Endüstri bölgelerine, tarımdan `hayır`

Güncelleme Tarihi:

Endüstri bölgelerine, tarımdan `hayır`
Oluşturulma Tarihi: Şubat 02, 2001 00:00

Yabancı yatırımları teşvik etmek amacıyla bürokratik işlemleri önemli ölçüde azaltmak üzere kurulması düşünülen endüstri bölgelerine ilişkin yasa taslağına tarım sektörü temsilcileri karşı çıkıyor. A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, Ocak ayı başında Bakanlar Kurulu`nda imzaya açılan taslak, Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, kendilerinin ve sektörün görüşü alınmadığı için imzalamadı. Bakan Gökalp`in, özellikle, yasa ile tarım arazilerinin korunmasının mümkün olmayacağından endişe ettiği belirtiliyor. Bakanlık yetkilileri, hükümetin, yabancı sermayenin yatırım yapma şantajı karşısında, bu şirketlerin istedikleri yerdeki verimli toprakları vermek durumunda kalacağını öne sürüyorlar. Yetkililer, yasa taslağında, endüstri bölgelerinde yapılan yatırımlarda, 3194 sayılı İmar Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu, 3202 sayılı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 3213 sayılı Maden Kanunu ile 1580 sayılı Belediye Kanunu`nun 15`inci maddesinin ikinci maddesinin 12 numaralı bendi hükümlerinin uygulanmayacağına ilişkin hüküm bulunduğuna dikkati çekiyorlar. Yapılan değerlendirmeye göre, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü`nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile birlikte, tarım topraklarının amaç dışı gaye ile kullanmasını düzenleyen yönetmeliğin de endüstri bölgelerinde uygulanması mümkün olmayacak. Yabancı sermayenin istemesi halinde, birinci sınıf tarım toprağı olup olmadığına bakılmaksızın, arazi endüstri bölgesi ilan edilebilecek. Bu yatırımlarda ÇED raporu da aranmayacak.

-ZMO DA KARŞI-

Bakan Gökalp`in yanı sıra, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) da Endüstri Bölgeleri Yasa Taslağı`na karşı çıktı. ZMO Başkanı Prof. Dr. Gürol Ergin, A.A muhabirine yaptığı değerlendirmede, taslağın yasalaşması halinde, tarihe en ağır kapitülasyon olarak geçeceğini öne sürdü. Taslak, küresel ekonominin tüm isteklerini koşulsuz yerine getirmenin ulusal çıkarlara aykırılığını açıkça gözler önüne seren bir ibret belgesi olduğunu belirten Prof. Dr. Gürol Ergin, şöyle devam etti: Yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmek amacıyla hazırlanan yasa taslağının esas amacı, ulus devleti yok sayarak, ülkenin ulusal ve evrensel çevre ve kültür değerlerini korumaya yönelik tüm yasa ve kurumlarını işlevsiz kılmak, uluslararası tahkim boyunduruğundan önce alınan yüksek yargı kararlarını işlemez duruma sokmaktır. Düzenleme ile, birinci sınıf tarım toprakları, ormanlar, meralar, kıyılar, tarihi ve kültürel alanlar, yabancı veya yabancı sermaye ile bütünleşmiş yerli sermaye yatırımlarının koşulsuz ve sınırsız talanına açılıyor. Yatırımcının çıkarı ile ülke çıkarının birleştiği ortak yatırım alanlarının belirlenmesi ilkesi göz ardı edilecek.

