Rüşvetçi Ciner

Güncelleme Tarihi:

Rüşvetçi Ciner
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 20, 2003 10:21

Rüşvetçi işadamı, ‘Merkez’ adlı şirketiyle devletten mal kaçırıp Sabah`ın patronu olan Turgay Ciner çıktı. Ciner`in sağ kolu Erhan Aygün, ‘Beyaz Enerji’ davasında iki bürokrata 130 bin dolar rüşvet vermekten mahkum oldu. Yolsuzluk Komisyonu Aygün`ün bir başka rüşvet girişimini de yakaladı.

Hürriyet`in dün manşetten verdiği büyük rüşvet skandalının kahramanı işadamı Turgay Ciner çıktı. Kurduğu ‘Merkez’ adlı şirketler üzerinden Sabah Gazetesi`nin sahibi görünen Ciner`in şirketinin Çayırhan Termik Santrali ihalesinde TEAŞ yönetimine dağıttığı rüşvetin 130 bin dolar bin dolarlık bölümü belgelendi. Rüşveti veren, Ciner`in sağ kolu konumundaki Erhan Aygün hüküm giydi. TBMM Yolsuzluk Komisyonu bu mahkumiyet kararını aynen raporuna geçirdi.

12 EYLÜL`DE DEV-YOL SANIĞI

Sabah`ın ortağı olan Turgay Ciner`in sağ kolu ve holdingin Enerji Koordinatörü olan Erhan Aygün`ün iki bürokrata 130 bin dolar rüşvet verdiği mahkeme kararı ve belgelerle kanıtlandı. Aygün`ün 12 Eylül döneminde açılan Dev-Yol davasının sanıkları arasında yer almıştı.

Aygün, yargılandığı ‘‘Beyaz Enerji’’ davasında, Çayırhan Termik Santralı`nın işletme hakkı ihalesinde TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi`ye 100 bin dolar, TEAŞ Genel Müdür Yardımcısı Ünal Peker`e de 30 bin dolar rüşvet vermekten mahkum oldu.

TRONA`YA DİKKAT

Aygün`ün ‘‘rüşvet’’ serüveni bununla da kalmadı. TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu, işadamı Aygün ile ilgili Beypazarı`ndaki Trona Madeni ihalesinde yaşanan bir rüşvet skandalını daha ortaya çıkardı. Komisyon, Aygün hakkında savcılığa ‘‘rüşvet ve benzeri yöntemler kullandığı’’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulunma kararı aldı.

DÖRT AY HAPİS YATTI

Aygün ve Park Holding`in ‘‘rüşvet skandalları zinciri’’nin ilk halkası, Jandarma Genel Komutanlığı`nın ‘‘Beyaz Enerji’’ operasyonunu başlatmasıyla açığa çıktı. İki bürokrata rüşvet verdiği yolunda somut kanıtlara ulaşan jandarma, Aygün`ü, 16 Mart 2001 tarihinde gözaltına aldı. 16 Temmuz 2001`e kadar yaklaşık dört ay süreyle hapiste kalan Aygün, ‘‘Beyaz Enerji’’ davasında yargılandı.

Davayı karara bağlayan, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Aygün`ü, Turgay Ciner`in şirketi Park Holding adına TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi`ye 100 bin dolar, Genel Müdür Yardımcısı Ünal Peker`e de 30 bin dolar rüşvet vermekten mahkum etti. Mahkeme bu suçu nedeniyle Aygün`ü tam 1 trilyon 144 milyar 953 milyon lira ağır para cezasına çarptırdı.

Rüşvet, mahkeme kararına böyle girdi

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi`nin 2002/00223 sayılı ve 12 Temmuz 2002 tarihli kararında Sabah Gazetesi`nin patronu Turgay Ciner`in sağ kolu Erhan Aygün için aynen şöyle denildi:

‘Sanığın Park Holding (Turgay Ciner’e ait) Enerji Koordinatörü olduğu, fizibilite raporları verdiği santrallerde şirketi lehine TEAŞ yönetiminden kararların alınması, tekliflerin şirket teklifleri doğrultusunda çıkması için haklı bir hususun temini maksadıyla yapmakla yükümlü oldukları görevi yapmak için Muzaffer Selvi`ye 100 bin dolar, Ünal Peker`e 30 bin doları Kasım 2000 tarihinde yardım adı altında rüşvet olarak verdiği, sanıkların anlatımları ve tüm dosya içeriğiyle subut bulmakla, kastının yoğunluğu, kanun ve nizama aykırılığın derecesi, şahsi ve sosyal durumu da gözönünde tutularak, fiil ve eylemine uyan TCK`nın 213/son maddesi gereğince 883.249.900.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına (verilen rüşvet miktarı suç tarihi itibariyle efektif alış değeri üzerinden 10 kat alınmıştır),

Kanunun aynı ahkamını birden ziyade ihlal ettiği nedenleriyle TCK`nın 80. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında arttırılarak, 1.030.458.216.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,

Sanığın rüşvet verdiği kimselerin emir ve idare yetkisine sahip kişiler olduğu anlaşılmakla, kanun ve nizama aykırılığın derecesine göre TCK`nın 214. maddesi uyarınca takdiren 1/3 oranında arttırılarak, 1.373.944.288.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,

TCK`nın 59. maddesinin şartları oluşmakla, takdiren 1/6 oranında indirilerek, 1.144.953.573.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,

Sanığın iş bu para cezasını birbirini takip eden ay itibariyle 647. sayılı yasanın 5. maddesi gereğince 20 eşit taksitle ödemesine, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde tamamının muacceliyet kespetmesine,

Sanığın geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimine göre, cezası ertelendiğinde bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkememiz hakimler kuruluna kanaat gelmediğinden 647. sayılı kanunun 6. maddesinin takdiren tatbikine yer olmadığına, bu yoldaki istemin reddine karar verilmiştir.

