Güncelleme Tarihi:
Borsaların petrol fiyatları ile olan korelasyonu geri döndü. Son haftalarda petrol fiyatlarını etkileyen haberler aynı doğrultuda hisse senetlerini de etkilemeye devam ediyor. Diğer taraftan Çin’de geçtiğimiz hafta görülen volatilite Çin’in her an yeni bir paniğin tetikçisi olabileceğini gösterdi. Suriye riski mart ayında da masada kalmaya devam edecek gibi duruyor.…
Borsaların petrol fiyatları ile olan korelasyonu geri döndü. Son haftalarda petrol fiyatlarını etkileyen haberler aynı doğrultuda hisse senetlerini de etkilemeye devam ediyor. Buna karşın rutin hale gelen sorunlar hakkında da haber akışı hızla devam ediyor.
Bunların başında Çin’de geçtiğimiz hafta görülen volatilite Çin’in her an yeni bir paniğin tetikçisi olabileceğini gösterdi. Bununla birlikte Suriye’de geçici de olsa bir ateşkesin sağlanmış olması olumlu görünse de henüz orada neler olup bittiğini ve Türkiye’nin konumunu tam olarak anlayabilmiş değiliz.
Bu nedenle Suriye riski mart ayında da masada kalmaya devam edecek gibi duruyor.
Geçtiğimiz hafta Shanghai Bileşik Endeksi’nin Perşembe günü %6’yı aşan düşüşü dikkatleri yeniden Çin üzerine çekti. Neyse ki bu satışların devamı gelmedi ve Cuma günü az da olsa toparlanmaya çalışan bir endeks izledik.
Bu süreçte Çin yuanı da dolar karşısında sınırlı da olsa değer kaybetmeye devam etti. Çin’de açıklanan verilerin zayıf seyri yuandaki değer kaybının önümüzdeki günlerde de devam edebileceğini gösteriyor.
Piyasa bu sürece kendini hazırlamış gibi görünse de, hisse senetlerindeki sert hareketler endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Çin’de Hükümet Çalışma Raporu’nun ve 2016-2020 dönemini kapsayan 13. Beş Yıllık Ulusal Kalkınma Planının, mart başında düzenlenecek meclis yıllık toplantılarında sunulması bekleniyor.
Suriye’de ABD ve Rusya öncülüğünde geçici bir ateşkes sağlanmış durumda. Ancak bu ateşkeste IŞİD başta olmak üzere bazı gruplar yer almadı. Bunun yanında ateşkes henüz bir müzakereye bağlanmış değil.
Esad’ın kontrolündeki Suriye ordusunun Suriye topraklarının sadece üçte birinde kontrolü olduğu ve Esad’ın buralarla yetinmeyeceği biliniyor. Bu durum diğer gruplar için de geçerli.
Bu nedenle sağlanan ateşkes çok fazla umut barındırmıyor. Bunun yanında Türkiye, Suudi Arabistan ile bu ülkelerin desteklediği ılımlı muhalif olarak adlandırılan grupların bu ateşkesin neresinde olduğu da net değil. Bu nedenlerle Suriye sorununun yakın bir zamanda fiyatlamadan çıkması bizce çok olası değil.
Mart ayında rutin veri takviminde yer alan haftalık ve aylık veriler dışında, ana gündemde son aylarda çok büyük beklentilerin oluşturulduğu Avrupa Merkez Bankası (ECB) toplantısı yer alıyor. Avrupa tarafında bankacılık krizine de düşük talep, düşük büyüme ve düşük enflasyona da Avrupa Merkez Bankası’nın sihirli değneği ile dokunacağı beklentisi çok kuvvetli.
Beklentinin yüksek olması Avrupa Merkez Bankası’nın alacağı kararların etkisini azaltacak en önemli etken. Bu nedenle toplantı yaklaştıkça Avrupa Merkez Bankası’ndan bu beklentiyi törpüleyecek açıklamalar gelebilir. Bu da toplantı öncesinde Avrupa’da piyasaların bir miktar bozulmasına neden olabilir.
