Özilhan: AKP, popülist baskılara göğüs germeli

Güncelleme Tarihi:

Özilhan: AKP, popülist baskılara göğüs germeli
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2002 09:08

AB`nin Türkiye`ye müzakere tarihi verebilmesi için acilen yapılması gereken bazı düzenlemeler olduğuna dikkat çeken TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, AKP hükümetine, ‘‘Türkiye AB yolunda ilerleme çabasındayken, AKP popülist baskılara göğüs germeli. Türk ekonomisinin kırılganlığı sürüyor. Türkiye`nin ve AKP`nin geçmişte yaptığı hataları yapmaması lazım’’ uyarısında bulundu.

ÖNÜMÜZDEKİ Ocak ayında yapılacak Genel Kurul`da görevini bırakacağını açıklayan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Tuncay Özilhan, Türkiye`nin AB`den müzakere tarihi alabilmesi amacıyla, 12-13 Aralık Kopenhag Zirvesi öncesinde Avrupa Birliği başkentlerindeki turlarını hızla sürdürüyor. Özilhan ve TÜSİAD heyetinin, geçtiğimiz mart ayında İsveç`le başlayan AB`deki lobi turu, İspanya, Yunanistan, Portekiz, İngiltere, Portekiz, İngiltere, Brüksel ve Fransa`nın ardından Almanya ile devam edecek.

AB başkentlerinde iş dünyası ve hükümet çevrelerine, ‘‘Türkiye`nin yeni hükümeti AK Parti`nin muhafazakar-demokrat parti paralelinde ve laik devlet anlayışına sadık olduğu’’ mesajını veren TÜSİAD Başkanı Özilhan, Türkiye`nin AB`ye girme konusundaki kararlılığının altını çiziyor.

AB`nin Türkiye`ye müzakere tarihi verebilmesi için acilen yapılması gereken bazı düzenlemeler olduğuna dikkat çeken Özilhan, Türkiye`nin önünde fazla zaman kalmadığına işaret ederek, sivil toplum örgütlerinden hükümete kadar herkesi üzerine düşenleri yapmaya çağırıyor.

Özilhan, işte bu noktada AK Parti Hükümeti`ne de, ‘‘Türkiye AB yolunda ilerleme çabasındayken, AKP popülist baskılara göğüs germeli. Türk ekonomisinin kırılganlığı sürüyor. Türkiye`nin ve AK Parti`nin geçmişte yaptığı hataları yapmaması lazım’’ uyarısında bulunuyor. Özilhan, programın ikinci ayağı olan enflasyon hedefinin tutturulması ve bütçe kontrolünün sürdürülmesinin Türk ekonomisi için hayati önem taşıdığına dikkat çekiyor.

TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan ile Avrupa Birliği yolunda Türkiye`nin önündeki sorunların yanısıra Avrupa ülkelerinin, yabancı ve Türk işdünyasının AK Parti Hükümeti`ne bakışını ve beklentilerini konuştuk.

Ekonomik programla ilgili endişeleriniz var mı?

- AK Parti ile birçok konuda fikirlerimiz, ekonomik programın ciddiyetle uygulanması açısından üst üste düşüyor. Ama bir takım tereddütlerimiz var. Türk ekonomisinin kırılganlığı devam ediyor. Stabilizasyon programı esasında başarılı, makro ekonomik dengeler sağlandı. Türkiye`nin geçmişte yaptığı hataları tekrar yapmaması lazım. AKP`nin de bu hataları yapmaması lazım. Yüzde 20`lik enflasyon ve yüzde 5 büyüme hedefini tutturmak için her türlü çabayı sarfetmeli. Bütçe kontrolünün sıkı bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Türkiye enflasyonla mücadele ve yapısal reformlarda önemli adımlar attı, bunun neticeleri alınıyor. Türkiye`nin bir daha geriye dönmeye tahammülü yok. Popülist politikalar Türkiye`ye birşey kazandırmaz, tersine çektiğimiz sıkıntıların boşa gitmesine neden olur. AKP iktidarının, popülist politikalara dönmemesi ve bu konuda yapılacak baskılara da göğüs germesi gerektiğini düşünüyorum.

