Güncelleme Tarihi:
Son dönemde artan piyasa oynaklığı ve dünya ekonomilerine ilişkin aşağı yönlü risklerin birikmesi ile beraber Fed’in de yakın zamanda yeni bir faiz artırımı yapması için uygun bir ortamın olmadığı anlaşılıyor. ABD ekonomisine ilişkin de aşağı yönlü riskler mevcuttur, özellikle enflasyon tarafındaki aşağı yönlü baskı, 30 dolar civarında seyreden petrol fiyatları nedeniyle artmış görünmektedir. Dış etkenlerin fiyatlar üzerindeki aşağı yönlü baskılayıcı etkisi, tasarruf ve ücret artışlarının bir türlü harcama ve tüketime dönüşmemesiyle beraber enflasyon oranının da bir türlü yükselmemesine neden olmaktadır. Nitekim, son açıklanan perakende satışları verilerindeki zayıflık ile beraber parçaları birleştirdiğimizde, ABD ekonomisinde de halen sorunlu kalemler bulunduğu gerçeği gözler önüne serilmektedir.
PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Fed’in fonlama faiz oranlarının halen 0,25 – 0,50 aralığında oldukça düşük olmasına ve son derece yumuşak bir faiz geçişi olmasına rağmen, diğer para birimlerindeki zayıflık ve Fed ile diğer büyük merkez bankaları arasındaki politika ayrışımı doların görece güçlü kalmaya devam etmesine neden oldu. Bu sürede Çin yuanındaki değer kaybının küresel piyasalarda yarattığı endişe havasının da etkisi söz konusu oldu. Ancak hem güvenli varlık arayışının etkileri, hem de Fed’in yakın zamanda tekrar faiz artırmasının zorluğu bu süreçte ABD 10 yıllık tahvillerinin getirisinin yüzde 2 aşağısını görmesine neden oldu.
ABD’den gelmeye devam edecek olan başta bu hafta açıklanacak olan 4. çeyrek GSYH büyümesi olmak üzere, makro verilerin yaratacağı algı son derece önemlidir. Çünkü 4. çeyrek ve 1. çeyreğe ilişkin verileri izleyeceğimiz bir periyoda girdik. Bu dönemlere ilişkin veriler genelde yavaşlamaya işaret etmektedir. Bu periyod içerisinde gelecek veriler ABD’deki ekonomik şartlarda sadece kış mevsimi şartlarının mı etkili olduğunu, ya da daha ciddiye alınması gereken bir yavaşlama mı olduğunu gösterecek. Bu kapsamda içeride ve dışarıda şartları sağlamayacak bir Fed’in Haziran ayından önce faiz artırması zor görünmektedir. Ekonomist beklentileri şu anda Haziran’da faiz artırımı olması ihtimalini yüzde 50 olarak göstermektedir.
Bütün bu doneler ve veriler eşiğinde biz Fed’in ilk yarıda faiz artırmasını beklemiyoruz. Piyasa “4 faiz artırımı” gibi bir havucu önümüze koymuştur. Haziran’dan sonra 4 faiz artırımı olabilmesi ihtimali ise sadece ABD ekonomisine bağlı olmayacaktır. Küresel ekonomilerdeki stabilizasyon durumu da çok önemlidir. Bu nedenden dolayı Çin’in teşvik hamleleri, Avrupa Merkez Bankası’nın varlık alımları ya da Japonya Merkez Bankası’nın parasal genişlemesinin çok iyi okunması gereken bir dönem içinde olacağız. Küresel ekonomilerdeki yavaşlama trendi ister istemez ABD’yi de aşağı çekecektir. Bizim beklentimiz, 2016 yılının 2 faiz artırımı ile geçirilmesi ve Fed hedef fonlama faiz oranının yılsonunda yüzde 1 seviyesinde olmasıdır.