Bakan Şimşek: Türkiye, 6 trilyon dolar için hazırlıklarını yaptı

Güncelleme Tarihi:

Bakan Şimşek: Türkiye, 6 trilyon dolar için hazırlıklarını yaptı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2025 10:08

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "NATO'nun aldığı kararla birlikte 2030'lu yılların ortasında yıllık savunma sanayi harcamaları 6 trilyon dolara ulaşacak. Şuanda 2,7 trilyon dolar seviyesinde. Türkiye, bunun için hazırlarını yapan ülkelerin başında geliyor. Savunma sanayi ihracatında çok büyük bir avantaja sahibiz" dedi.

Haberin Devamı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı canlı yayında ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bakan Şimşek'in açıklamalarından öne çıkanlar:

Dünyada bir borçluluk sorunu var. Dünya borcunun dünya gelirine oranı yüzde 325, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 245, Türkiye'de ise yüzde 92 seviyesinde. Bu dönemde bizim daha hızlı büyüme potansiyelimiz yüksek. Yapay zeka alanı dönüştürücü bir güce sahip ama yıkıcı da olabilir. Yapay zeka hazırlık endeksinde iyi bir noktadayız. Gelişmekte olan ülkelerin önündeyiz. Önümüzdeki dönemde ciddi fırsatlar var. 5G ihalesi yapılacak. Telekom'un fiber optik yatırımları yapılacak.

"6 TRİLYON HARCAMA YAPILACAK, TÜRKİYE HAZIRLIKLARINI YAPTI"

Dünyadaki jeopolitik riskler bize savunma sanayinde bir avantaj sağlıyor. 25 yıl önce dünya savunma harcamaları 1,2 trilyon dolardı. Yakında NATO'nun aldığı kararla birlikte 2030'lu yılların ortasında yıllık savunma sanayi harcamaları 6 trilyon dolara ulaşacak. Şuanda 2,7 trilyon dolar seviyesinde. Türkiye savunma sanayi ihracatında çok büyük bir avantaja sahip. Şuanda devam eden bin 400'ye yakın proje var. Bunların değeri 100 milyar doların üzerinde. Türkiye bu sene küresel savunma sanayi ihracatında ilk ona girecek. 6 trilyon dolarlık bir harcama yapılacak. Bunun için hazırlıklarını yapan ülkelerin başında Türkiye geliyor.

Haberin Devamı

"PETROL VE DOĞAL GAZ İTHALATINA 1 TRİLYON DOLAR ÖDEDİK"

Tehditler var. iklim krizi tehditleri var. Türkiye sulamaya 90 milyar dolar yatırım yaptı 23 yılda. Bu yatırımları daha çok arttıracağız. Türkiye son 23 yılda petrol ve doğal gaz ithalatına tam 1 trilyon dolar ödedi. Bu kamu özel sektör dış borcunun neredeyse iki katı. 

YIL SONU ENFLASYON HEDEFİ

Programımızı etkileyen dış olumsuz şoklar yaşadık. Martta iç şok yaşadık. Bölgemizde bir savaş oldu. Bunlar geçici olumsuz etkiledi programı. Buna rağmen Türkiye programı rayında tuttu.  Programın hedefi finansal piyasalarda istikrarsızlığa engel olmak, bunu sağladık, şimdi dezenflasyonun başlaması ve dayanıklılığın güçlendirmesi evresine geçtik. Enflasyonun yıl sonunda %30'un altına inmesini bekliyoruz. Dünyadaki başarılı uygulamalarda enflasyon ile mücadele 3,4 yıl alıyor, biz daha ikinci evresindeyiz, daha 3.yılına bile girmedik, bu programdaki gidişat uluslararası başarılı uygulamalara paraleldir.

Haberin Devamı

Türkiye 90 milyar doları deprem bölgesinin yeniden inşası ve vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının giderilmesi için harcadı. Bütçe açığı enflasyonisttir, dezenflasyonist değildir, bu açıkları piyasada borçla yöneterek enflasyonun rayından çıkmasını engelledik. Manşet enflasyonu geçen yıl Ağustos'ta yaklaşık %50 üzerindeydi, bu sene %33 civarında, manşet rakam detayları yansıtmıyor, temel mal enflasyonu %20 altına düştü. Gıdada %30'un altına inen enflasyon kuraklık, don, bölgede savaş, Trump'ın ticaret savaşlarıyla yeniden yükseldi. Hizmet enflasyonu kira ve eğitim gibi bazı kalemlerden dolayı yüksek. Bütün bunlara rağmen manşet enflasyonun %30'un altına düşeceğine inanıyoruz, %20'nin altını hedefliyoruz. Hanelerin %90'ı özel eğitim enflasyonundan etkilenmiyor, aslında enflasyonda hissedilebilir bir düşüş içerisindeyiz, fiyatların, etiketlerin eskisi kadar yenilenmediğini herkes biliyor. Don, kuraklık işlenmemiş gıda fiyatlarını etkiliyor.

