Dikkat! ABD artık resesyona girdi

Güncelleme Tarihi:

Dikkat ABD artık resesyona girdi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2008 15:409dk okuma

ABD ekonomisine birtürlü resesyon teşhisi koyamayan ekonomistler, geçen haftaki istihdam verilerinin ardından U dönüşü yapmaya başladı

Çıkmadık candan umut kesilmez misali ABD ekonomisine bir  türlü resesyon teşhisi koyamayan ekonomistler, geçen haftaki istihdam verilerinin ardından U dönüşü yapmaya başladı. Bazı uzmanlar yatırımcılarına Resesyon takibine girdik şeklinde notlar geçti. 

Sıla Özçelik / REFERANS GAZETESİ
 
2001 yılında yaşanan 11 Eylül saldırıları sonrası ABD`de başlayan resesyon tartışması, 2007`nin ağustos ayında mortgage piyasalarındaki batık sorunun finans piyasalarına da sıçraması ile son aylarda kamuoyunu en fazla meşgul eden konu oldu. Yeni çıkardığı Türbülans Çağı kitabının pazarlama telaşında olan eski FED Başkanı Maestro Alan Greenspan Resesyon geliyor dedi, kimi analistler arasında ise Durgunluk olacak ama resesyon uzak yorumları yapıldı. Ancak aylardır hem hisse senetleri hem de tahvil piyasasında kayıplar yaşayan, kült kabul edilebilecek finans kuruluşları için Körfez sermayesini kurtarıcı olarak görmeye başlayan, dahası FED`in enflasyon hedefinden bile vazgeçip üstüste yaptığı 3 faiz indirimi ve para enjeksiyonuna rağmen en ufak bir toparlanma sinyali göstermeyen ABD ekonomisi için kaçış noktası kalmadı. Çıkmayan candan umut kesilmez misali ABD ekonomisinin geçtiği sürece resesyon teşhisini konduramayan analistler geçen hafta cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam rakamlarının ardından tam bir U-Dönüşü yaptı.
 
Yatırımcılara `resesyon` notu geçmeye başladılar

Aralarında Greenspan, eski Hazine Bakanı Lawrence Summers ve ünlü ekonomist Martin Feldstein`ın da bulunduğu bir grup ekonomist işsizlik rakamlarının ardından resesyon tahminlerini yüzde 50`nin üzerine çıkarmış durumda. Bear Stearns analistlerinden John Ryding ise yatırımcılarına geçtiği notta 1949 yılından bu yana ABD ekonomisinin resesyonda olduğu dönemler dışında işsizlik oranlarının asla bu kadar yüksek bir çıkış göstermediğini belirtti. Ryding, notunda Kendimizi resesyon sürecini izlemeye alıyoruz ifadesini kullandı.
Dün ise Asya borsaları arasında cuma günkü verilere dayanarak en iyi müşterisi ABD`nin resesyon sürecine girdiği yönünde dönen tartışmalarla yüzde 3`ü aşan sert kayıplar gördü. MSCI Asya Pasifik Endeski yüzde 2,2 düştü, Nikkei yüzde 1,3 değer kaybetti. Şimdi ise FED`in 3 faiz indiriminden sonra bir kere daha faiz indirmesi bekleniyor. Ancak faiz indirimiyle ekonomiyi toparlayamadığını gören Bush yönetiminin de yeni vergi indirimleri ile ekonomiyi sübvanse etme planı da gündemde.
 
