Çukurova Holding`in patronu Mehmet Emin Karamehmet, Pamukbank`ı, 1989`dan 2002 yılı 19 Haziran`ına kadar hep ‘batık’ olarak elinde tuttu. Karamehmet, dünyanın 29`uncu zengini bile oldu, ama kredilerinin yarısını kendi şirketlerine kullandırdığı Pamukbank`a para koymayıp, batırdı. 3 katrilyon lira faturayı vatandaşın sırtına yükledi.
TÜRK bankacılık sisteminde, ‘geç kalınmış’ yeniden yapılanma süreci beraberinde ciddi tartışmaları da getirdi. Bu tartışmalar, özellikle Türkiye`nin büyük bankalarından Pamukbank`ın, 3 katrilyon liralık açığı olduğu için Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu`na (TMSF) devredilmesi sonrasında alevlendi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu`nun (BDDK), 19 Haziran 2002 tarihinde aldığı kararla, 1973 yılında Mehmet Emin Karamehmet`in Çukurova Grubu`na dahil olan Pamukbank`ı TMSF`ye devretmesi sonrasında, bu uygulamanın ‘haksız’lığını savunanlar oldu. Ancak, BDDK`nın hazırladığı raporlar, Mehmet Emin Karamehmet`in dünyanın 29`uncu büyük zengini olduğu günlerde bile ‘‘batık’’ durumda olan Pamukbank`a para koymadığını gözler önüne serdi. Karamehmet, 2000 yılında Forbes Dergisi`nin ‘‘dünyanın en zenginleri’’ listesinde 8 milyar dolarlık şahsi servetiyle 29`uncu olmuştu.
Pamukbank`ın TMSF`ye devrinden sonra kamuoyunda yanlış anlaşılmaların doğması için çaba gösterileceğini anlayan BDDK, daha önce TMSF`ye devir kararı aldığı bankaların hiçbirinde yapmadığı bir uygulamaya giderek, Pamukbank ile ilgili bir durum raporu açıkladı. Bu raporda da yer aldığı şekilde, Pamukbank`ın TMSF`ye devri beklenmeyen, bilinmeyen ve ilk defa olan bir gelişme değildi. Kamu otoritesi, bankanın daha kötüye giderek iflas etmesini önlemek için ilk kez ‘1989 yılında’ Pamukbank`ı denetim altına aldı. BDDK raporunda bu gelişme şöyle anlatıldı: ‘‘Pamukbank özellikle, aktif-pasif vade uyumunun bozulması, likidite sorunu, özkaynak yetersizliği ve mali bünyedeki bozulma nedeniyle, Devlet Bakanlığı Makamının 19 Nisan 1989 tarihli onayıyla eski 3182 sayılı Bankalar Kanununun 64 üncü maddesi (aynı Kanunun devamı niteliğindeki 4672 sayılı Kanun ile değişik 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesi) kapsamına alınmıştır. 3182 sayılı Bankalar Kanununun mer`i olduğu dönemlerde Bankaya muhtelif zamanlarda munzam karşılık iadeleri yapılmış ve kanuni karşılıkların tutulamamasından kaynaklanan cezai faizler iptal edilmiştir. Ancak, 4389 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte kanunen de mümkün olmayan bu uygulamalara son verilmiştir.’’
1994`TE BİR DAHA BATTI
BDDK`nın raporunda yer verilen görüşler bu kadarla kalmadı. Raporda Pamukbank`ın 1994`ten itibaren daha da kötülediğine dikkat çekildi ve şöyle denildi: ‘‘Bankanın durumu 1994 krizi sırasında çıkan spekülasyonlar nedeniyle daha da kötüleşmiştir. Bu dönemde grup riskleri nedeniyle aktifin donuklaşması sonucu likidite baskısı önemli ölçüde artmış ve dolayısıyla yüksek kaynak maliyetlerine katlanmak zorunda kalınmıştır. Aktif kalitesi iyi olan bir bankada kaynak maliyetinin yükseldiği dönemlerde yapılması gereken en önemli işlem pahalı kaynakların tasfiye edilmesidir. Ancak, Pamukbank örneğinde grup risklerinden kaynaklanan düşük aktif kalitesi nedeniyle bu yönde bir işlem yapma hususunda yeterli imkan bulunamamış ve pahalı kaynakların tutulması yönündeki çabalar da zararın giderek büyümesine neden olmuştur.’’
13 YILDIR BİLİNİYORDU
Pamukbank`a geçen haziran ayında el konuldu. Ancak bankanın ilk kamu kontrolüne alınışı 1989 yılına denk geliyordu. Pamukbank`ın mali yapısındaki bozulma, bankayı o tarihte geçerli olan yasalar gereği Hazine denetimi altına aldırmıştı. Hazine, yıllarca Pamukbank`ı ayakta tutmaya çalışmıştı. El koyulan bankalarda çalışan uzmanlar sıklıkla gazeteleri arayarak, ‘‘Pamukbank`a yıllarca göz yumuldu. Bize üç günde el konuldu’’ şikayetlerini ilettiler.
BDDK, Yapı Kredi`yi yıpratmasına izin vermedi
MEHMET Emin Karamehmet, Pamukbank`ın elinden gideceğini anlayınca, bu bankayı, sağlıklı olan diğer bankası Yapı Kredi`yle birleşmeye kalktı. BDDK, raporunda, ‘‘Söz konusu birleşme planda, grup kredilerinin tasfiyesi konusunda gerçekçi bir yaklaşım sergilenememiştir. Tasfiyeye ilişkin sunulan planın değerlendirilmesi neticesinde tasfiyenin önemli ölçüde dış etkenlere bağlı olduğu, gerçekleştirilebilir tahminlere dayanmadığı, birleşik bankada yaşanacak problemlerin çözümünün zamana yayılmasının ise ölçeğin büyümesi nedeniyle zararın büyüme hızını artıracağı görülmüş ve dolayısıyla birleşme halinde sağlıklı bir banka olan Yapı ve Kredi`nin mali bünyesinin önemli ölçüde bozulacağı sonucuna varılmıştır’’ dedi.
