Oluşturulma Tarihi: Haziran 03, 2002 09:09
Günde sadece 8.500 aracın kullandığı ve 421 milyon dolara malolan İzmir-Urla-Çeşme Otoyolu`ndan son 10 yılda 9.8 trilyon liralık gelir elde edildi. Bu para, otoyolun yıllık bakım masraflarını bile karşılamadı
Çeşme arasında yapılan 85 kilometrelik otoyol, Türkiye`nin kaynaklarını verimli alanlarda kullanamayarak nasıl çarçur ettiğini ortaya koydu. Karayolları Genel Müdürlüğü`nün verilerine göre, 421 milyon
dolar harcanarak gerçekleştirilen otoyolu son 10 yılda 31 milyon adet araç kullandı. Aynı dönemde elde edilen gelir ise sadece 9.8 trilyon lira. Yapım çalışmalarına 1980`li yılların sonunda Turgut Özal Hükümeti döneminde başlanan ve Turizmi ve Ro-Ro taşımacılığını artıracak diye savunulan otoyol, 10 yılda maliyetinin onda biri kadar bile gelir getiremedi. Bayındır Holding`e yaptırılan otoyolu 8 Temmuz 1992-30 Nisan 2002 tarihleri arasında günlük ortalama 8 bin 500 araç kullandı. Yapımına 1989-90 yıllarında başlanan otoyolun İzmir-Urla arası 1993 yılında, Urla-Çeşme arası ise 1993-1999 arasında bölüm bölüm tamamlanarak trafiğe açıldı.
Karayolları Genel Müdürlüğü, elde edilen 9.8 trilyon liranın dolar olarak karşılığını açıklamadı. Ancak, araç başına yaklaşık 1.5 dolar ücret alındığı hesaplandığında 10 yılda elde edilen gelirin 55 milyon dolar civarında gerçekleştiği ortaya çıkıyor. Bu gelirin ise otoyolun rutin bakımlarına bile yetmediği biliniyor.
OTOYOL LOBİSİ
2. Özal Hükümeti döneminde yapım kararı alınan, ANAP Manisa Milletvekili ve dönemin Maliye Bakanı Ekrem Pakdemirli`nin savunduğu, Çeşme Belediye Başkanı Nuri Ertan`ın buyük lobi çalışması yaptığı İzmir-Çeşme Otoyolu, o günlerde `Çeşme Lobisi` tarafından Ankara cephesinde hep destek buldu. Ve bu desteğin etkisiyle, aynı yıllarda yapımı gündemde olan İzmir-Aydın Otoyolu`nun da önüne geçmeyi başardı. İzleyen dönemlerde Egeli bakanlar Ersin Faralyalı ve Mehmet Köstepen`in de destek verdiği otoyol, başta savunulduğu gibi ne İtalya-Çeşme arası yolcu taşımacılığını artırdı ne de Ro-Ro seferlerini.
BAKAN DA YAKINIYOR
Nitekim Bayındırlık ve İskan Bakanı Abdülkadir Akcan da geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, otoyollardaki israfa dikkat çekti. Bakan Akcan`ın, Otoyol sistemine 1986`dan beri 14 milyar dolar harcandı, ancak sadece 2.2 milyar dolar gelir elde edildi. Devletin verdiği paranın yüzde 16`sı otoyol ve köprü geçiş ücretleriyle gelmiş şeklindeki açıklamasının ardından yaptığımız küçük bir araştırma, israfın en vahiminin İzmir-Urla-Çeşme otoyolunda yapıldığını ortaya koydu.
Türkiye`de 1969-1991 yılları arasında 386, 1992 yılında 371, 1993`te 313, 1994 yılında 100 ve izleyen yıllarda kadar da 605 kilometre otoyol yapıldı. Türkiye son 10 yılda kilometresi 1 milyon dolar olan çift gidiş geliş yola yatırım yapmaktansa, olmayan kaynağı ile kilometresi 10 milyon dolara çıkan otoyol yaptı. Bu yollar da kendisini amorti etmediği için yaklaşık 12 milyar dolar ana para faizleri ile katlanarak iç borç stokunu şişirdi.
Otoyol ve köprü bakımı için yılda 1.3 katrilyon gidiyor
KarayollarI Genel Müdürü Dinçer Yiğit de dün yaptığı açıklamada, Türkiye`nin köprü ve otoyol geçiş ücretleri açısından diğer ülkelere oranla çok ucuz olduğunu, otoyol ve köprü yatırımlarını kullananların ödemesinin en doğru ve adil yol olduğunu söyledi.
Yiğit, deprem riskine karşı yapıların güçlendirilmesinin gündemde olduğunu, bu çerçevede sadece 11 yapının güçlendirilmesi için 100 milyon dolar harcanacağını, bu şekilde binlerce yapının bulunduğunu anlattıktan sonra şunları kaydetti: ``Peki bunların parasını nereden bulacağız. Biz bugüne kadar 1851 kilometre otoyol ve iki köprü yaptık. Bunlar için bugüne kadar yaklaşık 15 milyar dolar para yatırıldı. Ama geçiş ücretlerinden gelen toplam para 3 milyar doları geçmiyor. Bu yapılara yılda 1.3 katrilyon lira yatırım yapılmasına rağmen, bunun sadece 250 trilyon lirası gelirlerden sağlanıyor.
Diğer kısmı Kars`ta Van`da yaşayan, ömründe otoyol, köprü görmemiş vatandaşların vergisiyle karşılanıyor. Köprü gelirlerinin yüzde 10`u da Büyükşehir Belediyesi`ne gidiyor. Biz bu paraların tamamını otoyol ve köprüler için harcıyoruz.
Yap-işlet-devret, yap-işlet gibi finansman modelleri ile köprü ve otoyolların yapılması üzerinde duruyoruz. İptal kararıyla 60 trilyon kaybımız olacak. Bu yatırımlarımızı, bakım onarım işlerimizi de olumsuz etkiler. Danıştay konuyu esastan görüşecek.