Varlık Vergisi faciası

Güncelleme Tarihi:

Varlık Vergisi faciası
Oluşturulma Tarihi: Aralık 10, 2001 09:01

Yılmaz Karakoyunlu’nun Salkım Hanım’ın Taneleri romanı ve Tomris Giritlioğlu’nun aynı adla çevrilen filminin TRT’de gösterilmesi yoğun tartışmalara neden oldu. Zevkle izlediğim filmin sanat ekseni dışında ilkel şekilde tartışılmasına son derece üzüldüm. Ancak, bu tartışmaların bir yararı oldu. 1942 yılında uygulanan ve unutturulmaya çalışılan Varlık Vergisi’ni gündeme getirip konuşulmasına neden oldu.

2000 yılı Ağustos ayında Finansal Forum gazetesinde yedi yazılık bir dizide Varlık Vergisi’ni bütün yönleriyle anlatmaya çalıştım. Diziye gelen tepkilerden Varlık Vergisi’nin pek az kimse tarafından bilindiğini, özellikle gençlerin Varlık Vergisi adını bile duymadıklarını gördüm.

Savaş koşullarında meydana gelen aşırı kazançları vergilendirmek amacıyla çırakılan Varlık Vergisi, hukuki yapısı ve uygulamasıyla bir faciaya ve ırkçılığa dönüşmüştü.

22 Kasım 1942 yılında TBMM’de görüşülerek kabul edilen 4305 sayılı Varlık Vergisi’nin Meclis’te görüşülmesi sırasında dönemin Başbakanı Şükrü Saracoğlu kanunu şöyle savunmuştu: Bu kanun ile takip ettiğimiz hedef tedavüldeki paraları azaltmak, Türk parasının kıymetlenmesi, muhtekirler üzerinde toplanan halk düşmanlığının silinmesi, vergileri ödemek için ister istemez satışa çıkarılacak malların fiyatlarında bir yumuşama meydana getirmesi...

Bu resmi açıklamanın ötesinde, kanunun amacının Türk piyasasını Türklerin eline vererek yabancıları ortadan kaldırmak olduğu açıkça belirtiliyordu.

Varlık Vergisi Kanunu, Başbakan Şükrü Saracoğlu yanında Maliye Bakanı Fuat Ağralı, Müsteşar Esat Tekeli ve Teftiş Kurulu Başkanı Şevket Adalan’ın eseriydi. Kanun 350 milletvekili tarafından kabul edilmiş, ancak, Celal Bayar, Mahmut Esat Bozkurt, Hasan Ali Yücel, Hüseyin Cahit Yalçın, Reşat Nuri Güntekin gibi 76 milletvekili oturuma katılmamıştı.

17 maddeden oluşan Varlık Vergisi Kanunu’na göre, verginin miktarı komisyonlar tarafından belirlenecekti, komisyonlar en geç 15 gün içinde mükelleflerin vergi borçlarını tespit edeceklerdi, komisyon kararları kesin olduğu için hiçbir şekilde itiraz edilemeyecekti, saptanan vergi tebliğden itibaren 15 gün içinde ödenecekti.

Vergi borçlarını en geç bir ay içinde ödeyemeyen mükellefler, bedeni yeteneklerine göre genel hizmetlerde veya belediye hizmetlerinde çalıştırılacaktı.

Elde yeterli bilgi olmadığı için komisyonlar estimatör denilen Maliye bürokratlarının getirdikleri keyfi bilgilere göre vergi miktarını belirlemişlerdir. Bürokratlar, tamamen gözlemlerine göre mükelleflerin varlıklarını tespit etmişlerdir. Maliye müfettişi Burak Uluğ 16 Temmuz 1993 tarihinde yapılan bir söyleşide, tapu kayıtlarının dağınık olduğu için, Rumeli sahilini gezerek binaların dış görünüşüne göre tespit yaptığını, sefer tası gibi üç katlı binaları atladığını, bahçesi geniş yalıları, evleri tespit ederek komisyona verdiğini, anlatmıştı.

Zenginliği gözler önünde olan, itibar sahibi mükelleflerden çok vergi istenmiş; servetini saklayan, cimri kimselerden az vergi istenmişti.

Varlık Vergisi uygulamasını ayrıntılarıyla açıklayan tek kitap dönemin İstanbul Defterdarı Faik Ökte tarafından yazılan Varlık Vergisi Faciasına göre, Varlık Vergisi mükellef sayısı 114.368, tahakkuk eden vergi 465.384.820 TL. Verginin % 70’i İstanbul’dan tahsil edilmiştir. İstanbul’dan tahsil edilen Varlık Vergisi 1942 bütçesinin harcamalarının % 24.2’sini karşılamıştır.

Vergisini ödeyemeyen mükellefler sürgüne gitmemek için varlarını yoklarını satışa çıkarmışlar, ancak fiyatların çok düşmesi nedeniyle istenen vergilerin parasını sağlayamadıkları için 1.869 mükellef Aşkale’ye sürügüne gönderilmiştir. Kampta 21 kişi ölmüştür.

Varlık Vergisi’nin % 83’ü gayrimüslimlerden alınmıştır. Kendisinden Varlık Vergisi istenen Ermeni, Rum, Yahudi gibi gayrımüslimlerin satmak zorunda oldukları işyeri ve konutları Müslümanlar gayet ucuz fiyatla kapatmışlardır.

Böylece ırkçı bir servet transferi gerçekleştirilmiştir.

Varlık Vergisi uygulaması, vergi politikasının siyasi amaçlar kullanılmasının nasıl bir faciaya neden olacağının kanıtıdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!