`4-5 milyar doları olan yabancıyla 41`inci katta yemek yeriz`
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2005 09:30
Türkiye`ye bir kalemde 4 - 5 milyar dolar ayırabilecek yabancılarla ortaklık görüşmeleri yapabileceklerini söyleyen İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, `Yabancılarla bölgede iş yapma imkânlarını da değerlendiririz` diyor
AB rüzgarını arkasına alan Türkiye`ye olası nakit girişleri düşünüldüğünde 2005 yılında yapılan birleşme ve devralmalarla 12 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girecek. Dünya devlerinin talip olduğu Garanti Bankası`nın satışı gözleri yabancıların en çok ilgi gösterdiği bankacılık sektöründe büyüklere çevirdi. Akbank borsada 10.1 milyar dolarlık piyasa değeriyle işlem görüyor İş Bankası ise 10.8 milyar dolar piyasa değerine ulaşmış durumda.
Dolayısıyla bu bankaların ortaklık yapısında önemli oranlarda değişimler çok daha büyük yabancı yatırımcıları gerektirecek. Bunun gerçekleşmesi durumunda ise bu iki banka bankacılık sisteminin çok önemli bir kısmını kontrol ettiği için sektörde yerli yabancı sermaye dağılımını bir anda değiştirecek. İş Bankası için stratejik yabancı ortaklık bankanın ortaklık yapısı ve geniş iştirak portföyü nedeniyle daha zor görünüyor. 81`inci yılını kutlayan İş Bankası`nda 30 yılını geçiren Ersin Özince ile İş Bankası`nı ve son dönemdeki gelişmeleri konuştuk.
Milli banka olarak kalacağız diyorsunuz. Bu sözlerinizi bütün tekliflere kapalı mı olduğunuz yoksa yapınız gereği şu anda bir yabancı ortaklığının mümkün olmadığı şeklinde mi okumalıyız?
Ticari hayatta hiçbir şeyi mutlak ve değişmez olarak görmek mümkün değil. Ancak sorunuzda da belirttiğiniz gibi İş Bankası`nın gerek ortaklık yapısı, gerek Türk insanının gözündeki yeri, gerek büyüklüğü, yetkinlikleri şu anda bir stratejik sermayedar değişikliği ile ilgili bir durum yaratmış değil. Bazı bankalarımıza yabancı ilgisi var. İlgi Satılık olan bir mala olur. İş Bankası`nda şu anda hissesini satma arzusunda olan bir büyük sermayedar yok. İkinci bir neden ise; İş Bankası`nın çok büyük bir özvarlık, dolayısıyla ana sermaye rakamı var. Ülkemize yatırım yapan yabancılar henüz bu büyüklükte bankalarımıza teklif verir duruma gelmediler. Dolayısı ile bizim gibi 11 - 12 milyar dolar civarında değeri olan bir bankanın stratejik sermayedarı olmak öyle 1 - 2 milyar doları değil, 4 - 5 milyar dolarları öngörmeyi gerektirir ki henüz bunu pek olası görmüyorum.
Kasasında 4 -5 milyar doları olan bir yabancı grup kapınızı çalarsa peki...
Biz durumumuzdan memnunuz. Stratejik ana ortağımız sadece banka çalışanlarının emekli sandığı değil, çok geniş halk kitleleridir. Yabancılar 4 - 5 milyar dolarlık yatırım bütçesiyle kapımızı çalarsa İstanbul`un en güzel manzaralarından birisine sahip 41`inci kattaki özel davet salonumuzda yemeğe alır, stratejik ortaklık olanaklarını konuşuruz tabi ki. Ancak bakın biz Türkiye`nin en büyük özel bankasıyız. Türkiye`de bankacılıkta yörede en ileri ülkelerden bir tanesi. Benim gönlümden geçen bizim gibi Türk bankalarının artık yörede etkin olması.
Yöreden kastettiğiniz neresidir?
Biz krizlerle uğraşırken Balkan pazarı olgunlaştı. Rusya, Türki Cumhuriyetlerden nüfus yoğun olan ülkeler olabilir. Barış koşulları oluşursa İran, Irak, Suriye gibi komşularımız olabilir. Yabancılarla birlikte yörede banka satın alma, kurma gibi olanakları her zaman akılda tutuyoruz. Gündemimizde kendi birikimimizi Türkiye sınırları ötesine taşımak var.
`En yakından 51 iştirak ilerdeyiz` Dönüp baktığınızda bankanız açısından son dönemleri nasıl değerlendiriyor sunuz?
