Krizin nedeni ekonomik değil politik

Güncelleme Tarihi:

Krizin nedeni ekonomik değil politik
Oluşturulma Tarihi: Mart 14, 2001 00:00

TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, bir heyetle Ankara`ya günübirlik ziyaret yapacak ve Devlet Bakanı Kemal Derviş`le de görüşecek

Yeni programla ilgili çalışmaları yakından izleyen işadamları, yarın Ankara`da olacaklar. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, bir heyetle Ankara`ya günübirlik ziyaret yapacak ve başta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olmak üzere Devlet Bakanı Kemal Derviş`le de görüşecek.

TÜSİAD Başkan Yardımcısı Aldo Kaslowski, ekonomik programın ana hatlarının ortaya çıkmasını beklediklerini belirtirken, `Bizim endişemiz, hiper - enflasyon durumuna geçmeyi engelleyecek bir programın yürürlüğe koyulmamasıdır. Krize yol açan asıl problemler politiktir. Bu nedenle siyasi arenada mümkün olduğu kadar ortak konsensus sağlanması gerekmektedir` dedi.

Amerika`dan yeni döndünüz. Kriz ABD`den nasıl görünüyor?
ABD yönetimi, işadamları ve bankacılar, bizim krizle çok yakından ilgileniyorlar. İşadamları ve konuştuğum bankacılar, Türkiye`ye yatırım planladıklarını ancak, plan ve program göremedikleri için bu çabalarını gerçekleştiremediklerini anlattılar. ABD`de oluşan görüş, krizin ekonomik olmaktan çok politik olduğu. Ben de bunu paylaşıyorum.

Krizin politik olduğu savına, hangi gerekçelerle vardınız?
Evet, Türkiye`nin bugün yaşadıkları, siyasi arenadaki dağınıklık nedeniyle ortaya çıkmıştır. IMF ile yapılan programda, tam anlamıyla politik ve toplumsal konsensus sağlanamamıştır. Biz TÜSİAD olarak, bu endişemizi sık sık dile getirdik. Yapısal reformların gerçekleşmesi için tam bir konsensus gerekmekteydi. Bütün ısrarlarımıza rağmen Avrupa`nın uzun yıllardır uygulayıp başarı kazandığı Ekonomik ve Sosyal Konsey bizde çalıştırılmamıştır. Başbakan Ecevit olmak üzere yöneticiler, daima bu konuda yan çizmiştir. Şimdi, yeni programın başarıya ulaşması isteniyorsa, bir konseyin devamlı olarak çalıştırılması gerekmektedir.

Yeni programla ilgili yaklaşımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her şeyden önce, program için `taze` kaynağa çok acil ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Bu kaynağın da en az 25 milyar dolardan aşağı olmaması gerektiği ortaya çıkmıştır. Hükümet, bu kaynağı nasıl temin edecek, henüz belli olmamıştır. Bakanların, bu konuda somut çalışmalar yapması gerekmektedir. Biz işadamları olarak, önümüzü göremiyoruz. Her şey `dolar` a mı bağlanacak, yoksa, enflasyonla mücadeleden vaz mı geçilecek, durum çok muğlak. Bizim endişemiz, bir hiper - enflasyon ortamına girilmesidir. ABD`den dönerken uçakta konuştuğum birçok Türk bankacı da programın belirsizliğinden yakınıyorlardı. Derviş, ABD`de iken IMF ve Dünya Bankası yetkilileriyle ne gibi temaslar yaptı? Verilecek destekler, hangi şartlarla alınacak, henüz bunlar bilinmiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!