Karamehmet, uyarıları dinlemedi
PAMUKBANK`ın, son 13 yıldır batık durumda olduğunun bilinmesine, BDDK`nın defalarca uyarmasına rağmen çare üretmek yerine beklemeyi tercih eden Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet, Pamukbank`a el koyulmasından sonra Başbakan Bülent Ecevit`e giderek BDDK`yı şikayet etti. Karamehmet`in bu şikayeti üzerine Başbakan Ecevit, Başbakanlık Teftiş Kurulu`nu görevlendirerek, Pamukbank dosyasının incelenmesini istedi. Ancak BDDK, Teftiş Kurulu`nun BDDK`yı veya uygulamalarını inceleme yetkisi bulunmadığını belirterek bu incelemeyi reddetti. Bunun üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu, Başbakanlıktan yetki istedi.
Yasalarla alay ettiler
ÇUKUROVA Grubu, BDDK`nın Pamukbank`tan talep ettiklerinin hiçbirini uygulamadı. Bankada bir sermaye artırımı gerçekleşti. Ancak bu sermaye artırımı iç kaynakların kullanımı ile gerçekleşti. Farklı ifade etmek gerekirse, BDDK, Pamukbank`tan, banka dışından taze, yeni kaynak bulmasını istedi. Pamukbank ise dışarıdan kaynak bulmak yerine zaten yetersiz olan kendi kaynaklarını kullanarak sermaye artırımı yaptı. Pamukbank talep edilen sermaye artırımlarını, gerçek kaynak girişi sağlayacak şekilde yapmak yerine, yasalarla alay etmeyi tercih etti. Açıklanan birleşme operasyonunun sorun çözücü özelliği olmadığını gören BDDK, 19 Haziran 2002`de Pamukbank`a el koydu.
El konduğunda zarar 4 katrilyon liraydı
PAMUKBANK, bankacılık sektörü toplam aktiflerinin yüzde 5.5`ine, kredilerinin yüzde 12.7`sine, mevduatın ise yüzde 6.2`sine sahipti. Grup kredileri hariç tutulduğunda bankanın kullandırdığı kredilerin sektör içindeki payı yüzde 3.9`a düşüyordu. Bankanın toplam aktifleri Aralık 2001 itibariyle 6 katrilyon 273 trilyon liraydı. Aralık 2001 itibariyle bankanın dönem zararı 4 katrilyon 24 trilyon lira ve yüzde 8 asgari sermaye yeterliliğine erişmesi için gereken kaynak ihtiyacı 2 katrilyon 963 trilyon liraydı.
Fiskobirlik alacağı için faiz oyunu yaptı
PAMUKBANK`ın TMSF`ye devredilmesi sonrasında Çukurova Grubu, ‘‘Fiskobirlik`ten alacağımız var’’ ana fikrine dayalı bir savunma da geliştirdi. Ancak durumun, Mehmet Emin Karamehmet`in savunduğu gibi olmadığı BDDK raporunda açıkça anlatıldı.
BDDK`nın raporunda, Pamukbank ile Fiskobirlik`in kredi ilişkisi açıkça ortaya konuldu. Rapora göre, Pamukbank, Fiskobirlik`e 1989 yılında 10 milyar lira, 1990 yılında ise 6.5 milyar lira kredi vermiş. Fiskobirlik, bu kerinin geri ödemesini yapamamış. Pamukbank`ta, Fiskobirlik`e faiz işletmiş. Sonuçta 1 trilyon 79 milyar lirası ana para, 591 trilyon 329 milyar lirası faiz olmak üzere toplam 592 trilyon 408 milyar lira (414 milyon
dolar) alacaklı olduklarını iddia etmişler. Hükümet, Fiskobirlik`in fındık alımlarından doğan borcunu, ‘Özel Tertip Tahvil’ ihracıyla Hazine`nin karşılamasını istediği için Hazine Müsteşarlığı`na görev vermiş. 2000 yılında verilen bu görevi yerine getirmek amaçcıyla Hazine, 22 Aralık 2000 tarihinde ‘TÜFE + yüzde 10’ üzerinden bir hesap yaparak, Pamukbank`a 52 trilyon lira (O günkü kur ile 94.5 milyon dolar) ödeyebileceğini belirtmiş. Pamukbank ise bu ödemeyi kabul etmemiş. Çukurova Grubu`nun, ‘‘Pamukbank`tan alacağımız var’’ dediği olayın özeti bu. Pamukbank, 1989 ve 1990`da kullandırdığı toplam 6 milyon 547 bin dolarlık kredi için 10 yıl sonra 414 milyon dolar geri ödeme istemiş, Hazine`nin verdiği 94.5 milyon doları kabul etmemiş. Oysa yine Fiskobirlik ile bu tür ilişkisi olan diğer iki büyük banka, Hazine ile çoktan anlaşmıştı.
100 liralık kredinin 69`u kendi şirketlerine
PAMUKBANK`ın Aralık 2001 itibariyle 3 katrilyon 813 trilyon lira olan grup kredileri toplam kredi portföyünün yüzde 69`unu oluşturuyordu. Bankanın toplam aktiflerin yüzde 40.5`i büyüklüğündeydi. Bu şöyle de yorumlanabilir, ‘‘Pamukbank`a yatırılan her 100 liralık mevduatın yaklaşık 52 lirasını, ‘uygun şekilde` Çukurova grubu kullanıyordu.