Güncelleme Tarihi:
Uluslararası bağımsız denetim şirketi PwC tarafından hazırlanan raporda, ülkelerin satın alma gücü paritesi bazında gayrı safi yurt içi hasılaları için 2050 yılı tahminlerinde 32 devletin dünya ekonomisini elinde tutacağı vurgulandı. En ciddi sıçramalardan birini Türkiye'nin yaptığı listede küresel ekonominin ağırlık merkezinin batıdan doğuya kayacağını ortaya koyan bir tablo ortaya çıkıyor. İlk sıradaki tahtını bir süre önce Çin’e kaptıran ABD'nin, araştırmaya göre 2050 yılına gelindiğinde bir başka Asya ekonomisinin daha gerisinde kalacağı öngörülüyor. Bunun başlıca sebebi olarak ABD nüfusundaki ve milli gelirindeki durağanlık başlıca faktörler olarak gözlenirken, Başkan Trump’ın ülkedeki göçmenlerin aleyhine başlattı politikaları ise henüz bu tahmine yansıtılmış değil.
TÜRKİYE ÜÇ BASAMAK YUKARI ÇIKACAK
PİYASALARDAKİ SON DURUM İÇİN TIKLAYIN...
Yenişafak'ın haberine göre PwC araştırmasında 2016 sonu verilerine göre; satın alma paritesinde 1 trilyon 906 milyar dolarlık bir gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) olan Türkiye’nin 2050’de 5 trilyon 184 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu çıkışıyla Türkiye, gelişmekte olan ekonomiler arasında en dikkat çeken büyüme ve ekonomik göstergelere sahip ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Nüfustaki ve milli gelirdeki sürekli artışla birlikte PwC tahminleri Türkiye’yi 33 yıl sonra 11’inci sıraya oturtuyor.
ÇİN’İN LİDERLİĞİ SÜRÜYOR
Asya’nın en büyük ekonomisi Çin, yüzyılın ortalarında bile birincilikteki yerini koruyor olacak, ancak dünyanın yeni süper gücünün 2000’lerin başındaki olağanüstü ekonomik büyüme patlaması ve milli gelir artışı 2050 yılı itibarıyla nüfus kontrol sistemi ve yaşlanmanın da etkisiyle bu düzeyde olmayacak. Hindistan da dünyanın en büyük ikinci nüfusuna sahip. Teknoloji ve bilimdeki kalifiye iş gücü, milli gelirdeki yüzde 7.7 büyümeyle 2050 yılına gelindiğinde ABD’yi geride bırakarak dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olmaları bekleniyor.
ENDONEZYA’DAN GÜÇLÜ YÜKSELİŞ
Endonezya ise, bilişim ve teknolojideki sıçramasını artan nüfusu ve turizmdeki başarısıyla birleştirerek 21. yüzyılın ortasında dünyanın en büyük dördüncü ekonomisi olmaya aday. Şu an 12. sırada olsalar da GSYİH’sinde Ar-Ge ve yüksek katma değerli teknolojiye yönelik yatırımların payının yüksek olmasının yanı sıra faizsiz finans bankacılığındaki güçlü rolü öngörülen başarının anahtarı olarak nitelendiriliyor. Listede yer alan Brezilya, istikrarlı olsa da gelişmekte olan 7 büyük ekonominin oluşturduğu E7 ülkeleri arasında olsa da Meksika ve Endonezya kadar seri büyüyemiyor. Dolayısıyla, 2050 yılına gelindiğinde 2 basamak yükselmesi bekleniyor. Rusya, hâlihazırda dünyanın en büyük 6. ekonomisi ve 33 yıl sonra da aynı yerde duruyor. Nedenlerinde ise milli gelirdeki yavaş artış ve nüfustaki gerileme başı çekiyor.
ALMANYA 4 SIRA DÜŞECEK
Meksika, komşusu ABD’de Trump’ın duvar örme çabalarına rağmen istikrarlı büyüyor ve nüfusu da artıyor. Orta Amerika ülkesi de sıralamada 4 sıra yükselerek 7. sıraya yerleşiyor ve devleri geride bırakıyor. Japonya ise, bu listede yüzde 1,1 ile ekonomisi en yavaş büyüyen ülke. Nüfustaki yaşlanma ve ekonomik çeşitliliğin durağanlaşması Uzak Doğu devini PwC tahminlerinde 4 basamak aşağıya indiriyor. Almanya ise İngiltere’nin aksine ekonomisi yavaş büyüyenlerden. Şu an ki oran yüzde 1,7 ve göçmen akışındaki artışa rağmen çalışan nüfusun yaşlanıyor olması Almanya’yı 4 basamak geriye atıyor. Birleşik Krallık, istikrarlı ekonomik büyüme ve artan çalışan nüfusla Brexit’in orta vadedeki negatif etkisini uzun vadede pozitife çeviriyor ve sadece 1 basamak geriliyor.
HOLLANDA SON SIRADA
PwC araştırmasının son sırasında Hollanda var. Hollanda, yaşlanan nüfusu, yavaşlayan doğum hızı ve durağan verimlilik ile 2016 yılında 26. sıradayken 2050’de 32. sıraya kadar geriliyor. İtalya, batı ekonomileri arasında en sert düşüşü yaşaması beklenenlerden. Kuzey ve güney çekişmesi, yaşlanma ve vasat büyüme listede 9 basamak inmelerine neden oluyor. İran, milli gelirdeki yıllık yüzde 5,5 büyümesine nüfusundaki yüzde 0,5 büyümeyi de ekleyince listede 1 basamak yükseliyor. İspanya ise öğleden sonra uykusunu ekonomiye de yansıtıyor ve 16. sıradan 26. basamağa dek düşüyor. İşsizlik performansı ve yaşlanan nüfusun düşüşteki etkisi büyük.
PAKİSTAN GELECEK VADEDİYOR
Fransa şu an dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden biri. Batı Avrupa ülkelerindeki nüfus sorunu onlarda yok ancak artış da beklenmiyor ve Fransa geriden gelen ülkelere karşı duramayarak tahminlerden 2 basamak iniyor. 2050 yılında dünyayı yönetecek ekonomiler arasında olacak Pakistan, nüfusu Mısır ile birlikte senelik yüzde 1.4 artışla dünyanın en hızlısı. İş gücüne de yansıması beklenen bu artış ile Pakistan, 2050 yılında 8 sıra birden yükselerek 16. basamakta kendine yer buluyor.