Hükümetin ekonomik öncelikleri neler olmalı?

- Kaynak gerektirmeyen ve ülkemizin yıllardır yapması gereken yapısal reformların önemli bir kısmı yapıldı. Kamunun yeniden yapılandırılması üzerinde de hükümetin bir an evvel adımlar atması önemli bir takım tasarruflar sağlar. Yapılan bütün tasarruflar da büyümeye yönlendirilmeli. Bir an evvel vergi reformu yapılmalı. Kayıtdışı ekonominin kontrol altına alınması için de gerekli adımlar atılmalı. Kaynağı olmayan bulunmayan hiçbir projeyi desteklemiyoruz.

AK Parti Hükümeti`nin AB`ye yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Seçimden sonra tek parti hükümetinin iktidara gelmesi, Türkiye`nin siyasette yıllardır çekmiş olduğu istikrarsızlığı da bir bakıma istikrara kavuşturacaktır diye yorumluyoruz. AKP`nin AB ile ilgili yaklaşımını da çok müsbet buluyoruz. Tayyip Bey`in ülkenin önemli problemleri yanında, AB`nin Türkiye`ye çok büyük bir güç ve istikrar getireceğine inanmış olması önemli. Herşeyi bırakıp AB ülkelerinin başkentlerine giderek, liderleri ziyaret ediyor. Türkiye`nin ve partisinin AB konusundaki yaklaşımlarını aktarıyor. Böylece, hem Avrupa AKP liderini tanıyor, görüşlerini dinliyor, hem de bir takım önyargıları düzeltme imkanı buluyor. Bu da Türkiye açısından çok önemli.

AB turunda AKP ile ilgili ne tür sorularla karşılaşıyorsunuz?

- Seyahatlerimizde bize yöneltilen `AK Parti`nin İslamcı bir parti olup olmadığı` yönündeki sorular önemli. TÜSİAD olarak AKP`nin muhafazakar demokrat parti paralelinde olduğunu, laik devlet anlayışına sadık olduklarını, bireysel özgürlüklere katiyetle müdahale etmeyeceklerini programlarında da açıkça söylediklerini aktarıyoruz. TÜSİAD ve diğer sivil toplum örgütleri olarak bu konuları çok yakından takip edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu konuları kamuoyunda tartışacağız.

Kopenhag`dan nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

- Biz ne yaptıysak son 4-5 yılda yaptık, ağırlıklı olarak da son 3 ayda yaptık. Biraz da kendimizi tenkit edelim. Onun için de buradan çıkacak netice bizi ne çok sevindirmeli, ne de çok üzmeli. Olay, Kıbrıs, AB ve AGSP üçgenine geldi, takıldı. Öyle bir aşamada ki bunlar hepsi beraber çözülmek mecburiyetinde. Bunları birbirine kimse bağlamadı. Ama zamanın akışı, kafada bağlanmasından dolayı bu noktaya geldi. Bu kilidin çözülme ihtimalinin çok kuvvetli olduğunu tahmin ediyorum. Herkes Kıbrıs çözülsün istiyor. Biz kendimize dönük olan ve yapmamız gerekenleri yapıp bunları ortaya koyup mücadeleye devam etmeliyiz.

AB konusunda Türkiye`deki diğer kuruluşlar üzerine düşeni yapıyor mu?

- O kadar çok yapılması gereken ve yapılacak şey var ki, yapmadıkları kanaatindeyim. Türkiye`deki bütün kuruluşlar yurtdışındaki kendi muhataplarıyla diyalog içinde olmalı. Onlar da kendi hükümetlerine Türkiye`nin AB`de müzakere tarihi alması için baskı yapabilir.