İş Bankası kendisiyle karşılaştırılabilecek en yakın bankadan başka hiçbir üstünlüğü yoksa 51 tane iştirakinin değeri kadar ileridedir bir kere. İştiraklerimizin de yüzde 95`in üzerinde olanı kâr etmektedir. İştiraklerimiz bütün dönemlerin en iyi sonuçlarını elde etmektedir. Dolayısı ile İş Bankası`nın piyasa değerinin hiçbir tereddüdüm yok, sadece iştirak payları kadar bir kere kendisiyle eşit olan rakiplerinden ileri olması gerekir. Kaldı ki İş Bankası`nın şu andaki aktif büyüklüğü, marka değeri sanıyorum Türkiye`de en öndedir.
`Avea`yı halka açık şirket görmek istiyorum` Telekom özelleştirmesinin ardından Avea`daki stratejiniz nedir? Gerçek bankacılık yapma adına buradaki hisseleri satabilir misiniz?
Bizim grubumuzun esas odağı bankacılıktır. Yalnız bildiğiniz gibi bizim bankacılıktaki sermayemiz de, sermaye yeterlilik oranımızda olması gerekenin bir hayli üstündedir. Avea`ya gelince. Biz orada Türk Telekom özelleştirmesinden dolayı da küçük ortak konumumuzun değişmeden süreceği kanatindeyiz.
Senaryomuzda uzun yıllar üçüncülük konumunu değiştirmeyeceğini düşündüğümüz şirketimiz şu anda bildiğiniz gibi sektörde ikinciliğe güreşir konuma geldi. Ama fırsat çıkarsa bankanın yetkili kurulları oturup bunu değerlendirir. Tabi diğer bir arzumuzda bu şirketimizi de günün birinde halka açık bir şirket olarak görmek.
`İzdaş`ın satışı sektör gelişmelerine takıldı` Mittal grubu (Erdemir`e talip olan değil) İzmir Demir Çelik`i satın almaktan vazgeçti. Dava açmayı düşünüyor musunuz?
Satış görüşmelerinde ilgili taraflar arasında bazı ön mutabakatlar yapılmış, satışı temin edecek bazı garantiler alınmış vaziyetteydi. Hukuki bir çatışmaya girmeyi gerektirir bir durum olup olmadığını şu anda bilmiyorum. Ancak her anlaşmadan dönülebilir, dönülmenin şartları da zaten ilgili ön mutabakatlarda tesis edilmiştir. Bir cayma durumunda cezai müeyyideler belirlenmişse - ki İzdaş`ta böyledir- gereği yerine getirilecektir.
Vazgeçme nedenleri ne idi?
Hatırlayabildiğim kadarıyla, özellikle dünya demir çelik piyasalarındaki konjonktürel değişiklikler daha ziyade etkili oldu. Ki gerçekten de biraz o yönde gelişmeler var duyduğum kadarıyla. Yani başta Çin`in yarattığı aşırı talep yavaş yavaş durulmaktadır.
AB rüzgarını arkasına alan Türkiye`ye olası nakit girişleri düşünüldüğünde 2005 yılında yapılan birleşme ve devralmalarla 12 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye girecek. Dünya devlerinin talip olduğu Garanti Bankası`nın satışı gözleri yabancıların en çok ilgi gösterdiği bankacılık sektöründe büyüklere çevirdi. Akbank borsada 10.1 milyar dolarlık piyasa değeriyle işlem görüyor İş Bankası ise 10.8 milyar dolar piyasa değerine ulaşmış durumda.
Dolayısıyla bu bankaların ortaklık yapısında önemli oranlarda değişimler çok daha büyük yabancı yatırımcıları gerektirecek. Bunun gerçekleşmesi durumunda ise bu iki banka bankacılık sisteminin çok önemli bir kısmını kontrol ettiği için sektörde yerli yabancı sermaye dağılımını bir anda değiştirecek. İş Bankası için stratejik yabancı ortaklık bankanın ortaklık yapısı ve geniş iştirak portföyü nedeniyle daha zor görünüyor. 81`inci yılını kutlayan İş Bankası`nda 30 yılını geçiren Ersin Özince ile İş Bankası`nı ve son dönemdeki gelişmeleri konuştuk.
Milli banka olarak kalacağız diyorsunuz. Bu sözlerinizi bütün tekliflere kapalı mı olduğunuz yoksa yapınız gereği şu anda bir yabancı ortaklığının mümkün olmadığı şeklinde mi okumalıyız?
