Güncelleme Tarihi:

İklim Kanunu’nun bu çerçevede atılan önemli adımlardan biri olduğunun altını çizen Bakan Kurum, “Geri döndürülemez bir noktaya doğru ilerleyen iklim değişikliği, artık yalnızca çevresel bir sorun olmaktan çıkmıştır. Çok daha endişe verici bir şekilde; elde ettiğimiz tüm kazanımları tehdit eden boyutlara ulaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti olarak iklim değişikliği üzerinde tarihsel sorumluluğumuz sınırlı olmasına rağmen; Paris Anlaşması kapsamındaki ortak hedeflerimize ulaşmak için; hayata geçirdiğimiz iklim kanunumuzla birlikte bu alandaki kararlılığımızı sürdürüyoruz” dedi.
HEDEF EMİSYONU 643 MİLYON TONA DÜŞÜRMEK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında, New York’ta düzenlenen İklim Zirvesi’nde ülkemizin 2035 hedefini açıkladığını hatırlatan Kurum şöyle devam etti: “Yeni emisyon senaryolarımız doğrultusunda, 2030 yılı için öngörülen 695 milyon tonluk emisyonu; 2035 yılında, 643 milyon tona düşürmeyi hedefliyoruz. Şunun altını önemle çizmek isterim ki; Ulusal Katkı Beyanımız yenilikçi, politikalara uyumlu, düşük karbonlu ve iklime dirençli bir gelecek inşa etmeyi amaçlıyor ve toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir yaklaşımı yansıtıyor. Ve yine Ulusal Katkı Beyanımızı sadece bir politika belgesi olarak görmüyor, insanlık alemine verilmiş bir söz olarak görüyor ve en etkin şekilde uyguluyoruz.”
Bakan Kurum Türkiye’nin COP31 Başkanlığına adaylığı konusundaki kararlılığına dikkat çekerek, “Türkiye olarak kimseyi geride bırakmayan, adil ve hakkaniyetli bir Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapmayı istiyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Kurum, COP30 konferansı marjında 7 ülkenin çevre, iklim, şehircilik ve enerji alanlarındaki temsilcileriyle ikili görüşmeler gerçekleştirdi.