İkinci dünya savaşı dönemine benziyor

Ekonomistlere göre ABD`de şu ana kadar istihdam rakamlarında görülen bu derecede beklenmedik düşüşler her zaman resesyona girildiğinin en büyük işareti olarak görüldü. Bloomberg`de yer alan bir habere göre ise ABD ekonomisi çoktan resesyona girdi bile. ABD`de işsizlik oranı 1949 yılından bu yana hiç bu kadar hızlı bir şekilde artış göstermemişti. Aralık ayında yüzde 5`e çıkan işsizlik oranı Mart ayındaki yüzde 4,4`lük seviyenin yüzde 0,6 üzerinde. Bu 2001 yılının sonundan beri istihdam piyasasında görülen en kötü ilerleme. Aralık ayında 50 bin artması beklenen tarım dışı istihdam cuma günü 18 bin çıkınca hem Avrupa hem de ABD borsalarında yüzde 1`in üzerinde kayıplar görülmüştü. Açıklanan veriler ise ABD istihdam piyasasının son 2 yıl içindeki en kötü dönemini yaşadığını gösteriyordu. Soğuk savaşın başladığı dönemlere tekabül eden 1940 ila 1949 yılları arasında ABD`de işsiz sayısı 8 milyon kişinin üzerindeydi. 1948 yılının son ayında yüzde 4,0 olan işsizlik oranı, savaş sonrası düşen talep ve azalan üretimle birlikte 1949 yılının ekim ayında yüzde 7,9`a kadar fırlamıştı. Bu oran önceki yılın aynı ayında yüzde 4,8 olmuştu.
 
Perakende satış verileri şüpheleri sona erdirir

Öte yandan rekor işsizlik rakamlarına rağmen bazı analistler halen resesyon demeye çekiniyor. Lehman Brothers`ın Sabit Getirili Yatırımlar analisti Jack Malvey ise yatırımcılarına geçtiği notta Resesyon tartışmaları için erken görünüyor. Buna resesyon dememiz için ek verilere ihtiyacımız var ifadesini kullandı. Şimdi ise gözler Ocak ayı ortasında açıklanacak olan 2007 Aralık ayına ait perakende satış verilerinde. Perakende satış verilerinin de beklentilerin altında gelmesi halinde ABD`nin resesyona girdiği biraz dahafazla kabul görür olabilir. Referans`a konuşan 4Cast`in gelişen piyasalar analisti Nicholas Kennedy`ye göre ise X olayı şu ana kadar resesyon olmadan görülmemişti türü yorumlar hep oluyor. Bu kez de aynı şeyin istihdam rakamlarıyla gündeme geldiğini belirten Kennedy, ciddi bir yavaşlama yaşanacağını ancak halen resesyon demek için erken olduğunu savunuyor.
 
Part time çalışan sayısı 4 yılın zirvesine çıktı

Hyundai Motor ABD`nin Alabama eyaletindeki fabrikasında çalışan 3 bin 300 işçisinin haftalık çalışma saatini son 3 ayda 32 saate kadar indirdi. Ülkenin önde gelen pencere ve kapı üreticisi Pella Corp ise 10 bin çalışanının çalışma saatlerini azaltarak yerilerine part time çalışan işçileri kullanmaya başladı.The Wall Street Journal`ın yorumuna göre ise üreticilerin çalışma saatlerini azaltmaya başlaması artık üreticilerin de ekonomideki yavaşlamadan fazlasıyla endişe duymaya başladıklarına işaret. Üreticiler aslında iş saatlerini düşürerek emlak ve otomotiv sektörlerinde yaşanan durgunluk yüzünden yaşadıkları zararı kapamak için işçi çıkarmadan maliyetleri düşürmeyi amaçlıyor. ABD İşçi Kurumu`nun verilerine göre ise resesyon sürecinin başladığı 2007 yılında 2,8 milyon kişi iş ortamındaki yavaşlama yüzünden part yime çalışmak zorunda kaldı. Bu 2006`daki oranın yüzde 9 üzerinde. Hatta 2007`nin son ayında part time çalışan işçi sayısı da 3.1 milyon kişiye ulaştı ve son 4 yıl içindeki en yüksek aylık rakamına fırladı. Hükümet raporlarına göre ise part time istihdamda görülen bu artış işsizlik oranlarındaki fırlamanın da en büyük sebebi. Önümüzdeki döneme ilişkin istihdam beklentileri ise daha da düşük. Bunun sebebi de yine işverenlerin ya işten çıkarmaları ya da çalışma saatlerini azaltmayı gündemine almış olmalarıyla alakalı.
 
UZMANLAR NE DEDİ?
 
