Güncelleme Tarihi:
İşte Hürriyet gazetesi Zeynel Balcı'nın bugünkü yazısı...
Türk Lirası mevduat geliri kur altında kalırsa aradaki fark ödenecek. Döviz kurundaki dalgalanma sebebiyle fiyat vermekte zorlanan ihracatçı firmalara da doğrudan Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur rakamı verilecek, açıklaması sonrası döviz kurlarında sert bir geri çekilme yaşandı. Dün sabah itibariyle 11.00 seviyesine kadar çekilen dolar/TL kuru daha sonra tekrar yukarı yönlü bir hareketlenme yaşasa da tepki yükselişi güç kazanamadı ve kurlar üzerinde baskı devam etti. Dövizdeki yükselişe karşı alınacak önlemler tartışılırken hiç telaffuz edilmeyen ‘sürpriz’ paket, kurlarda sert düşüşü beraberinde getirdi. Önlemler daha çok faiz üzerinden gidiyordu. BDDK verilerine göre, 16 Aralık itibariyle bankalardaki toplam mevduatın yüzde 67’si döviz olarak görülürken toplam vadeli mevduat içindeki payı yüzde 60 seviyesinde. Vadeli döviz mevduatı yaklaşık 2.2 trilyon TL iken toplam vadeli mevduat 3.6 trilyon TL seviyesinde. TCMB verilerine göre, yurtiçi yerleşiklerin bankalardaki döviz mevduatı 10 Aralık itibariyle 231 milyar dolar. Bu tutarın önlem paketine konu kısmı olan 141 milyar doları gerçek kişilere ait.
DÖVİZ MEVDUATINDA ÇÖZÜLME
Önümüzdeki günlerde gerek TCMB gerekse BDDK verilerinde özellikle döviz mevduatındaki çözülmenin ne ölçüde olacağı noktasına odaklanılacak. Bir çözülme olacağı muhtemel bir gelişme. İlk etkileri zaten görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önlem paketini açıkladığı akşam, Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar “1 milyar dolar bozduruldu” dedi. Dövizde kalmanın getiri açısından TL mevduattan farkı kalmadığına göre bu eğilimin önümüzdeki günlerde devamı da mümkün olabilir. Döviz mevduatında çözülme ve gerçek kişilerden (vatandaşlardan) gelecek döviz talebini azaltıcı yönde bir etki yapacaktır. Kura da doğal olarak düşüş olarak yansıdı. Kısa vade için daha kalıcı bir etkiden söz edilebilir. Vatandaşlardan gelecek döviz talebi azalacağına göre, dış ticaret açığı, cari denge ve dış borç ödemeleri gibi kalemlerden gelecek döviz talebinin kurlar üzerindeki etkileri artacaktır. Ek bilgi olarak vermek gerekirse, Türkiye’nin kısa vadeli dış borcu 125 milyar dolar olarak görülürken ocak-ekim dönemi dış ticaret açığı 33 milyar dolara, cari açık yıllık bazda 15 milyar dolara geriledi. Son üç aydır aylık cari fazla veriliyor ve dış ticaret açığı ocak-ekim dönemi itibariyle önceki yıla göre yüzde 15 azalmış durumda. Diğer yandan portföy yatırımları (sıcak para) açısından ele alınacak olunursa, son aylarda yabancı yatırımcıların Türkiye’deki paylarının azaldığı bilinen bir durum. Borsa İstanbul’da yabancı yatırımcı payı yüzde 43 civarında görülürken DİBS’deki (tahvil bono) payları yüzde 4’ün altında. Özetle, dış ticaret verileri ve sıcak para dengelerine bakıldığında çok zorlayıcı bir tablo en azından bu aşamada görülmüyor. Bu durumda TCMB döviz rezervlerindeki değişimler de önem kazanacak ve yakından takip edilecek.
İHRACATA ETKİSİ
Diğer yandan TL’nin değer kaybının Türkiye’nin ihracatına katkısı son dönemde sıkça dillendirilen bir konu idi. TL’nin değer kazanmasının bu görünüme etkilerinin nasıl olacağı da önemli olacak. Hatırlanırsa Türkiye’nin ticaret yaptığı ülkelere göre Türk mallarının değerini yansıtan TÜFE bazlı reel efektif döviz kuru TL’nin değer kaybıyla birlikte tarihin en düşük rakamı olan kasım ayı için 54.33 açıklanmıştı. TL değer kazandığına göre Türk malları eskisi kadar ucuz olmayacak. Kur arttıkça enflasyon beklentileri de yükseliyordu. Kur geçişkenliğine bağlı olarak kurlardaki gerileme enflasyonla ilgili beklentilerini yumuşatacaktır. Ayrıca kur farkına bağlı finansman gideri de şirketler açısından biraz daha küçülebilir. Belki erken ama bir süre sonra her ne kadar mart ayı sonuna kadar bekleme sinyali verilse de TCMB ocak toplantısında faiz kararının ne yönde olacağı konusundaki tartışmalar tekrar hız kazanabilir.
ARTI VE EKSİLER
Paketin Borsa İstanbul’a yansımaları ise pek olumlu olmadı. Tavsiye olarak görülmemek kaydıyla buraya şöyle bir not bırakalım. Geçtiğimiz günlerde “dolar yukarı borsa” yukarı görünümü dünkü seyre bakılırsa sanki “dolar aşağı borsa aşağı” şekline evrilmiş gibi. Diğer yandan açıklanan önlem paketinin finansmanı konusunu var. Paket ile ilgili konuşan yetkililer, eğer kur artışı mevduat faizinin üzerinde olursa aradaki farkın Hazine tarafından ödeneceğini açıklandı. Kur artış farkı ve tutarı Hazine dengeleri ve enflasyon açısından oldukça önemli olacak. İlacın yan etkileri gibi bakacak olunursa, elbette bu paketin de artı ve eksileri tartışılacaktır. Ancak bu aşamada döviz kurlarına daha öngörülebilir bir bakış ve bir denge getirmesi beklenebilir.