Ticari hayatta hiçbir şeyi mutlak ve değişmez olarak görmek mümkün değil. Ancak sorunuzda da belirttiğiniz gibi İş Bankası`nın gerek ortaklık yapısı, gerek Türk insanının gözündeki yeri, gerek büyüklüğü, yetkinlikleri şu anda bir stratejik sermayedar değişikliği ile ilgili bir durum yaratmış değil. Bazı bankalarımıza yabancı ilgisi var. İlgi Satılık olan bir mala olur. İş Bankası`nda şu anda hissesini satma arzusunda olan bir büyük sermayedar yok. İkinci bir neden ise; İş Bankası`nın çok büyük bir özvarlık, dolayısıyla ana sermaye rakamı var. Ülkemize yatırım yapan yabancılar henüz bu büyüklükte bankalarımıza teklif verir duruma gelmediler. Dolayısı ile bizim gibi 11 - 12 milyar dolar civarında değeri olan bir bankanın stratejik sermayedarı olmak öyle 1 - 2 milyar doları değil, 4 - 5 milyar dolarları öngörmeyi gerektirir ki henüz bunu pek olası görmüyorum.
Kasasında 4 -5 milyar doları olan bir yabancı grup kapınızı çalarsa peki...
Biz durumumuzdan memnunuz. Stratejik ana ortağımız sadece banka çalışanlarının emekli sandığı değil, çok geniş halk kitleleridir. Yabancılar 4 - 5 milyar dolarlık yatırım bütçesiyle kapımızı çalarsa İstanbul`un en güzel manzaralarından birisine sahip 41`inci kattaki özel davet salonumuzda yemeğe alır, stratejik ortaklık olanaklarını konuşuruz tabi ki. Ancak bakın biz Türkiye`nin en büyük özel bankasıyız. Türkiye`de bankacılıkta yörede en ileri ülkelerden bir tanesi. Benim gönlümden geçen bizim gibi Türk bankalarının artık yörede etkin olması.
Yöreden kastettiğiniz neresidir?
Biz krizlerle uğraşırken Balkan pazarı olgunlaştı. Rusya, Türki Cumhuriyetlerden nüfus yoğun olan ülkeler olabilir. Barış koşulları oluşursa İran, Irak, Suriye gibi komşularımız olabilir. Yabancılarla birlikte yörede banka satın alma, kurma gibi olanakları her zaman akılda tutuyoruz. Gündemimizde kendi birikimimizi Türkiye sınırları ötesine taşımak var.
İş Bankası kendisiyle karşılaştırılabilecek en yakın bankadan başka hiçbir üstünlüğü yoksa 51 tane iştirakinin değeri kadar ileridedir bir kere. İştiraklerimizin de yüzde 95`in üzerinde olanı kâr etmektedir. İştiraklerimiz bütün dönemlerin en iyi sonuçlarını elde etmektedir. Dolayısı ile İş Bankası`nın piyasa değerinin hiçbir tereddüdüm yok, sadece iştirak payları kadar bir kere kendisiyle eşit olan rakiplerinden ileri olması gerekir. Kaldı ki İş Bankası`nın şu andaki aktif büyüklüğü, marka değeri sanıyorum Türkiye`de en öndedir.
Bizim grubumuzun esas odağı bankacılıktır. Yalnız bildiğiniz gibi bizim bankacılıktaki sermayemiz de, sermaye yeterlilik oranımızda olması gerekenin bir hayli üstündedir. Avea`ya gelince. Biz orada Türk Telekom özelleştirmesinden dolayı da küçük ortak konumumuzun değişmeden süreceği kanatindeyiz.
Senaryomuzda uzun yıllar üçüncülük konumunu değiştirmeyeceğini düşündüğümüz şirketimiz şu anda bildiğiniz gibi sektörde ikinciliğe güreşir konuma geldi. Ama fırsat çıkarsa bankanın yetkili kurulları oturup bunu değerlendirir. Tabi diğer bir arzumuzda bu şirketimizi de günün birinde halka açık bir şirket olarak görmek.
Satış görüşmelerinde ilgili taraflar arasında bazı ön mutabakatlar yapılmış, satışı temin edecek bazı garantiler alınmış vaziyetteydi. Hukuki bir çatışmaya girmeyi gerektirir bir durum olup olmadığını şu anda bilmiyorum. Ancak her anlaşmadan dönülebilir, dönülmenin şartları da zaten ilgili ön mutabakatlarda tesis edilmiştir. Bir cayma durumunda cezai müeyyideler belirlenmişse - ki İzdaş`ta böyledir- gereği yerine getirilecektir.
Vazgeçme nedenleri ne idi?
Hatırlayabildiğim kadarıyla, özellikle dünya demir çelik piyasalarındaki konjonktürel değişiklikler daha ziyade etkili oldu. Ki gerçekten de biraz o yönde gelişmeler var duyduğum kadarıyla. Yani başta Çin`in yarattığı aşırı talep yavaş yavaş durulmaktadır.