Nicholas Kennedy - 4Cast Analisti:
Petrol için iyi haber olabilir

ABD ciddi bir yavaşlama sürecine giriyor ama resesyon demek için diğer verileri de görmek lazım. Enflasyon ise hala risk. AMB ve FED`n duruşu ise birbirinden iyice ayrıştı. AMB enflasyona odaklandı, FED ise tam tersi enflasyon ve büyümeyi dengelemeye çalışıyor. Bunun bir hata olup olmadığını ise zaman gösterecek. Enerji ve gıda fiyatlarındaki artış ise FED`in enflasyona kitlenmesine neden olacak. Ellerinde ABD hazine tahvili tutan merkez bankaları için zor bir dönem yaklaşıyor. ABD`nin resesyona girmesi en çok Asya ekonomilerini etkiler, ancak ülke içindeki taleplerde görülen artışlar bu ekonomilerin çok fazla yara almasını önleyebilir. Ayrıca ABD`nin beklenenden daha yavaş büyümesi halinde petrol fiyatları düşüşe geçer bu da petrol ithalatına bağımlı olan Asya ekonomileri için avantaj olur.
 
Atilla Yeşilada - Ekonomist
Resesyonu ikinci çeyrekte hissedeceğiz

Bence ABD resesyona daha yakın, ama ilk çeyrekte değil ikinci çeyrek ve yılın kalan kısmında göreceğiz. Tüketicinin asıl Ocak değil, Mart ve sonrasında iflas edebilir çünkü ipotek kredilerinin taksitleri yeni yeni artmaya başlarken, yüksek enerji ve gıda fiyatlarının hane halkı bütçesine verdiği zarar da bu aylarda beli olur. Bankacılık sistemi de kredileri daha yeni azaltmaya başladı. Bu süreç kredi kartı kulanımını, ama daha önemlisi sabit sermaye oluşumunu vuracak. FED`in faiz indirimleri bankacılık sistemini biraz rahatlatır, ama tüketimi desteklemesi zor, çünkü tüketimi konut fiyatlarındaki düşüşün ardından servetlerdeki düşüşle birlikte gelirlerin yavaşlaması vuruyor. ABD`yi resesyondan kurtarmak için federal bütçenin devreye girmesi lazım. Bush bu bağlamda ipotekzedelere doğrudan nakit ödeyecek kadar iddialı bir harcama paketini kotarmaya çalışıyor. Eğer Demokratlar destek verirse, ABD kısa ve sığ resesyonla 2008`i atlatır. Aksi halde, derin bir resesyon ve bunun kredi mekanizması ve düşen ithalat talebi yoluyla Asya ve Güney Amerika`yı da vurması senaryosuna giriyoruz ki, o zaman küresel ekonominin tümü tehlike altında kalır.
 
Denizbank Ekonomisti Şevin Ekinci
KOBİ kredilerinde sorun yaşanabilir

ABD`deki resesyon kaygılarının gerçeğe dönüşme olasılığı mevcut durumda. Önümüzdeki aylardan itibaren ABD`deki resesyonun uzun süreli olup olmayacağı konusunda tartışmalar başlayacak. 2009 yılında ise ABD bir düzeltme dönemine girebilir. Türkiye şu anda yüksek faiz verdiği için kendini koruyor. Olası bir resesyonun Türk finansal piyasalarına, döviz kuruna ve bonolara çok kısa vadede yansımasını beklemiyorum. Ancak bankacılık, ABD`deki resesyondan etkilenir. Mesela bankalar kullandırdıkları kredilerde sorun yaşayabilirler. Son iki yılda KOBİ`lere verilen kredilerin geri dönüşümü olacak mı, piyasa nasıl etkilenecek türünden bazı rahatsızlıklar bulunuyor.
 
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seyfettin Yıldırım: Yüksek büyüme beklenmesin

Resesyon sonucu Türkiye`ye dışarıdan sıcak para girişlerinde yavaşlama ortaya çıkacaktır. Uluslararası borsalar ciddi bir sarsıntı geçirebilir; bu durum İMKB`ye de olumsuz yansır. Ayrıca Türkiye`nin büyümesi de olumsuz etkilenir. Ben uzun süreli ve derin bir resesyon beklemiyorum, büyük bir bunalım olmayacaktır. Resesyonla birlikte Türkiye`nin negatif büyüme hızlarına düşüceği kanaatinde değilim fakat çok yüksek büyüme de beklememek gerekir. ABD`nin resesyona girmesi ile birlikte bankacılık sektörünün kârları düşer ancak büyük bir sarsıntı yaşanmaz. Hacimler düşerken rekabet de artmaya başlar. Buna karşılık banka iflasları gibi geçmiş dönemlerde yaşanan sorunların benzerleri yaşanmaz.
 
