kan hastalıklarına yakalanma yaşının çocuk yaşlara kadar inmiş olması, acil önlem gerektiriyor.
Gıda işletmeleri denetlenemiyor
Türkiye`de 27 bin gıda sanayisi işletmesinin 10 bini denetlenemiyor. Çünkü bunlardan sadece 17 bini Tarım Bakanlığı`nın gıda siciline kayıtlı. Türkiye`de domates, patlıcan, patates, kabak, üzüm, elma, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar ve çeltikte hormon kullanılıyor. Tıp çevrelerindeki yaygın görüşe göre, hormonlu bitki ve etler, vücuttaki hormon dengesini bozarak bağışıklık sisteminin bozulmasına, şişme ve yağlanmaya, hücrelerin zayıflamasına yol açarak kanser hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Kanser vakalarının artışında, `pestisit` adı verilen `tarım ilaçları`nın `aşırı`, `zamansız` ve `uygunsuz` kullanımının da büyük payı olduğu düşünülüyor.
Avrupa`da ciddi sınırlamalar var
Hormonlu gıdalar ile kanser vakalarında artış arasında bağlantı olduğu şüphesi var. AB ülkeleri hormonlu gıda ithalatına denetim getiriyor. Almanya, hormonlu gıdayı ülkesine sokmuyor. Et ve süt verimini çok artırmasına rağmen, bazı Avrupa ülkelerinde antibiyotik kullanımına ciddi sınırlamalar var. Denetimler çok sıkı.
15 bin çeşit katkı maddesi kullanılıyor
15 bin çeşidi aşkın katkı maddesi bulunuyor. Asesülfam K, kafein, aspartam, antioksidan, olestra, yapay renk maddeleri, nitrit ve nitratlar, yüzlerce ürüne uygulanan katkı maddelerinin başında yer alıyor. Hazır gıdalardan dondurmalara, çikolatadan gofrete, dondurulmuş ürünlerden konserve balıklara kadar binlerce gıdaya katkı maddesi konuluyor. Hayvanlarda antibiyotiklerin kontrolsüz kullanılması da tıpkı tarım ilaçları gibi zararlara neden oluyor. İlaç olmaları nedeniyle insan üzerindeki etkileri fazla. Gübre kullanımı da son derece kontrolsüz yapılıyor. Bu da toprakta ve bitkide birikmeye, toprağın özelliğini ve rejimini yitirmesine sebep oluyor.