-YATIRIM İZNİ TALEPLERİ...-

Taslakta, endüstri bölgelerindeki yatırım izni taleplerinin 15 gün içinde sonuçlandırılması, 15 gün içinde yanıt verilmemesi halinde iznin verilmiş sayılacağı, ayrıca, izin ruhsat ve benzeri başvurulara ilişkin hizmetleri 10 iş günü gerekçesiz olarak öncelikle ve ivedilikle sonuçlandırmayan ilgili kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler ve meslek odaları yöneticileri hakkında para ve memurluktan çıkarmaya kadar cezalar verilmesinin öngörüldüğünü de hatırlatan Prof. Dr. Ergin, bu hükümler ile kamu yöneticilerinin kul,meslek odası yöneticilerinin de memur konumuna sokulduğunu öne sürdü. Prof. Dr. Ergin, yasa ile ulusal çıkarlar adına yatırıma bazı kararlara engel olabilecek kamu bürokrasisinin çökertileceğini belirtirken, insanların da çok uluslu şirketlerin kulları köleleri durumuna düşürüleceğini kaydetti. Prof. Ergin, Yatırımları Teşvik, Koordinasyon ve Danışma Kurulu`nun görüş alacağı kuruluşlar arasında Yabancı Sermaye Derneği (YASED) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) sayılırken, üniversiteler ve ilgili meslek odalarının görüş alınacak kuruluşlar arasında sayılmamasını da eleştirdi. ZMO Başkanı Prof. Gürol Ergin, organize sanayi bölgeleri ve serbest bölgelerde bir sürü boş yatırım alanı dururken, yabancı sanayicinin istediği yere endüstri bölgesi statüsü verilmesinin, planlı sanayileşmeye de aykırı olduğunu kaydetti.

-SERBEST BÖLGEER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ DE OLUMSUZ GÖRÜŞ BİLDİRDİ

A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, endüstri bölgeleri hakkındaki kanun taslağına, DTM Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü`nün de olumsuz görüş bildirdiği öğrenildi. Serbest bölgeler mevzuatı kapsamında yatırımcılara çok uygun teşvikler verildiği, uygulamadaki bazı sorunların yabancı sermaye mevzuatından kaynaklandığı belirtilen görüş yazısında, yeni endüstri bölgeleri kurulması yerine yabancı sermaye yasasında değişikliğin daha uygun olacağı vurgulandı.

-YASA NE GETİRİYOR...-

Devlet Bakanı Tunca Toskay, 4 Ocak`ta yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, endüstri bölgeleri kurulması hakkındaki kanun taslağında müzakeresinin yapıldığını kaydetmişti. Toskay, yerli ve yabancı yatırımcıların Türkiye`de yatırımlarını gerçekleştirmeleri sürecinde karşılaştıkları büyük bürokratik engellerin ortadan kaldırılmasını amaçlayan bir kanun tasarısı demişti. Edinilen bilgiye göre, Türkiye`de şirket kurmak için değişik kuruluşlardan 58, herhangi bir esnaflık alanında faaliyet göstermek için 38 ve tesis kurup yatırım yapmak için yine değişik kuruluşlardan 87 ayrı belgenin alınmasına ihtiyaç duyuluyor. Yabancı sermaye yatırımını teşvik etmek amacını taşıyan kanun taslağı, endüstri bölgelerinin, Yatırımları Teşvik Koordinasyon ve Danışma Kurulu tarafından belirlenmesini veya yatırımcılar tarafından önerilen yerlerde, kurulun teklifi üzerine Bakanlar Kurulu`nca izin verilerek kurulmasını öngörüyor. Endüstri bölgelerinde yapılacak yatırımlar için ruhsat, onay ve benzeri işlemlerin kurul, tarafından 15 gün içinde verilmesi hükme bağlanıyor. Kurul, Hazine Müsteşarlığı`nın başkanlığında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı ve Dış Ticaret müsteşarlarından oluşuyor. Taslakta, Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü`nün yabancı sermaye kuruluşları adına yaptıkları yatırım izni başvurularının 15 gün içinde cevaplandırılmasını, cevaplandırılmayan taleplerin ise kabul edilmiş sayılmasını öngörüyor. Söz konusu hükümler, ülkeye teknoloji transferi sağlayan, katma değeri yüksek ve istihdam arttırıcı nitelikte, sabit yatırım tutarı 10 milyon ABD Doları`nın üzerinde olan yerli yatırımlar için de geçerli olacak. Taslaktaki geçici bir madde ile de yarım kalmış ya da tamamlandığı halde faaliyeti durdurulmuş veya işletmeye geçmemiş yerli ve yabancı sermaye yatırımlarının endüstri bölgesi yatırımı sayılması öngörülüyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!