Güncelleme Tarihi:
Enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikası uygulanması ve bunun sonucunda Türk Lirası cinsi kredilerin faizlerinin yükselmesi, daha avantajlı faiz sunan döviz kredilerin kullanımını artırdı. Başka bir ifadeyle, TL cinsi kredilerin maliyetine katlanmak istemeyen iş dünyası, finansman ihtiyacını yeniden döviz cinsi kredilerle sağlamaya başladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerinin ortaya koyduğu bu duruma göre, döviz kredileri 1 Kasım haftasında bir önceki haftaya kıyasla 600 milyon dolar arttı ve 164 milyar dolara dayandı. Bu da döviz cinsi ticari kredilerdeki artış trendinin yavaşlasa da devam ettiğini ortaya koydu. Böylece, sene başından bu yana geçen 44 hafta içinde döviz kredilerin hacmi 36 milyar dolar artmış oldu. Aynı dönemde TL cinsi kredilerdeki artış hızı ise yüzde 21.7 ile döviz kredilerine göre daha sınırlı seyretti.
TİCARİ KREDİ HACMİNİ ARTIRDI
Hürriyet’e bilgi veren bankacılık kaynakları, ticari kredilerde görülen hızlanmanın da döviz kredilerindeki artıştan kaynaklandığına dikkat çekiyor. BDDK verilerine göre, 25 Ekim haftası itibarıyla bankacılık sektörünün toplam kredi hacmi 92.9 milyar lira artarak 14.9 trilyon liradan 15.4 trilyon liraya çıkarken; aynı dönemde tüketici kredilerinin tutarı 22.4 milyar TL, taksitli ticari kredilerin tutarı ise 26.3 milyar TL arttı.
DÖVİZ MEVDUATTA ÇÖZÜLME SÜRÜYOR
Ayrıca, döviz payı, kredilerde artarken mevduatta ise geriliyor. Yüksek mevduat faizinin etkisiyle cazip hale gelen TL, döviz mevduatın payını 6 yılın en düşük seviyesine geriletti. Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre,toplam döviz mevduatları 25 Ekim haftası itibarıyla 200 milyar doların altına geriledi. Bu da Kur Korumalı Mevduat da (KKM) dahil edildiğinde döviz mevduatlarının toplam mevduatlara oranının yüzde 43 ile 2018’den bu yana en düşük seviyeye gerilemesi anlamına geliyor.
VARLIKLARI TL’DE TUTUP DÖVİZLE BORÇLANIYORLAR
Dolarizasyonun mevduattan krediye kaymasının nedenlerini Hürriyet’e değerlendiren Perform Portföy Fon Yöneticisi Altan Aydın, bu yönelimin, TL cinsi kredilerin maliyeti döviz cinsi kredilere kıyasla çok daha yüksek olduğu için yaşandığını söyledi. “Hem TL mevduata verilen faiz yüksek hem kur stabil olunca varlıkları Türk Lirası’nda tutup borçlanmayı döviz üzerinden yapmak daha makul firmalar için” diyen Aydın, “Finansmana ulaşım zor. TL bazında finansman maliyeti de yüksek. Dövizde ise daha stabil bir seyir var. Şirketler de bunu değerlendiriyor. Özellikle de ihracatçı firmalar, personel giderleri başta olmak üzere maliyetleri artarken döviz kurunun aynı oranda artmamasıyla aradaki makası kapatamadı. Bu da döviz cinsi kredilere yönelmelerinin bir nedeni aslında. Kurda oynaklık olmayınca kredi maliyeti tarafını avantaja çevirdiler” diye konuştu.
‘FAİZ İNDİRİMLERİ BAŞLAYANA KADAR DEVAM EDER’ BEKLENTİSİ
ATA Yatırım Araştırma GMY Cemal Demirtaş, faiz indirimleri başlayana kadar bu ivmenin sürmesinin beklendiğini belirtti. “Sıkı para politikalarının etkisi ve azalan cari açık endişeleriyle birlikte, TL faizler ve varlıklar daha cazip hale geldi. İleri dönük olarak, politika faizleri mevcut seviyelerde seyrettiği sürece birikimlerin TL’de değerlendirme eğilimi artarken, döviz bazlı borçlanma talebi de artıyor” diyen Demirtaş, şöyle devam etti: “Bu süreç, faiz indirimleri başlayana kadar devam edecektir. Ekonomi programına olan güvenin sağlaması ve enflasyonun düşüşe geçmesiyle, TL mevduatta park eden birikimlerin yeniden hisse senedi ve yatırımlarına yönelmesi söz konusu olabilir. Önümüzdeki 3-6 aylık dönemde enflasyon düşüş trendine göre, TL faizleri şekillense de şirketlerin döviz bazlı borçlanma eğilimlerinin devam edebileceğini düşünüyoruz.”
‘UZUN VADEDE RİSK YARATIR’
PERFORM Portföy Fon Yöneticisi Altan Aydın, bu durumun uzun vadede risk unsuru olduğuna dikkat çekti; TCMB’nin de bunun farkında olduğu için yabancı para kredilerde büyüme sınırını aşağı çektiğine değindi. TCMB, temmuz ayında yabancı para krediler için yüzde 2 olan aylık büyüme sınırının yüzde 1.5’e indirilmesine, TL kredilerde yüzde 2 olan aylık büyüme sınırlarının sabit tutulmasına karar vermişti. Ancak döviz kredilerinde alınan önleme rağmen söz konusu kredilerin büyüme ivmesi artmaya devam etmişti. BDDK verileri, temmuz ortasında gelen TCMB kararına rağmen, döviz kredilerinin 2 Ağustos haftasında 1.3 milyar dolar birden arttığını ortaya koymuştu. Aydın, bu ivmenin en az 2025 Mart’a kadar sürmesinin beklendiğini söyledi.
‘KUR ANİ ARTSA DA ANINDA ZARAR YAZMIYOR’
YURTiçinde gıda sektöründeki üretim faaliyetleriyle tanınan ve son dönemde döviz kredisi kullanan bir firmanın yetkilisi, bu kaynağı özellikle yeni yatırımlarda kullandıkları bilgisini verdi. İsmini vermek istemeyen yetkili, çok daha düşük maliyetle döviz kredisi kullanılabilmesinin yarattığı avantaja dikkat çekerek şöyle dedi: “Kurda ani bir artış olsa da anında zarar yazmıyor. Bu da dolayısıyla nakit akışını anında etkilemiyor. Bu da bizim için avantaj.”