Sendikasyonda zor yıl
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2001 00:00
Bankalar geçen yıl 6.13 milyar dolar dış kredi sağlarken, bu yıl özellikle dış ilişkileri zayıf olan küçük bankaların sendikasyonda zorlanması bekleniyor.
Büyük umutlarla girilen 2000 yılında 8 milyar 257 milyon dolar dış borç ödeyen Hazine, uluslararası piyasalardan 8.5 milyar dolarlık da borçlanma gerçekleştirdi. 1999 yılında 3 milyar 467 milyon dolarlık sendikasyon yoluyla dış kredi alan bankalar da, 2000 yılında bu rakamı 6 milyar 132 milyon dolara çıkarttı. Ancak kasımda yaşanan likidite krizi bu pembe tabloyu bir anda kararttı. Mali sektöre duyulan güvenin azalması, reformlar ve özelleştirme konusunda programın gerisinde kalınmasının da etkisiyle yabancı sermaye çıkışı hızlandı. Çok kısa sürede Türkiye`den 7.1 milyar dolarlık çıkış yaşandı. Geçen yıl Türk bankalarının olumlu havanın etkisiyle hiç zorlanmadan gerçekleştirdikleri sendikasyonlara karşın bu yıl dış kredi şansının azaldığı belirtiliyor. Özellikle dış ilişkileri zayıf olan küçük bankaların sendikasyonlarının vadesini uzatmakta zorlanabileceği belirtiliyor.
2000 yılında libor artı yüzde 100`ler civarında borçlandıklarını belirten büyük bir bankanın üst düzey yetkilisi, Tahminimiz bu yıl borçlanma maliyetimizin 80-90`lara gerilemesi yönündeydi. Ancak son krizden sonra borçlanma maliyetimizin düşmeyeceği ortaya çıktı dedi.
Yabancıların gözü Telekom`da:
Büyük bankaların bu yıl da vadesi gelen sendikasyonlarını rahatlıkla yeniden bağlayabileceğini söyleyen aynı yetkili, Ancak Türk bankaları için sendikasyonda büyüyecek bir yer kalmadı. En iyi ihtimalle mevcut borçlarda vade uzatımları söz konusu olacaktır yorumunu yaptı. Türkiye`nin 2001 yılında Türk Telekom özelleştirmesini yapıp fondaki bankaların satışını gerçekleştirmesi durumunda yabancı sermaye girişinin başlayacağını söyleyen bir bankacı da, 2001`de de politik risk yine ön planda olacak. Bu arada AB ile ilişkiler önemini koruyacak. Tüm bu konularda olumlu gelişmeler yaşanmazsa, yabancı sermaye girişi sınırlı düzeyde kalır dedi. Türkiye`nin yılın ilk çeyreğinde negatif bir büyüme yaşayacağını söyleyen bankacı, bu konudaki adımların atılması durumunda yabancı sermaye girişiyle birlikte Türkiye`nin yılı yüzde üç hatta üzerinde bir büyümeyle kapatabileceğini söyledi. Yılın ilk iki ayının zor ve stresli olacağını belirten bankacı, Ocak ve şubat ayındaki ihalelerde Hazine`nin tavrı çok önemli dedi. (RADİKAL)
Büyük umutlarla girilen 2000 yılında 8 milyar 257 milyon dolar dış borç ödeyen Hazine, uluslararası piyasalardan 8.5 milyar dolarlık da borçlanma gerçekleştirdi. 1999 yılında 3 milyar 467 milyon dolarlık sendikasyon yoluyla dış kredi alan bankalar da, 2000 yılında bu rakamı 6 milyar 132 milyon dolara çıkarttı. Ancak kasımda yaşanan likidite krizi bu pembe tabloyu bir anda kararttı. Mali sektöre duyulan güvenin azalması, reformlar ve özelleştirme konusunda programın gerisinde kalınmasının da etkisiyle yabancı sermaye çıkışı hızlandı. Çok kısa sürede Türkiye`den 7.1 milyar dolarlık çıkış yaşandı. Geçen yıl Türk bankalarının olumlu havanın etkisiyle hiç zorlanmadan gerçekleştirdikleri sendikasyonlara karşın bu yıl dış kredi şansının azaldığı belirtiliyor. Özellikle dış ilişkileri zayıf olan küçük bankaların sendikasyonlarının vadesini uzatmakta zorlanabileceği belirtiliyor.
2000 yılında libor artı yüzde 100`ler civarında borçlandıklarını belirten büyük bir bankanın üst düzey yetkilisi, Tahminimiz bu yıl borçlanma maliyetimizin 80-90`lara gerilemesi yönündeydi. Ancak son krizden sonra borçlanma maliyetimizin düşmeyeceği ortaya çıktı dedi.
Yabancıların gözü Telekom`da:
Büyük bankaların bu yıl da vadesi gelen sendikasyonlarını rahatlıkla yeniden bağlayabileceğini söyleyen aynı yetkili, Ancak Türk bankaları için sendikasyonda büyüyecek bir yer kalmadı. En iyi ihtimalle mevcut borçlarda vade uzatımları söz konusu olacaktır yorumunu yaptı. Türkiye`nin 2001 yılında Türk Telekom özelleştirmesini yapıp fondaki bankaların satışını gerçekleştirmesi durumunda yabancı sermaye girişinin başlayacağını söyleyen bir bankacı da, 2001`de de politik risk yine ön planda olacak. Bu arada AB ile ilişkiler önemini koruyacak. Tüm bu konularda olumlu gelişmeler yaşanmazsa, yabancı sermaye girişi sınırlı düzeyde kalır dedi. Türkiye`nin yılın ilk çeyreğinde negatif bir büyüme yaşayacağını söyleyen bankacı, bu konudaki adımların atılması durumunda yabancı sermaye girişiyle birlikte Türkiye`nin yılı yüzde üç hatta üzerinde bir büyümeyle kapatabileceğini söyledi. Yılın ilk iki ayının zor ve stresli olacağını belirten bankacı, Ocak ve şubat ayındaki ihalelerde Hazine`nin tavrı çok önemli dedi. (RADİKAL)