Referans Gazetesi Yazarı Servet Yıldırım
En çok tekstil sektörü etkilenir

ABD`nin resesyona girmesi ile birlikte Türkiye`de ihracata yönelik faaliyet gösteren sektörler olumsuz etkilenecektir. Çünkü her ne kadar Türkiye`nin ABD`ye ihracatı sınırlı da olsa Avrupa gibi ana ihracat pazarları ABD`deki daralmadan payına düşeni alacaktır. ABD`de bir resesyon olduğu taktirde bunun Avrupa piyasalarına ve Türkiye`ye olan yasınmalarını görürüz. Tekstil sektörü resesyondan en çok etkilenen sektörlerin başında yer alacaktır. Finansal sektöre genel olarak baktığımızda ise sökterlerin dışarıdan borçlanma maliyetlerinde artış yaşandığını görebiliriz.
 
Referans yazarı Efg İstanbul Başekonomisti Baturalp Candemir
Türkiye kesin etkilenir

ABD`de 2008 yılının en azından ilk iki çeyreğinde resesyon yaşanacağı varsayımı altında, bundan Türkiye`nin etkilenmemesi düşünülemez. Türkiye`nin ABD`ye yaptığı ihracat toplam ihracatının yüzde 6`sı civarında. Bu miktar azalabilir; ancak bundan daha önemlisi ABD resesyonunun, gerek Asya gerekse Avrupa ekonomilerini yavaşlatacak olması nedeniyle, özellikle en büyük pazarımız olan Avrupa`ya yaptığımız ihracatımızı azaltma ihtimalidir. Bunun yanısıra, ülkemize yapılan doğrudan yatırımların ve portföy yatırımlarının önemli bir bölümü ya ABD kaynaklı şirketler tarafından yapılmakta ya da ABD`li finans şirketleri tarafından kredilendirilmekte. Resesyon bu tür şirketleri risklerini azaltmaya sevk edecek, bu şirketlerin fonladıkları işlemleri de azaltacaktır. Bu da Türkiye için daha az dış yatırım demek. Faizler daha yüksek seyredecek, borçlanma olanakları daha sınırlı olacaktır. Eğer tek bir olumlu tarafından söz etmek gerekirse, o da enflasyon üzerindeki etkisidir. Daha az ihracat olanakları, üretimin daha büyük bir kısmının yurtiçine yönlendirilmesine neden olacağı için iç talep artışının enflasyonist etkisini sınırlamış olur.
 
Brown kara bulutlardan korkuyor

İngiltere Başbakanı Gordon Brown, İngiltere ekonomisinin `tehlikeli` bir yıl ile karşı karşıya olduğunu, artan enerji fiyatları ve yüksek ücretlerin `enflasyonun belini kırma` konusundaki kararlılığına zarar vermesinden korktuğunu belirtti. Financial Times`ın haberine göre Brown, İngiliz ekonomisinin güçlü olduğunda ısrar etmesine rağmen Atalantik`in öbür yakasından kara bulutlar geldiğini görüyor. Özellikle geçen hafta ABD`de açıklanan işsizlik oranlarındaki keskin yükseliş ABD ekonomisindeki ciddi gerileme korkusunu artırdı. Eski ABD maliye bakanı Lawrence Summers Financial Times`daki köşesinde, durgunluk riskini ortadan kaldırmak için 75 milyar dolara kadar bir vergi teşviki çağrısı yaptı. İngiliz Observer gazetesine açıklama yapan Gordon Brown da ABD ekonomisinin durumu, kredi çöküşünün ortaya çıkması ve küresel enflasyonist baskılar ışığında bu durumun dünya ekonomisi için son derece zor ve tehlikeli olduğunun altını çiziyor. Brown İngiliz ekonomisinin 2009`da toparlanacağından emin görünüyor. Yine de şu anda İngiltere ekonomisi son derece hassas ve kırılgan bir dönemde bulunuyor. En çok korkulan şey ise tüketicilerin kemer sıkmaya başlaması. Gordon Brown ve Ekonomi Bakanı Alistair Darling İngilizleri normal harcama alışkanlıklarından vazgeçmemeye teşvik ediyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!