Yargıtay: 1.1 trilyon ceza az ihale yasağı da koyalım

Sabah Gazetesi`nin patronu Turgay Ciner`in sağ kolu Erhan Aygün`ün rüşvet davasını Ankara 4`üncü Ağır Ceza Mahkemesi karara bağladı. Mahkeme Aygün`e 1 trilyon 144 milyar 953 milyon lira ağır para cezası verdi. Ancak Yargıtay cezanın ağırlaştırılması istemiyle mahkeme kararını bozdu. Yargıtay Aygün`ün ömür boyu kamu hakları ve memuriyetten mahkum edilmesini istedi. Bu ceza da kesinleşirse Aygün`ün yönetiminde bulunduğu Ciner şirketleri kamu ihalelerine giremeyecek. Ankara 4.Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay`ın kararını 9 Eylül 2003`teki duruşmada görüşecek.

İkinci adresi adliye olan medya patronu

Bugün Park Holding`e bağlı bir dizi şirket ve Merkez adlı şirketleri üzerinden de Sabah Grubu`nun sahibi olan Turgay Ciner, iş hayatına 1974`te atıldı. 1994`te Halil Bezmen`in Mensucat Santral fabrikasını satın alarak ilk büyük çıkışını yaptı. Ancak, işadamı Ciner`in hayatı, şube, adliye ve jandarma karakoluyla çok sık kesişti. Bunlardan en önemlileri şöyle:

23 Eylül 1980`de 24 yaşındayken polisle başı derde girdi. Mali polis Ciner`i kaçak 20 ton kağıdın hesabını sormak için şubeye götürdü.

2 Ağustos 1996`da Ciner; Turizmci Ersin Ortaç, Bodrum`daki 10 dönümlük arazisini satın almak isteyen Ciner`i reddettiği için Ciner tarafından `ayaklarını kırdırtacağım, geberteceğim` diye tehdit edildiğini belirterek suç duyurusunda bulundu. Ortaç 2 ay sonra ayağından vuruldu.

18 Kasım 1998`de ise Ciner; sabaha karşı Mercedes kaçakçılığı suçlamasıyla evinde gözaltına alındı. Kendisiyle birlikte 5 yöneticisi de gözaltına alındı ve yurda kaçak sokulan 19 Mercedes`e el konuldu. Ciner hakkında 15 yıl hapis istemiyle dava açıldı.

13 Kasım 1998`de ise kara para bağlantısı yüzünden Ciner`in başı yine belaya girdi. Dönemin Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, bir kıyı bankası ile ilgili 8 milyon dolarlık kara para aklama dosyasını İstanbul DGM`ye gönderdi. Ciner`in bağlantılarından bahsetti.

27 Kasım 1998`de Organize Suçlar ve Silah Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekipleri Turgay Ciner`i alacaklısını adamlarına dövdürtmek suçlamasıyla gözaltına aldı. Konu Ceytaş`tan 192 milyar liralık iplik alan Büyük Tekstil A.Ş.`nin sahibi Recep Akın`ın borcunu ödemediği gerekçesiyle burnunu kırdırılmasıydı.

Kapusuz: Babahan ‘BBDK ricası’na geldi

AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan ile 10 gün kadar önce TBMM`de yaptıkları görüşme ile ilgili ‘‘ATV`nin geçmişe dönük vergi borcu vardı. Kendileri de bu borcu Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) yerine Maliye Bakanlığı`na ödemişler. BDDK da buna müdahale etmiş. Bu sorunu bana aktardılar, yardımcı olmamı istediler’’ dedi.

Kapusuz, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan ile ATV hakkında yaptıkları görüşmenin detaylarının açıklanmasına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı: ‘‘Bana yaklaşık 10 gün önce geldiler ve Meclis`te konuştuk. ATV ile ilgili bazı bilgiler verdiler. Biliyorsunuz, ATV sözleşmeyle Dinç Bilgin`den Merkez Holding`e kiralanmış. Yani bir başka holdingten diğerine kiralanmış. ATV`nin de geçmişe dönük vergi borçları var. Kendileri vergi barışından faydalanmışlar. O kurumun borcunu küçültmek adına katıldıkları vergi barışından ilk taksit olan ve şu anda hatırlayabildiğim kadarıyla 6.5 trilyonu Maliye Bakanlığı`na ödemişler. Ama BDDK`nın bundan haberi olmuş ve bu ödemeye karşı çıkarak müdahale etmiş. BDDK, kendilerine yazı göndererek, ‘Burada, birinci derecede alacaklı benim. Siz nasıl olur da Maliye Bakanlığı`na vergi ödemesi yaparsınız? Bizden başkasına ödeme yapamazsınız` demiş. Böyle olunca da kendileri bana, ‘Biz şahıslara kaçırmadık bu parayı. Bir kurumun borçlarını ödüyoruz. Bu da devlete ödenen borçtur. Bir şey yapmadık. Bu anlamda bir kolaylık sağlamanızı istiyoruz. Böyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Amacımız birisine bir şeyi kaçırmak değil, aksine devlete olan borcu ödemek istiyoruz. BDDK bize sıkıntı verdi. Bundan haberiniz olsun` dediler ve hükümetten ve bakanlıktan yardımcı olunmasını istediler. ’’

Kapusuz, Babahan`a bu konuda kendisinin yetkili olmadığını ve Maliye Bakanı ile görüşülmesi gerektiğini söylediğini belirtti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!