Rant ekonomisinin 21. yıldönümü
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2001 00:00
24 Ocak kararları, yüksek dış borç ve kronik enflasyonun yolunu açan program niteliğini taşıdı.
Denetimsiz, başıboş bir serbest piyasa ekonomisine geçişin yapıldığı ve 12 Eylül darbesi ile beslenen 24 Ocak kararları, Türkiye`yi, ucunda kronik enflasyon, dış ticaret açığı, trilyonlarca liralık borç, yüksek faiz ile katrilyonlarca liralık bütçe açığının bulunduğu bir çıkmaza sürükledi. 24 Ocak 1980`de yürürlüğe sokulan ekonomik kararlar, Türkiye`yi, ucunda kronik enflasyon, dış ticaret açığı, trilyonlarca liralık borç, yüksek faiz ile katrilyonlarca liralık bütçe açığının bulunduğu bir çıkmaza sürükledi. ``Serbest piyasa ekonomisine geçiş`` adı altında alınan ve ``yabancı sermayeye kolaylık, vergi gelirlerinde emekçilerin aleyhine düzenlemeler, tarım yerine sanayi ve ticaret sektörlerine ağırlık verilmesi`` biçiminde özetlenen söz konusu kararlar dizisi, Türkiye`de rant ekonomisinin de yolunu açan program niteliğini taşıdı.
İşçi sendikalarının bir anlamda ``dağıtılması`` ve hemen hemen her alanda
``yoksulluk ücretinin`` dayatılması amacını da taşıyan 24 Ocak kararlarına kamuoyunda oluşan tepki 12 Eylül darbesiyle etkisizleştirildi. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel ile kararların mimarı Turgut Özal `ın Başbakanlık Müsteşarı sıfatıyla imza attığı kararlar, Türkiye`de üretimi durdurdu, gelir dağılımı dengesizliğini derinleştirdi.
Paradan para kazanma:
Sermaye çevrelerine ise ``paradan para kazanma`` olanağı sunan 24 Ocak ekonomik kararları Cumhuriyet tarihinin en önemli dönüşümü olarak kabul ediliyor. IMF, Dünya Bankası, ABD ve AB şemsiyesi altında kısır siyasi çekişmelerden önünü göremeyen Türkiye, serbest piyasa ekonomisi adı altında inşa edilen rant ekonomisi sonucunda dış borç almadan yaşayamaz hale geldi.Sanayi ve ticaret sektörlerinin geliştirilmesi adına tarım ve hayvancılığın bitirilmesi, Türkiye`yi en temel ürünleri bile ithal eder duruma getirdi. Özelleştirme politikasıyla Türkiye`nin bütün değerleri ``haraç-mezat`` satışa çıkarılırken toplumun büyük kesimi giderek yoksullaştı.
``Dünyaya açılma`` hedefi ve gerekçesiyle yürürlüğe sokulan kararlar, yatırımların azalmasına, istihdamın daralmasına yol açarken kalkınma beklentilerini boşuna çıkardı. Değişik isimlerle onlarca fonun oluşturulduğu 24 Ocak ekonomik kararlarıyla ayrıca fiyat kontrolünün kaldırılması, mevduat faizlerinin serbest bırakılması, sabit kurdan vazgeçilmesi gibi uygulamalar da yaşama geçirilmiş ol du.
Denetimsiz, başıboş bir serbest piyasa ekonomisine geçişin yapıldığı ve 12 Eylül darbesi ile beslenen 24 Ocak kararları, Türkiye`yi, ucunda kronik enflasyon, dış ticaret açığı, trilyonlarca liralık borç, yüksek faiz ile katrilyonlarca liralık bütçe açığının bulunduğu bir çıkmaza sürükledi. 24 Ocak 1980`de yürürlüğe sokulan ekonomik kararlar, Türkiye`yi, ucunda kronik enflasyon, dış ticaret açığı, trilyonlarca liralık borç, yüksek faiz ile katrilyonlarca liralık bütçe açığının bulunduğu bir çıkmaza sürükledi. ``Serbest piyasa ekonomisine geçiş`` adı altında alınan ve ``yabancı sermayeye kolaylık, vergi gelirlerinde emekçilerin aleyhine düzenlemeler, tarım yerine sanayi ve ticaret sektörlerine ağırlık verilmesi`` biçiminde özetlenen söz konusu kararlar dizisi, Türkiye`de rant ekonomisinin de yolunu açan program niteliğini taşıdı.
İşçi sendikalarının bir anlamda ``dağıtılması`` ve hemen hemen her alanda
``yoksulluk ücretinin`` dayatılması amacını da taşıyan 24 Ocak kararlarına kamuoyunda oluşan tepki 12 Eylül darbesiyle etkisizleştirildi. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel ile kararların mimarı Turgut Özal `ın Başbakanlık Müsteşarı sıfatıyla imza attığı kararlar, Türkiye`de üretimi durdurdu, gelir dağılımı dengesizliğini derinleştirdi.
Paradan para kazanma:
Sermaye çevrelerine ise ``paradan para kazanma`` olanağı sunan 24 Ocak ekonomik kararları Cumhuriyet tarihinin en önemli dönüşümü olarak kabul ediliyor. IMF, Dünya Bankası, ABD ve AB şemsiyesi altında kısır siyasi çekişmelerden önünü göremeyen Türkiye, serbest piyasa ekonomisi adı altında inşa edilen rant ekonomisi sonucunda dış borç almadan yaşayamaz hale geldi.Sanayi ve ticaret sektörlerinin geliştirilmesi adına tarım ve hayvancılığın bitirilmesi, Türkiye`yi en temel ürünleri bile ithal eder duruma getirdi. Özelleştirme politikasıyla Türkiye`nin bütün değerleri ``haraç-mezat`` satışa çıkarılırken toplumun büyük kesimi giderek yoksullaştı.
``Dünyaya açılma`` hedefi ve gerekçesiyle yürürlüğe sokulan kararlar, yatırımların azalmasına, istihdamın daralmasına yol açarken kalkınma beklentilerini boşuna çıkardı. Değişik isimlerle onlarca fonun oluşturulduğu 24 Ocak ekonomik kararlarıyla ayrıca fiyat kontrolünün kaldırılması, mevduat faizlerinin serbest bırakılması, sabit kurdan vazgeçilmesi gibi uygulamalar da yaşama geçirilmiş ol du.