Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 2004 08:045dk okuma
Türkiye’de balın ticari ürüne dönüşmesinde büyük katkısı bulunan Ordulu Dursun Yılmaz’ın hikayesi ikinci nesilde Japonya’ya bal ihracatına uzandı. Binbir Çiçek markasıyla yoluna devam eden oğul Hamdi Yılmaz, Japonya’dan 2 milyon dolarlık sipariş aldı, Düzce’ye yeni yatırım için de düğmeye bastı.
TÜRKİYE’nin doğu illeri mitolojik ve tarihi ballarıyla ünlü olsa da günümüzde bu balı yeniden üretmek Karadenizli girişimcilere nasip oldu. Türkiye’nin arıcılık-balcılık sektöründe ‘Ordu Modeli’ denilen bir modelin de yaratıcısı olan Karadenizli balcılardan Dursun Yılmaz’ın açtığı yolda ilerleyen oğlu Hamdi Yılmaz, Japonya’dan 2 milyon dolarlık bal siparişi aldı. Yılmaz Orbal A.Ş. olarak Düzce’ye de büyük bir yatırım projesi için düğmeye bastı. Hamdi Yılmaz babasının hikayesiyle başlıyor konuşmaya ve şöyle anlatıyor:
‘Babam, Adnan Menderes’in başbakanlığı döneminde devletin başlattığı bir projeyle işe başlamış. 1954’te Hükümet, ABD’li uzmanları getirmiş ve Türkiye’de arıcılığı-balcılığı fenni ve ticari hale getirmek için uğraşmış. Samsun’da bir kurs açılmış ve babam da Ordu’dan, köyünden kalkıp bu kursa gitmiş. ABD’lilerin anlattığı fenni kovan ölçülerine göre köyünde kovanlarını yapmış. Karakovandaki arılarını bu kovanlara taşımış. Yakın bir yaylaya arılarını götürüp işini büyütmüş ve 80 kovana kadar çıkmış.’
ARILARLA KARS’A GÖÇ
Hamdi Yılmaz’ın babası Dursun Yılmaz’a bir arkadaşı ‘Bal en iyi Kars’ta olur. Orada her türlü çiçek var’ demiş ve Dursun Yılmaz 1960’ta kalkmış Kars’a arıcılık için yer bakmaya gitmiş. Kars’ın Mezra Köyü’ndeki köylülere ‘ben buraya arılarımı getireceğim yer verir misiniz’ demiş. Köylüler de ‘buyur getir’ diye karşılamışlar Dursun Yılmaz’ı. Dursun Yılmaz yerini ayarlayınca Ordu’ya köyüne dönüp arılarını bir kamyona yüklemiş ve Kars’taki Mezra Köyü’ne taşımış. Kısa sürede çok yüksek miktarlarda bal elde eden Dursun Yılmaz’ı, ‘Arıların peşinden insan yerini yurdunu terk eder mi’ diye herkes eleştirmiş. Ancak Dursun Yılmaz inat etmiş. Bu arada Kars’ın Mezra Köyü’nde herkes Dursun Yılmaz’dan arıcılığı öğrenmiş ve arıcı olmuş. Şu anda da arıcılık-balcılık piyasasında bu köyden onlarca isim iş yapıyor. Hamdi Yılmaz şöyle devam ediyor babasının macerasını anlatmaya:
‘Babam bir süre sonra Kars’taki köyden yer satın alır. Almanya furyası başlayınca daha da çok arazi alır ve arıları için gezmeye de devam eder. Mersin’e kadar arılarını sürekli gezdirerek bal elde eder. Yıllar sonra bir kamyon satın alarak köyüne gidince bu defa da Ordu’daki köylüler bu işin iyi para bıraktığına inanırlar. Şimdi bizim köylülerin de neredeyse tamamı bu işlerle uğraşıyor. Bir de gezici arıcılık yaptıkları için ‘Ordu Modeli’ denilen özel bir modelin de sahibi oldular.’
Hamdi Yılmaz, kendisinin 1985’ten itibaren baba mesleğini daha profesyonel bir iş haline getirmek için çaba harcadığını ve ilk olarak Binbir Çiçek markasıyla İstanbul’da yola çıktığını, balı işleyip, ambalajlayacak altyapıyı kurduklarını anlatıyor.
Sason balını marka yaptık, satıyoruz
BATMAN Sason’da GAP Bölge İdaresi ile bir proje yaptıklarını anlatan Hamdi Yılmaz şunları söylüyor: ‘Babam Sason’da askerlik yaptığı için o dağları biliyormuş. Biz de terör bitince tütünde de birtakım sorunlar çıkınca bölgeye gittik. GAP idaresine 10 bin kovanlık 2 trilyonluk proje sunduk, yarısını kabul ettiler ve uyguladık. Alım garantisi de vermiştik ama bölgedeki bala o kadar talep geldi ki çok daha iyi fiyatlarla müşteri buldular. Biz de Sason adıyla yeni bir bal markası tasarladık. Sason balının mitolojide ve tarihte çok önemli bir yeri var.’