Haberin Devamı

"RİSK PRİMİ 5 YILIN EN DÜŞÜK DÜZEYİNDE"

Program hiçbir zaman bir düzlükte gitmez, inişleri-çıkışları olacak programın, şoklara karşı önemli olan verdiğimiz tepkidir. Şokların yaşandığı dönemde verdiğimiz tepki doğruydu ki enflasyon düşmeye devam etti, CDS'ler düştü. Bu sabah itibarıyla Türkiye'nin risk primi son 5 yılın en düşük düzeyindedir. Başımıza bu sorunlar gelmeseydi belki 200 puanın altındaydık. Enflasyon düşüyor, düşüş devam edecek, bu konuda kararlıyız, tabii ki kolay değil ama asıl olan kararlılık ve devamlılıktır.

"PROGRAMDAN SAPMA ÇOK SINIRLI"

Deprem ile birlikte 2023'te bütçe açığımız %5 üzerine çıktı, bu yüksek rakam, tedbir aldık, almasaydık daha yüksek olacaktı, %4,7 civarına indirdik, bu sene hedefimiz iddialıydı %3,1, büyük ihtimalle %3,6 ile bitireceğiz. Harcamalarda hedeflerin altındayız, harcamalara izin vermedik, disiplin var, ama gelir bizim kontrolümüzde değil. Dolayısıyla gelir ayağında enflasyon muhasebesi uygulaması, büyümenin seviyesi ve kompozisyonu bizi etkiledi, ama sapma çok sınırlı. Program öncesi 10 yıllık dönemde ortalama sapma %9,1, geçen sene 100 TL'lik bütçe karşılığı 96,7 TL harcadık, %3,3 aşağı yönlü baskıladık, bu sene de en az %1'in üzerinde aşağıda kalacağız.

Haberin Devamı

"FAİZİN PAYINI 2026 SONRASI İNDİRMEYE BAŞLAYACAĞIZ"

Tabii ki faiz giderleri nominal olarak artıyor, çünkü ülkede enflasyon var, burada önemli olan faiz harcamalarının milli gelirine oranına ya da vergi gelirine bakacağız. Program öncesi 20 yılda faiz harcamalarının milli gelire oranı %4'ken, program dönemi %3 civarına gelmiş, bu uzun vadeli ortalamanın altında, ama program öncesi 2022'nin üzerinde, nedeni 90 milyar doları deprem harcamaları için harcadık, borçlandık. Faiz harcamalarında bir artış var, ana sebebi deprem nedeniyle büyük açık vermemiz, bunu borçlanmamız, bunu kontrol altına aldık, faizin payını 2026 sonrası dönemde indirmeye başlayacağız.

Haberin Devamı

"CARİ AÇIĞI ENDİŞE OLMAKTAN ÇIKARDIK"

Cari açık Türkiye'nin önemli dengesizliklerinden biri, AK Parti dönemine bakıldığında cari açığın milli gelire oranı %3,7, altın hariç %3,2'dir, geçen yıl altın hariç cari fazla verdik, net altın ithalatı dahil %0,8, yani %1 altında açık verdi, bu sene hedef %2'nin altında %1,5 civarında açık ile kapatacağız. Cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardık, önümüzdeki üç yıl altın hariç %0,5 altında olacak. Dış finansmana erişimde sorun yok, 100 dolar ödediklerinde 163 dolar bulabiliyorlar, ihtiyaçtan %63 daha fazla kaynak buluyor.

Türkiye'nin şu anda ne dış finansmana erişiminde ne de rezerv yeterliliğinde sorun var. Rezerv yeterliliğinde program öncesinde Türkiye %0,7'yken, program sonrasında %1,15'e çıktı. İhracat performansında sorun yok. İhracat yaptığımız ülkelerin büyümesi %1,8, %2 civarı, bizim ihracatımız program başladığından bu yana %6 civarında arttı. AB ithalatı düşüyor, bizim AB'deki pazar payımız artıyor, Avrupa'nın ithalatındaki payı %3,3'tü, şu anda %3,4'e çıkmış durumda. Sıkıntılar sektöreldir, emek yoğun sektörler zorlanıyor, rekabet gücümüzde bir kayıp yok, dolayısıyla Türkiye'nin ithalat artışında da büyük bir sorun yok.