Aksi takdirde 10 Mart’ta gerçekleşecek Avrupa Merkez Bankası toplantısında genişleme yönünde çok büyük adımlar atılmayacak olursa borsalar çok daha büyük bir hayal kırıklığını yansıtabilirler.
Bizim beklentimiz Avrupa Merkez Bankası’nın bu toplantıda önceki aylarda olduğu gibi genişleme programının yapısında değişiklik yaparak programın kapsamını ve büyüklüğünü değiştireceği yönünde. Buna karşın piyasanın mevcuttaki beklentilerini karşılayacak çok büyük bir yapısal dönüşüm de beklemiyoruz.
Bu nedenle bahsettiğimiz gibi toplantı öncesinde Avrupa Merkez Bankası’ndan gelecek açıklamalarla piyasadaki bu büyük beklentiler törpülenememiş olursa, toplantı sonrası yorumlarda dağ fare doğurdu benzetmelerini görebiliriz.
Fed’in faiz ayında faizleri artırmayacağı artık piyasanın genel konsensüsü. Bu nedenle bu hafta Cuma günü açıklanacak istihdam verileri beklentilerden ve son aylardaki ortalamalardan çok daha iyi gelse bile, verilerin oluşturacağı olumsuz havanın sınırlı kacağını düşünüyoruz.
Bu ay Fed tarafında piyasalar için önemli olan 15-16 Mart’ta alınacak kararın ardından yapılacak açıklamalarda, şu an en erken aralık gözüyle bakılan bir sonraki faiz artışı takviminin ne olacağı.
Bizim Fed konusundaki beklentimiz aralık ayında bir faiz artışının olması ancak öncesinde haziran ya da eylül ayında olabilecek bir faiz artışını da tamamen göz ardı etmemek gerektiği yönünde.
Bu ayki toplantı sonrasında haziran ya da eylül seçeneği yeniden masaya gelecek olursa, piyasalarda yeniden bir türbülans görebiliriz. Aksi takdirde yani haziran ve eylül seçeneği masadan tamamen kalkacak olursa aralık ayı da şaibeli duruma düşer ki, buna reaksiyon da ilk anda oldukça pozitif olur.
Cuma günü Güney Afrika öncülüğünde gelişmekte olan para birimlerinin ağır bir satış baskısına girdiğini gördük. Bu yazının yazıldığı saatlerde henüz Fitch Türkiye değerlendirmesini açıklamamıştı. Bu nedenle TL’deki zayıf seyirde Fitch stresinin ne kadar etkili olduğunu görme fırsatımız olmadı.
Ancak Cuma günü ülkedeki siyasi gerginliklerin de etkisi ile yüzde 4’e yakın değer kaybeden güney Afrika randının diğer gelişmekte olan ülke para birimlerini de net bir şekilde baskıya aldığı görüldü. Sene başından beri Çin dışında çok fazla gündeme gelmeyen gelişmekte olan ülke piyasaları mart ayında gündemde daha fazla yer bulabilir.
Merkez bankalarının yeniden baş aktör olacağı bir aya giriyoruz. Merkez bankalarından özellikle de ECB’den beklentiler oldukça yüksek. Piyasaların merkez bağımlılığı ve yüksek beklentisi bir kez daha hayal kırıklığı yaratabilir.
Merkez bankalarından sürpriz olarak niteleyeceğimiz bir karar çıkmaz ise BIST 100’de geçtiğimiz ay için de belirttiğimiz 70-78 bin arasındaki trade bandının bu ay için de devam edeceğini düşünüyoruz.
Şubat Ayında Piyasalar…
Aşağıdaki grafikte TL cinsi varlıkların Şubat ayı performansları verilmiştir. Şubat ayına Avrupa Bankacılık sektörüne yönelik endişeler ve Petrol fiyatlarındaki aşağı yönlü seyir nedeniyle satıcılı başlayan BIST-100 endeksi Şubat ayının ortası itibariyle yükselişe geçti.
