Güncelleme Tarihi:
Merkez Bankası’nın (TCMB) dün açıkladığı Finansal İstikrar Raporu, devam eden dezenflasyon sürecinin Türk lirası varlıklara olan ilgiyi artırdığını ortaya koydu.
Raporda, TL mevduatın toplam mevduat içindeki payının istikrarlı bir şekilde arttığı belirtildi. 2023 Ağustos’a göre kur ve parite etkilerinden arındırılmış olarak yabancı para mevduatın 21.8 milyar dolar, Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) 2.1 trilyon TL azaldığının ifade edildiği raporda “Aynı dönemde TL mevduattaki artış 6 trilyon TL düzeyine geldi. TL mevduat oranı Ağustos 2023’e göre 24 puan, Mayıs 2024’e göre 8 puan artarak yüzde 56’ya yükseldi. Böylece, TL mevduat payı mevcut durumda 2017 son çeyreğinde aldığı değerlerden sonraki en yüksek seviyesindedir” denildi.
TL’ye yönelik artan ilginin nedenlerinin ‘uygulanan sıkı para politikası’, ‘KKM’den TL mevduata geçişi teşvik eden ve TL mevduat payının artmasına yönelik devreye alınan düzenlemeler’ olarak sıralandığı raporda, ‘enflasyon ve kur beklentilerindeki iyileşmenin de’ TL mevduat payındaki artışa katkı sağladığına dikkat çekildi.
DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR
Raporda, KKM’den çıkışların hızlanması ile bazı mudilerin dövize yönelmesinin ve altını fiyatlarındaki yükselişin yabancı para (YP) mevduatları yukarı yönlü etkilese de bu mevduatlarda önemli bir azalış yaşandığı vurgulandı. Para piyasası fonlarında yaşanan belirgin talebin, TL tercihini daha da belirginleştiğine işaret edilen raporda, “Makroihtiyati düzenlemelerin TL mevduat, YP mevduat ve KKM arasındaki tercihleri yönlendirici yapısı ve tüzel kişiler ile hanehalkı beklentilerindeki iyileşmenin etkisiyle KKM’nin azalmaya ve TL mevduat payının önümüzdeki dönemde artmaya devam etmesi beklenmektedir” ifadelerine yer verildi.
Raporda ayrıca, hanehalkının finansal varlık kompozisyonunda da TL cinsi varlıkların ağırlığı artarken, kur korumalı ürünlerin payının azalmaya devam ettiği belirtilerek şöyle denildi: “Hanehalkının para piyasası fonları başta olmak üzere yatırım fonu ve emeklilik sistemi gibi Türk lirası alternatif finansal varlıklar ile tasarruflarını çeşitlendirme eğilimi devam etmektedir.”
VATANDAŞIN KREDİ NOTUNDA İYİLEŞME
MERKEZ’in raporunda ayrıca, bireysel kredi başvurularına dair kredi notlarında iyileşme gözlendiği vurgulandı. Raporda, bu yıl konut kredileri ve KMH başvurularında kredi notu yüksek müşterilerin ağırlığının arttığı, konut kredisi başvurusunda bulunan müşterilerin ortalama kredi notunun tarihsel ortalamanın üzerine çıktığı belirtildi ve şöyle denildi:
“İhtiyaç kredileri ve bireysel kredi kartlarında kullandırıldığı yıldan itibaren ‘tahsili gecikmiş alacağa’ (TGA) dönüşüm performansları takip edilebilmektedir. 2020’de kullandırılan ihtiyaç kredilerinin takip eden 5. çeyrekten itibaren TGA performansının olumsuz ayrıştığı izlenmektedir.”
DIŞ FİNANSMAN İYİLEŞME İŞARETİ
ÜLKE risk primindeki gerileme ve kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırımları, yurtdışı finansman koşullarındaki iyileşmeyi destekledi. Küresel piyasalarda oynaklıkların yüksek olduğu ve jeopolitik risklerin öne çıktığı son dönemdeki konjonktüre rağmen, yabancı yatırımcıların Türk bankalarının borçlanma enstrümanlarına yüksek ilgisi sürdü. Ülke risk primindeki gerilemeye bağlı azalan maliyetlerle borçlanmalarını artıran bankaların yurtdışı borç çevirme oranlarında uzun vade kaynaklı yükseliş gözlendi.
TİCARİ BORÇTA GECİKME
FİRMALARIN ticari borç ödemelerinde (çek/senet) gecikme eğilimi artmakla birlikte, bu artışın bankacılık sektörü aktif kalitesine yansıması sınırlı. Reel sektörün karşılıksız çek ve protestolu senet oranlarında bir miktar artış görülmekle birlikte bu oranlar tarihsel ortalamalarının belirgin altında. Reel sektör firmalarının gecikmedeki banka kredileri büyük ölçüde TGA’ya dönüşmeden yasal süre içerisinde ödenmektedir.
EK HESABIN PAYINDA ARTIŞ
HANEHALKI borcunun milli gelire oranındaki düşük seviye korunurken, borç kompozisyonunda bireysel kredi kartı ve kredili mevduat hesabı (KMH) borcunun payı arttı. Kişi başı borç ve gelire oranla borçluluk göstergeleri, bireysel kredi kartlarında sınırlı olmakla birlikte tüketici kredilerinde gerilemeye devam etti. Sıkı finansal koşullara ilave olarak bireysel kredilerde ortalama vadenin kısalması, borç/gelir uyumsuzluğu yaşayan bireylerin kredi riskinde artışa neden olmaktadır.