Güncelleme Tarihi:

Bakan Kurum, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede hayata geçirdiği başlıkların sıralandığı paylaşımına, “21 yılda hayata geçirdiğimiz devrim niteliğindeki kararlar sonrasında, iklim değişikliği ile mücadelemiz COP31 Taraflar Konferansı’na ev sahipliğiyle taçlandı. O tarihi adımlarla Türkiye, dünyadaki çevre politikalarını belirleyen en büyük platformlardan birinin direksiyonuna geçmiş; iklim değişikliğiyle mücadelede yalnızca takip eden değil; yol gösteren küresel bir aktör haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.
ADIM ADIM SÜREÇ
Bakan Murat Kurum paylaşımında Türkiye’nin iklim kriziyle mücadele için attığı kritik adımları şöyle sıraladı:
* 21 Mart 1994’te yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne 4 Mayıs 2004’te taraf olundu. 2009 yılında ise Türkiye, Kyoto Protokolü’ne katıldı.
* Türkiye, Paris İklim Anlaşması protokolünü ise 22 Nisan 2016’da New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte ‘gelişmekte olan bir ülke’ olarak imzaladı.
* 27 Eylül 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ni açıkladı.
* 29 Ekim 2021’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın adı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak değiştirildi.
* 21-25 Şubat 2022 tarihleri arasında Türkiye’nin uzun dönemli yol haritasının yapı taşlarını tüm paydaşlarla belirlemek amacıyla ‘İklim Şurası’ düzenlendi.
* 6-18 Kasım 2022’de Mısır’ın Şarm El Şeyh kentinde düzenlenen 27. Taraflar Konferansı’nda (COP27) Türkiye’nin Güncellenmiş Birinci Ulusal Katkı Beyanı (NDC) sunuldu. Türkiye, 2015 yılında yüzde 21 olarak açıkladığı hedefini 2030 yılı için yüzde 41 oranında azaltım hedefine yükselttiğini açıkladı.
* 9 Temmuz 2025’te Türkiye’nin ilk İklim Kanunu yürürlüğe girdi. Kanun, iklim değişikliği ile mücadelede esas olan sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerini, planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetim ile bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esaslarını kapsadı.
ZAFERLE SONUÇLANDI
* 24 Eylül 2025’te, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından New York’ta düzenlenen İklim Zirvesi’nde Türkiye’nin İkinci Ulusal Katkı Beyanı açıklandı. Bu kapsamda, sera gazı emisyonlarının 2035 yılı itibarıyla referans senaryoya kıyasla 466 milyon ton CO2 eşdeğeri azaltılması ve emisyonların 643 milyon ton CO2 eşdeğeri seviyesinde sınırlandırılması taahhüt edildi.
* 10-21 Kasım 2025’te Belem’deki COP30’da 5 gün boyunca Brezilya, Azerbaycan ve Avustralyalı mevkidaşlarla müzakereler yürütüldü.
* 22 Kasım 2025’te müzakereler Türkiye’nin zaferiyle sonuçlandı. Önümüzdeki yıl düzenlenecek COP31 Taraflar Konferansı’nın Dünya Liderler Zirvesi de dahil olmak üzere Türkiye’nin ev sahipliği ve başkanlığında yapılmasına karar verildi.
EV SAHİPLİĞİ BÜYÜK AVANTAJ
COP toplantısında, ülkelerin sera gazı azaltım hedefleri, uyum politikaları, iklim finansmanı, kayıp-zarar mekanizmaları ve karbon piyasalarının kuralları belirleniyor. Ev sahipliği, ülkelere hem diplomatik hem ekonomik hem de çevresel birçok kazanım sunuyor. Bir ülke COP’a ev sahipliği yaptığında, küresel iklim politikalarının merkezine yerleşerek önemli bir diplomatik görünürlük elde ediyor. Zirveye katılan on binlerce delege sayesinde turizm, konaklama, ulaşım ve hizmet sektörlerinde ciddi bir ekonomik hareketlilik yaşanıyor. Bu süreç aynı zamanda ev sahibi ülkede yeşil dönüşüm çalışmalarına ivme kazandırıyor.