Hamdi Yılmaz, Doğu Anadolu’nun bütün illerinin arıcılık ve balcılık konusunda çok yüksek potansiyele sahip olduğunu belirtiyor ve bölgenin kalkınması için arıcılığın önemine dikkat çekiyor. Yılmaz, ‘Nasıl ki bir nehir için baraj yapılmazsa sular boşa akıp gider, arıcılık da öyle. Bir bölgede çiçek dokusu çok iyiyse ve siz orada arıcılık yapmazsanız bu çiçekler boşa gider’ diyor.
14 bin arıcıyla bal yapıp ihraç ediyor
BİRBİR ÇİÇEK, entegre bir yapıda ana arı, arılı kovan üretim, bal, arı ürünleri işleme, arıcılık malzemeleri ve pazarlama yapıyor. Binbir Çiçek-Orbal A.Ş.’nin 14.000 kendi üreticisi var. Üniversitelerle ortaklaşa yeni arıcılar oluşturmak için Anadolu’da eğitim programları açıyor. Yeni arıcıların tüm malzemelerini ve masraflarını Binbir çiçek bal karşılıyor. 2003 yılı cirosu 7,5 milyon
dolar olan şirketin bu yıl ki hedefi 10 milyon dolar. Geçen yıl 700.000 dolarlık ihracat yapan şirket, bu yıl Japonya’dan 2 milyon dolarlık sipariş aldı. Yıllık 8.000 ton kapasitesi olan Orbal Birbir Çiçek, Düzce Organize Sanayi Bölgesi’nde 7000 metrekarelik kapalı alana sahip yeni bir tesis kuracak.
Expotim KOBİ’leri Afrika’ya götürüyor
TÜRKİYE’nin ihracatta fazla etkili olmadığı ülkelerde fuarlar düzenleyen Expotim’in yeni hedefi KOBİ’leri Afrika’ya taşımak.
Expotim Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Erten, Türkiye’nin Afrika ülkelerine ihracatının çok az olduğuna dikkat çekerek, ‘Birçok Afrika ülkesinde inşaat malzemeleri, otomotiv yedek parçası gibi sanayi ürünleri üretimi hiç yok. Afrika kıtasındaki her ülkeye yılda 500 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirsek ki bu potansiyel var, Türkiye’ye 5 milyar dolar
döviz girişi olur’ diye konuştu. Fuar organize edilecek ülkeleri Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın ihracat stratejileriyle paralel seçtiklerine işaret eden Erten, KOBİ’lerin yurtdışı pazarlara açılabilmeleri için desteğe ihtiyacı olduğuna dikkat çekti.
Expotim, 2004 yılı boyunca Finlandiya-Helsinki Moda Fuarı, Polonya-Poznan Tekstil Fuarı, Ürdün İnşaat Malzemeleri Fuarı ve Belgrad Moda Fuarı’na 235 Türk firmasını götüreceğini açıkladı. Expotim yetkilileri, özellikle Finlandiya’nın Türkiye için önemli bir alternatif ihracat pazarı olduğunu kaydettiler.
Giyimkent tamamlandı, haydi taşının artık
İSTANBUL’da özellikle tarihi yarımadadaki imalatçıları kent dışında daha çağdaş mekanlara taşımak ve yarımadayı ‘tam bir turizm merkezine’ dönüştürmek için 20 yıl önce başlatılan toplu işyerleri projeleri birer birer tamamlanıyor. Ancak, kent içinde imalat yapmaya direnenler bir türlü bu mekanlara taşınmıyor. İstanbul Esenler’de projelendirilen Giyimkent’te de inşaat ve tüm altyapı çalışmaları tamamlandı. Giyimkent Kooperatifi’nin (Giy-Koop) Genel Kurul’una katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ‘Bu yatırım mutlaka canlanmalı. Biz de tarihi yarımadada boşaltılacak bölgelerde neler yapacağımızı planlıyoruz’ dedi. Giyimkent’te üç ve dört katlı 2.200 müstakil işyeri bulunuyor. 368 yataklı bir otel, fast food alanları ile 200 ofisi olan bir iş merkezinin yanı sıra; kongre merkezi, sergi ve fuar salonlarını da içeren çok amaçlı bir bina da yer alıyor. Hazır giyim dünyasının yeni merkezi, 200 milyon doların üzerinde yatırım değerine sahip.