Güncelleme Tarihi:
BİR e-ticaret sitesi ya da platformu üzerinden spor ayakkabı satın alacaksınız; girdiniz platforma, bakmaya başladınız... Beğendiğiniz ayakkabının satıcısının da ‘yetkili satıcı’ rozeti var. Yani ilgili marka ve platform tarafından markalı ürün sattığı onaylanmış bir satıcı. ‘Tamam’ dediniz, ’ürün orijinal.’ Attınız sepete. Günler sonra gelen kargo paketinden çıkan ürün de barkodlu. Ama bir şey dikkatinizi çekti: Ayakkabının işçiliği; sanki yan sanayi gibi... ‘Acaba orijinal değil mi, ben mi endişe ediyorum’ diye düşünüp, emin olamayıp ilgili markanın müşteri temsilcisini aradığınızda da ‘Böyle bir yetkili satıcımız yok’ yanıtını aldınız. Yani orijinaliyle aynı fiyata aldığınız ürün, sahte çıktı.
İşte, son dönemde ayakkabı sanayicilerinin sektördeki kayıt dışılığı artırıp, kendi satışlarını düşürdüğü için yakındığı; vatandaşın ise fiyatları daha uygun olduğu için yöneldiği çakma ayakkabı sektörü, bu şekilde boyut atladı. Gelinen noktada taklitçiler, e-ticaret platformları üzerinden yaptıkları satışlarda kendilerini ‘markaların yetkili satıcısı’ gibi gösterip, sahte ürünü orijinal ürün gibi satıp, tüketicileri yanıltmaya başladı. Yani zaten fiyatların geldiği seviyeden dolayı taklit ürünlere yönelen vatandaşa, bir de orijinal fiyatıyla aynı olacak şekilde çakma ayakkabı satılıyor.
BARKODU BİLE TAKLİT EDİYORLAR
Konuyla ilgili tüketici şikâyetleri olduğunu görünce, biz de bir e-ticaret platformu üzerinden ‘yetkili satıcı’ rozeti bulunan bir satıcıdan markalı spor ayakkabı sipariş ettik. Gelen ayakkabının ön iç yüzünde orijinal olduğuna işaret eden bir etiket, dışında da ayrıca barkodlu bir etiket daha vardı. Önce, ilgili markanın barkod sisteminden ürünün orijinal olup olmadığını teyit etmek istedik ancak başaramadık. Daha doğrusu önceki yıllarda markanın mobil uygulamasında var olan barkod okuma sistemini bu defa bulamadık. Markanın Türkiye şubesinin müşteri temsilciliğini aradığımızda da şu yanıtı aldık: “Bahsettiğiniz satıcı, yetkili satıcılarımız listesinde yok. Satıcıyla herhangi bir tedarik anlaşmamız da yok.” ‘Ama ürünün içinden barkodlu etiket çıktı, barkod okuma sisteminizi bulamıyoruz’ dediğimizde de müşteri temsilcisi şöyle dedi: “Artık barkodu bile taklit ediyorlar. Bu nedenle barkod okuma sistemimizi kaldırdık.”
‘BİZ SADECE ARACIYIZ’
Peki, tüketiciyi yanıltan bu satıcılar, ürünleri sahte olduğu halde e-ticaret platformlarından nasıl ‘yetkili satıcı rozeti’ alabiliyor?
Ulaştığımız bazı e-ticaret platformları, söz konusu satıcılara gerekli belgeyi ve onayı markaların kendisinin verdiğini; satıcıların da markalardan aldığı bu belgeleri platforma sunduğunu; dolayısıyla yalnızca aracı olduklarını ifade ediyor. Platformlar ayrıca, bir satıcının sahte ürün sattığına yönelik şikâyet gelmesi durumunda gerekli işlemlerin başlatılıp, ilgili satıcının satışlarına da son verdiklerini belirtiyor. Bu şekilde çakma, taklit ayakkabı satan firmaların e-ticaret platformlarındaki satışlarının son verildiğini ayakkabı sanayicileri de doğruladı. Bir sanayici, taklit ayakkabıyı orijinalmiş gibi satan birkaç satıcının, şikâyetleri sonrası satışlarına son verildiğini anlattı.
Markalar ise ayakkabıda sahtecilik yapan firmaların ‘orijinal ürün sattıklarına yönelik belgelerde de’ sahtecilik yaptıklarını ileri sürüyor.
Ancak bir de sosyal medya hesapları üzerinden yapılan taklit ayakkabı satışları var. Bunlarda ise sanayici de tüketici de herhangi bir muhatap bulamıyor.
FİYATLARIN SEVİYESİ SAHTEYİ BÜYÜTTÜ
TAKLİT ayakkabı sektörünün ulaştığı büyüklük ve neden bu kadar büyüdüğü de önemli.
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten’in Hürriyet’e verdiği bilgilere göre, yıllık yaklaşık 30-35 milyon çift markalı ayakkabı ithal ediliyor. Buna karşılık, yıllık sahte ayakkabı üretimi 200 milyon çifti buluyor. Yani iç piyasadaki durgunluk, artan ham madde fiyatları, yurt içinde markalı ürün üreten fabrikaların kapasitelerini daraltırken, taklitçiler ise üretimlerini artırıyor. Öyle ki İçten, “Çakmacıların ayakkabı üretimi için bir günde kullandığı yapıştırıcıyı, koskoca bir sanayi sitemiz bir ayda tüketemiyor, bu boyutlara ulaştı. Günlük 15-20 bin çift çakma ayakkabı üreten var” diyor. TASD’ın hesaplamalarına göre, vergi ve istihdam kayıpları hesaplandığında taklit ürünlerin Türkiye’ye yıllık maliyetinin 1 milyar dolara çıkıyor.
Sektörün bu denli büyümesinin en temel nedeni ise orijinal ayakkabı fiyatlarının ulaşılabilir seviyeden uzaklaşması. Orijinal bir spor ayakkabının fiyatı 7 bin liraya kadar çıkıyor. Bu da mevcut asgari ücretin neredeyse yarısı (yüzde 41’i) demek.
‘KANUNİ DÜZENLEME YOLDA’
ŞUBAT ayında 6 bakanlık temsilcisiyle Afyon’da bir çalıştay yaptıklarını ve taklit ürünlerin satış kanallarının kapatılmasını önerdiklerini hatırlatan TASD Başkanı Berke İçten, geçen hafta Ticaret Bakanı Ömer Bolat ile yeniden bir araya geldiklerini; konuyla ilgili kanuni düzenlemenin yolda olduğu bilgisini aldıklarını aktardı. “Ömer bey ile tekrar bir araya geldik. Kanuni düzenleme yapılmasıyla ilgili mutabakata vardık” diyen İçten, çakma ayakkabıları taşıyan kargo firmalarının da sorumlu tutulmasını talep ediyor.
“Beklentimiz, bu işin sadece perakende kanallarının değil, sahte ürünleri taşıyan kargo firmalarının da sorumlu kabul edilmesi. Bu ürünleri taşıyan kargo firmaları biliyor bunların taklit olduğunu” diyen İçten, “Bu ürünler taşınmazsa satılamaz, satılmazsa da üretilemez ve ithalatı da yapılmaz. Dolayısıyla bu noktada adım atılmasını ve caydırıcı ağır cezaların getirilmesini talep ettik” diye konuştu.