"KONKORDATO KONUSU SUİSTİMAL EDİLİYOR"

Konkordato konusu çok konuşuluyor, biz de rakamları yakından takip ediyoruz. Programdan sonra konkordato yapan firma sayısı 3 bin 850, bunun ekonomideki karşılığı, bu firmaların reel sektör içindeki payı %0,73, ihracattaki payı %0,7, istihdamdaki payı %0,58 , toplam nakdi kredilerdeki payı %0,96. Dolayısıyla konkordato müessesini suistimal ettiğine dair şikayetler geliyor, ortak çalışma grubu ile nasıl engelleriz diye bakıyoruz, ticari alacaklar daha iyi korunabilir mi? bu hususa da inceliyoruz.

"İHRACATI ÖNCELİKLENDİRDİK"

Programın amacı cari açığı kontrol altına almak, ihracat üzerinden tekrar büyümeyi sağlamak, programın başında günlük kredi limiti 300 milyon TL'ydi 4 milyara çıkardık. İhracatçının kullandığı faizin üst sınırı %25,5, piyasa faizinin neredeyse yarısı, bu reeskont kredilerinin hem miktarını artırmayı düşünüyoruz, hem de peyderpey finansman maliyeti de düşecek. İhracatı önceliklendirdik.

Çiftçiyi de kolluyoruz, çiftçimizin geçen yıl kullandığı kredilerden ödeyeceği 100 liralık faizin 70'ini devlet ödedi, 160 milyarın üzerinde faiz sübvansiyonu verdik. Esnafın ödediği faizin yarısını devlet ödüyor.

"SERMAYESİ OLMAYANLAR ZORLANIYOR"

İki programımız var, oturduk çalıştık, 2023 sonunda Sanayi Bakanlığımız dedi ki Türkiye'de arz açığı olan, yerli üretimin yeterli olmadığı orta-yüksek ve yüksek teknoloji 280 ürün belirledik, Türkiye'de 500 milyar TL YTAK kredisi tahsis ettik. Yatırımı önceliklendirdik ve yatırım faiz yükünü de sahiplendik. Hit30 projesini hayata geçirdik, teşvik sistemini güçlendirdik. Devletin bilançoları, bütçe üzerinden, TCMB üzerinden çok ciddi bir şekilde faiz yükünü üstleniyoruz, finansa erişim bu alanlarda yok. Sermayesi olmayanlar, her şeyi krediyle götürmeye çalışanlar finansmana erişimde zorlanıyor. Kayıt dışılıkta az konuşup iş yapıyoruz, mücadelede dozu artırdık, gönüllü uyumu artırmayı amaçlıyoruz.

"KKM, ARALIKTA TÜRKİYE GÜNDEMİNDEN ÇIKACAK"

KKM zirvede 143,9 milyar dolara kadar çıkmıştı, koşullu bir yükümlülüktü, 8,7 milyar dolara düştü, Aralık itibarıyla vadeler dolacağı için KKM konusu Türkiye'nin gündeminden çıkmış olacak. Yuvam hesapları yurt dışındaki vatandaşların açtığı hesaplardı, zirvedeyken 12,3 milyar dolardı, 4 milyar dolar civarına indi.  KKM'den çıkışı piyasaları kırmadan dökmeden yaptık.

Net rezerv artışı program başından bu yana 115 milyar dolar ise 140 milyar doları da ele almak lazım, gerçek anlamda Türkiye'nin bilançosundaki iyileşme neredeyse 250 milyar dolardan bahsediyoruz. Bir program uygulayarak geçici kazanımlar elde edebilirsiniz, yapısal reform ayağı kalıcı değilse etkileri geçici olabilir, bizim programın önemli ayaklarından biri yapısal dönüşümdür. Yapısal dönüşümde birinci konu sanayide dönüşüm, YTAK programı, dış ticaret açığımızı %45 azaltacak, Hit30, Hamle programları, bu konuda hızlı bir ilerleme var, cari açığa da yansımaya başladı. Yapısal dönüşümde diğer konu yeşil dönüşüm: TBMM kapanmadan önemli bir yasa kabul edildi.

Yapay zeka ile Türkiye'nin dijital dönüşümü önemli, diğer başlık da kamu maliyesi alanında kamu ihale reformu , KİT dönüşüm reformu, taslağımız hazır, grubumuzun takdirinde. Cumhurbaşkanımız büyük kongrede sadece kamu maliyesi alanında sınırlı kalmamıştı ekonomide, demokratik standartların iyileştirilmesi, hukuk devletinin güçlendirilmesi gibi bütün alanlarda kapsamlı reform vurgusu vardı, sadece kamu maliyesi ile sınırlı olmayacak. Yapısal dönüşüm, enflasyonu, cari açığı indirdiğimiz, bütçeyi getirdiğimiz noktanın kalıcı şekilde korunması için elzemdir.

BAKMADAN GEÇME!