Türkiye öncelikle dış borçları ödemekten yana tavır alıyor
Krizle boğuşan Türkiye, devreden çıkartılmak üzere olan IMF`den destekli anti - enflasyon programının sıkı reçetesini bırakarak, bankerlerin kafasında giderek büyüyen iç ve dış borçların ödenmesine odaklanma işaretleri vermeye başladı. Kilit önem taşıyan bir konuşması sırasında, Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, hükümetin, geçen hafta itibarıyla dağılan ana hedeflere ulaşacağı konularına değindi. Bu hedefler arasında, Türkiye`nin kronik yüksek enflasyonunu 2003 yılı itibarıyla tek haneli rakamlara çekmek de var. Ancak Bahçeli, Piyasadaki gerginliği azaltmak ve tamir paketini derhal başlatmak gereksinimi var, derken, hükümetin, herhangi bir anti - enflasyon programı açısından kilit öneme sahip siyasal anlamda sancılı önlemlere devam etmeyeceği sinaylini verdi.
Bahçeli, Kısa dönemde, hükümet sektörünün borçları geri ödeme ve borçlanma planları ciddi riskler taşıyor, dedi. İlk test 3 milyar dolar civarında olan ve Hazine tarafından 21 Mart itibarıyla ödenmesi gereken iç borç. Bahçeli, Güveni süratle sağlamak yaşamsal önem taşıyor, şeklinde konuşurken, koalisyon hükümetinde herhangi bir değişiklik olmayacağını belirtti.
Türkiye`nin dış borçları 110 milyar dolar civarında. İç borçlar, kriz başlamadan önce 65 milyar dolar civarında gösteriliyordu. Uluslar arası bankerler ülkenin yabancı borç yükümlülüklerini yerine getireceğine inanıyor. Ancak onlara göre, Citibank ve Deutsche Bank gibi bankalar, geçen Kasım ayından sonra sorunlarla karşılaşan programdan sonra, 1 milyar dolarlık bir başka borç paketi daha hazırlamak konusunda arzulu değil.
Türkiye`ye borç veren uluslar arası bir kredi kuruluşunun temsilcisi, Birçok yabancı banka ülkenin borç sınırlarını ya gözden geçiriyor ya da donduruyor. Mevcut düzeylere bakıldığında, (iç) borç ödemelerini yerine getirememek ciddi bir sorun - şirketler bazında değil, çünkü bunlar kaldıraçlı, ama ülke ve (daha küçük) bankacılık düzeyinde. Siyasi ve ekonomik anlamda durum kötü, dedi. Türkiye`nin finans piyasaları Salı günü sakindi, zira merkez bankası piyasaya ucuz TL ve yabancı döviz enjekte etti. Merkez bankası TL`yi, birçok işlemlerin dolara karşı 1 milyon TL`den görüldüğü günden bir gün sonra 910 bin düzeyinde sabitledi. Bu iki oran, Türkiye para birimini Perşembe günü dalgalanmaya bırakmasından önceki duruma kıyasla, yüzde 25 - 32`lik bir devalüasyon anlamına geliyor.
Ancak vazgeçilme sürecine giren 14 aylık IMF destekli programın dağılmasından 8 gün sonra, iktidardaki koalisyon hükümeti, Cumartesi günü başlayacak olan Bayramını başlangıcı dolaylarına kadar yeni bir strateji sözü vermeye hala devam ediyor. Uluslar arası yetkililer alt düzey Türk bürokratlarıyla müzakerelerin devam ettiğni ancak, bazı Türk gazetelerinin ilan ettiği 20 milyar dolarlık yeni yardım programını değil, krizin verdiği zararı incelemeyi sürdürdüklerini belirtiyor. Merill Lynch`de gelişmekte olan piyasalar ekonomisti Mehmet Şimşek, Önemli miktarda bir dış borç yardım paketi yokluğunda, Türkiye iç borçlarının bir kısmını için para basabilir, diyor. Monetization Türkiye`nin geleneksel durumun altından kalkma yöntemlerine geri dönmesi anlamına gelebilir: para basarak borç ödeme. Oysa bu, 1990`ların büyük bölümünde hüküm süren yüzde 80`lerin üzerindeki enflasyonun nedeniydi.
Batılı yetkilier, Türkiye`nin Ortadoğu`daki stratejik pozisyonuna rağmen, ABD hükümetinin veya IMF`nin bu tür bir geri dönüş planının bir parçası olmak ve Türkiye`ye verdikleri desteği devam ettirmeye ilişkin isteklerinin açık olmadığını belirtiyor.
Daha ötede, Türkiye`nin niyetlerine ilişkin belirsizlik, bir yetkilinin Türkiye`nin yarı resmi Anadolu Ajansı`na verdiği bir demeçte, IMF`nin saygın yetkilisi Carlo Cotterelli`nin kontrolü...ve güveninini kaybettiğini ve görevinden alındığını söylemesiyle daha da karışık bir görünüm aldı. IMF sözcüsü Conny Lotze böyle bir durumun olmadığını kesin bir dille ifade etti, ancak Anadolu Ajansı verdiği haberin doğru olduğunda ısrar etti.
Salı günü patlayan krizden sonra en büyük halk protestosu sırasında bile kamu çalışanları IMF`ye karşı slogan attı, hükümete karşı değil. 50 kişi göz altına alındı. Bu arada petrol tankerleri, fiyatların yükseleceği beklentisiyle, rafinerilerin kapılarında uzun kuyruklar oluşturdu. İnsanlar fiyatların yükseleceğine ve en azından kısa dönemde ekonominin duracağına ilişkin olarak bıkkın bir biçimde kızgınlık gösterilerinde bulundu. Türkiye`nin dış ticaret müsteşarı Kürşat Tüzmen üniversite öğrencilerin yaptığı duygusal bir konuşma sırasında, Şunu kabul edelim. Orta halli insanlar, orta halli bir ekonomide yaşar. (THE WALL STREET JOURNAL)
- BIST
- DOLAR
- EURO
- ALTIN