Bankacılık Avrupa`dan da katı disiplin içine girdi

Bankacılık sektörünün bugün geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Özel kurullar siyaset girmemeli. Ama bu kurullar da hükümetin genel politikalarının dışına çıkmamalı. Burada her iki tarafın da, bu ince ayarı tutturacak ve sağlayabilecek davranışta olmaları gerek. Türkiye`de bankacılıkta çok büyük bir dalgalanma oldu. Birçok banka fona gitti. Geri kalan bankalar yaralarını sarmaya başladı, ama daha zamana ihtiyaç var. Bankacılık sektörü ABD ve Avrupa`dan daha katı bir disiplin içine girdi. Bu geçiş dönemini, çok fazla müdahale etmeden, hem bankacıların hem BDDK`nın sisteme kendilerini adapte ederek, sistemin olgunlaşmasını ve yaralarını sarmasına fırsat vermesi gerektiğini düşünüyorum.

TÜSİAD`a desteğim sürecek

Başkanlığı bıraktıktan sonra da TÜSİAD`ın AB konusundaki lobi faaliyetlerine desteğiniz sürecek mi?

- TÜSİAD çok önemli bir misyon üstlendi ve birçok sivil toplum örgütüne emsal oldu. İçinden de yeni sivil toplum örgütleri çıkıyor. TÜSİAD`ın sıhhatli büyümesine, gelişmesine vaktim olduğu müddetçe her türlü desteği vereceğim. Başkanlık görevini iyi şekilde yapacak çok arkadaşım var. Onlar başarılı olsun diye her türlü desteği verir, gereken gayreti gösteririz.

Kopenhag Kriterleri`nde eksik kalan 8 nokta

Kopenhag öncesinde Türkiye`nin eksiklikleri neler?

- AKP Başkanı Erdoğan, AB ile ilgili siyasi iradesini gösterdi ve bunu da bütün Avrupa`ya ilan etti. Ama AB`nin istediği siyasi kriterlerin uygulanmasında bir takım eksiklikler var, bu konularda somut adım atmak gerekiyor. TÜSİAD olarak AB Komisyonu`nun Türkiye`nin önüne çıkarabileceği eksiklikleri 8 noktada topladık:

İşkenceyle mücadele.

Yargılama sürecinde işlevselliğin artırılması ve adalet sisteminin etkinliğinin artırılması.

Yargılamanın yenilenmesi. AİHM kararlarının iadei muhakeme nedeni sayılması konusunda yapılan düzenlemelerdeki zaman kısıtlamasının ortadan kaldırılması.

BM ve Avrupa konmisyonlarına katılım.

Cemaat vakıflarının mal edinmesi.

İfade özgürlüğü. RTÜK ve Basın Kanunu değişiklikleri.

Bireysel özgürlükler. Dernekler Kanunu ve toplantı kanununun gözden geçirilmesi.

Ekonomik ve Sosyal Konsey`in AB standartlarına getirilmesi.

TUNCAY ÖZİLHAN TÜRK Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Tuncay Özilhan, 1947 Kayseri doğumlu. Anadolu Grubu`nun kurucularından İzzet Özilhan`ın oğlu olan Tuncay Özilhan, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu. ABD`de Long Island Üniversitesi`nde işletme masterı yaptı. Erciyas Biracılık Genel Müdürlüğü, AEH Bira Grubu Koordinatörlüğü ve AEH Genel Koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. Özilhan, halen Anadolu Grubu İcra Başkanlığı ile birlikte Tarbes, Efes Pazarlama, Efes Sınai 1984`den beri Anadolu Grubu İcra Başkanı Tuncay Özilhan, 1984 yılından beri Anadolu Grubu İcra Başkanlığı`nı yürütüyor. Gruba bağlı şirketlerin Yönetim Kurulu Başkanı olan Özilhan, aynı zamanda Efes Pilsen Spor Kulübü`nün de başkanı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!