Petrol fiyatları, arzın kısılmasına yönelik yapılan görüşmeler ile yükselişe geçerken, ABD ve Rusya’nın Suriye’ye yönelik ateşkes kararı piyasaları destekledi. Tüm bu gelişmelere paralel BIST-100 endeksi, ayı sınırlı yükseliş ile kapattı. Gram Altın ise Ons fiyatlarındaki yükselişe paralel Şubat ayında en iyi getiriye sahip enstrüman oldu. BIST-100 Endeksinde Yaşanan Sınırlı Yükseliş Fiyat Hareketlerinin Sınırlı Kalmasına Neden Oldu…
Borsa İstanbul’da işlem gören sektörlerin Şubat ayı performansı aşağıdaki grafikte verilmiştir. Piyasalarda yaşanan sınırlı pozitif seyir, genel olarak sektörlere olumlu yansıdı.
Spor, Madencilik ve Ticaret hisseleri BIST-100 endeksinden daha iyi performans gösterirken Orman-Kağıt-Basım, Gıda-İçecek ve Tekstil-Deri sektörleri BIST-100 endeksinden negatif ayrışmıştır.
Asya piyasalarında kayıplar devam ediyor…
Ocak ayında sert satışların görüldüğü küresel piyasalarda, Şubat ayında bölgesel bazlı kayıplar ön plana çıktı. Özellikle küresel piyasalardaki kırılganlıklar ve Çin’deki gelişmeler ile Asya piyasası kayıplarda başı çekti. Ayrıca, İngiltere’nin AB’den çıkacağına (Brexit) yönelik gelişmeler ve bankacılık üzerindeki riskler nedeniyle Avrupa borsalarında da sert satışlar görüldü.
Avrupa ve Asya’ya rağmen, GOÜ borsalarından Endonezya, Türkiye ve Brezilya pozitif ayrıştı. Şubat ayında, Endonezya %3.29 ile en çok yükselen borsa olurken, onu %2.94 ile Brezilya ve %1.97 ile Türkiye takip etti.
Şubat ayında Avrupa’da bankacılık hisselerinde görülen sert satışlar yeni bir kriz mi geliyor beklentisine neden olurken, bu durum uzun bir aradan sonra değerli metalleri tekrar gündeme getirdi. Şubat ayında risklerdeki artışla, altının ons fiyatı %.35, gümüş ons fiyatı ise %3.30 yükseldi.
Dönem içinde dolar kuru endeksi DXY’daki gerilemesine rağmen, dolar GOÜ para birimleri karşısında değer kazandı. Güney Afrika randı %1.87 ile en çok değer kaybeden para birimi olurken onu %1.45 ile Hindistan Rupeesi takip etti. Türk Lirası ise dolar karşısında %0.57 değer kazanarak GOÜ para birimlerinden pozitif ayrıştı.
Geçtiğimiz son 10 yılın mart aylarında yedi yılı yükselişle kapatan BIST 100 üç yılı da düşüşle tamamlamıştır. Bu dönemde en sert düşüş %12,9 ile 2008 yılında yaşanırken, en sert yükseliş de %13,7 ile 2010 yılında yaşanmıştır.
Mart aylarında BIST 100 için net bir mevsimsellik durumundan bahsetmek mümkün olmasa da özellikle temettü ve bedelsiz potansiyeli yüksek olan hisselerin bu dönemde aldıkları spekülatif talep bu hisselerde mevsimsel bir pozitif etki sağlamaktadır.
Geçtiğimiz son 10 yılın mart aylarının beşini düşüşle kapatan kur, beşini de yükselişle tamamlamıştır. Bu yıl mart ayında içeride de dışarıda da merkez bankalarının gündeminde şekillenen bir kur izleyeceğimizi tahmin ediyoruz.
Dışarıda ECB ve Fed toplantısının içeride ise nisan ayında gerçekleşecek TCMB Başkanı seçimi öncesinde ortaya çıkacak spekülasyonların yansımalarını takip edeceğiz.
Gedik Yatırım Araştırma