Güncelleme Tarihi:
“Biz olmazsak komisyonlar çalışmaz” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu’na Erdoğan “Muhalefet ister gelsin ister gelmesin, çalışmaya mani yok” sözleriyle yanıt verdi.
Abdullah KARAKUŞ - Maufh PAZARBAŞI / MİLLİYET
CHP’nin kafasının karışık olduğunu belirten Erdoğan tutuklu vekiller için “Başbakan hâkimlere talimat mı verecek? Sorun TBMM’nin, çözüm ortak olacak” dedi
DÖVİZ FİYATLARINDAKİ SON DURUMU GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün başkanlık ettiği Ak Parti grup toplantısında, tutuklu milletvekilleri nedeniyle TBMM’de yemin etmeyen muhalefeti sert sözlerle eleştirerek krizin, Meclis Başkanlığı seçimi öncesinde çözümü beklentisini boşa çıkaran bir konuşma yaptı. Erdoğan, muhalefet ister gelsin ister gelmesin, parlamentonun çalışmasına mani bir hal olmadığını belirterek, “Ana muhalefet, ‘Biz olmadığımız sürece komisyonlar çalışmaz’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, komisyon bal gibi çalışır. Yeter ki bizim arkadaşlarımızın katılımında bir eksiklik olmasın. Herkes katılsın bak nasıl çalışıyor göreceksin” dedi.
Başbakan CHP’nin ontolojik sorunlar içerisinde olduğunu belirterek, “En önde oturacaksın ondan sonra kendini yok yazdıracaksın. Nasıl dürüstlük bu? Bu ana muhalefetin tarihine kara bir leke olarak geçmiştir” diye konuştu. Erdoğan, dün Ak Parti Genel Merkezi’nde 12 Haziran Genel Seçimleri’nin ardından partinin ilk grup toplantısını gerçekleştirdi. Erdoğan, burada yaptığı konuşmada yemin krizi konusunda şunları kaydetti:
TAKMAMAZLIK ETMEDİK:
Beğenmediğimiz, eleştirdiğimiz düzenlemeler, uygulamalar oldu. Ama hukuk kurallarını hiçe saymadık, anayasayı -affınıza sığınıyorum,- takmamazlık etmedik, dayatmalarla, tehditlerle yol almaya çalışmadık. Ve biz, oy tabanımızı, bize gönül verenleri sokaklara dökmedik. Ama ana muhalefeti, muhalefeti, sivil toplumu, medyası, bizim demokrasi ve özgürlük mücadelemize gerekli desteği vermedi. Meclis’i boykot ederek, Meclis’in meşruiyetini tartışmaya açarak ulaşılabilecek bir hedef olmadığını çok iyi biliyoruz. Hukuka karşı imtiyaz talep etmek ne kadar yanlışsa, dayatmalarla oldu bitti yapmaya çalışmak da o kadar yanlıştır. Yargının kararlarından dolayı, doğrudan Ak Parti’yi, doğrudan hükümeti itham edenler, eski alışkanlıkları nüksedenlerdir.
DÜN ÖYLE YAZMIYORLARDI:
Kendi iktidarımız döneminde kapatılma davasına maruz kalmış bir partiyiz. O durumda dahi mücadelemizi hukuk içinde verdik, başka herhangi bir yola tevessül etmedik. Üstelik, bugün milli iradeyi temsil ettiği söylenen ve terör örgütü kurmaktan yargılanan o yazarlar, Ak Parti’ye kapatılma davası açıldığı o süreçte, ‘yargı da milli iradedir’ şeklinde yazılar kaleme aldılar. Hepsi kayıtlarda var. Yasamanın da, yargının da milli iradeyi temsil ettiğini köşelerinde yazdılar. Dün milli iradeyi temsil eden yargı, bugün temsil etmiyor mu? Dün güya millet adına karar veren yargı, bugün millet adına karar vermiyor mu? Ak Parti iktidarını, çoğunluğun azınlığa tahakkümü olarak sorgulamak isteyenler, acaba bugün azınlığın çoğunluğa tahakkümünü sorgulamayacak mı
TALİMAT MI VEREYİM:
‘Başbakan bu işi çözsün’ diyenlere sesleniyorum. Başbakan ne yapacak? Hâkimleri, mahkemeleri arayıp, talimat mı verecek? Başka iktidarlar döneminde bunlar yaşanmış olabilir, yaşandığını da biz çok iyi biliriz, kayıtlarda var. Öyle anladığınız anlamda kayıt değil ama yaşayanlarla konuştuk. Bizzat mağduriyetini yaşayanlar olarak biliriz. Ama bizim dönemimizde bunlar yaşanmaz ve yaşanmayacak. Yargı kararlarından dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelmeyenler, gelip de yemin etmeyenler, yasama-yürütme-yargı güçlerinin ayrımını hâlâ kabullenemeyenlerdir.