İnşaat sektöründe son kriz hedefleri saptırdı

Güncelleme Tarihi:

İnşaat sektöründe son kriz hedefleri saptırdı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2001 00:005dk okuma

İstikrar programı çerçevesinde duraklama devrine giren kamu yatırımları en çok müteahhitleri vurdu. İnşaat sektörü 2001 yılı için de pek ümitli değil...


Geçmiş yıllarda yaşananlardan sonra 2000 yılına da büyük umutlarla girememişti inşaat sektörü... Tüm dünyada inşaat sektörünün gerçek iticisi durumunda olan kamu yatırımlarının 1994 yılından beri izlediği ve 2000 yılında da devam edeceği belli olan trend iyimser olmaya zemin hazırlamıyordu. Son dönemde her yıl reel olarak azalan kamu yatırımlarının payı 1999 bütçesinde yüzde 4.8`e kadar düşmüş ve bu yıl bütçesinde ise artan toplama rağmen sadece yüzde 4.9 olabilmişti.
Kamu yatırımlarındaki bu durumun yanı sıra yurtdışı pazarlarda yaşanan sorunlar da eklenince karamsar bir tablo ortaya çıkmıştı. Geçen üç yıldan beri sektörün ana yurtdışı pazarı olan Rusya`da ekonomik kriz ve buna bağlı olarak Orta Asya Cumhuriyetlerinde görülen durgunluk sektörü epey yaralamıştı. Örneğin 1997 yılında yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde 57 projeye karşılık 2 milyar 403 milyon dolarlık iş üstlenilirken, 1999 yılında proje sayısı 99`a çıkmış ama proje bedeli 1 milyar 451 milyon dolarda kalmıştı.


Bu rakamlar 2000 için de pek farklı değildi. Ayrıca yurtiçindeki ekonomik sorunlar dolayısıyla özel sektör yatırımlarında ve konut piyasasında yaşanan daralmanın üzerine bir de 1999 yılındaki Körfez depremi eklenince,sektörün önemli bir bölümünü faaliyet dışı bırakmıştı. Ve sonuçta inşaat sektörü üretiminin GSMH içindeki payı yüzde 5`lere kadar gerilemişti. Geçen yıl ekonomideki küçülme genelde yüzde 6.4 olarak çıkmışken inşaat sektörünün küçülmesi yüzde 12.7 olmuştu. 2000 yılında birçok sektörde artı büyümeye geçilirken, inşaat sektörünün büyümesi yılın ilk çeyreğinde eksi olmaktan (yüzde -2.5) çıkamamış, ikinci çeyrekte ise yüzde 1.3 oran ile sektörler arasında en düşük büyümeyi göstermişti.


Sonuçta dokuz aylık dönemde yüzde 3.6 büyüme elde edilmişse de bu sanayi ve ticaretin yine gerisinde kalmıştı. İlk 9 aylık inşaat ruhsatlarında geçen yıla kıyasla yüzde 33.1 azalma olmuştu. Ayrıca arsa payı hariç bina inşaat maliyeti 9 aylık dönemde geçen yıla göre yüzde 46.4 oranında artmıştı ki, bu konut talebi açısındankısıtlayıcı bir etken olarak ortaya çıkıyordu. Birçok inşaat şirketi işçi ve personel çıkararak küçülmek zorunda kalmış, bir kısım firmalar da faaliyetlerine son vermişti. Türkiye Müteahhitler Birliği Genel Sekreteri Yılmaz Gürer, tüm bu veriler ışığında yaptığı değerlendirmede, 2000`in kayıp yıl olduğunu söylüyor.
Tekser İnşaat Genel Koordinatörü Tuğrul Erkin`in 2000 yılına ilişkin değerlendirmeleri de Gürer`den pek farklı değil:


Hükümetin uyguladığı istikrar programı kamu yatırımlarını minimize etti. Belediyelerin işlerinde de dış kredileri Hazine kabul etmedi. Dolayısıyla kamu ihaleleri, belediye işleri yürümedi.Tahkim yasaları çıkartılmadığı için baraj, otoyol gibi ihalelerin danıştaydaki davaları sürdü. Ayrıca deprem sonrasında bir taraftan belediyelerin ruhsatları durdurması, diğer yandan konut yatırımlarının istenilen düzeye ulaşmaması sektörü zora soktu.

Bankaların fona devirlerinin de inşaat sektörünü derinden yaraladığını kaydeden Erkin, İnşaat sektöründeki firmalar bankalardan aldıkları kredilerde büyük zorluklara düştü. Teminat mektuplarında güçlükler yaratıldı diyor.

Kalıcı deprem konutlarında da sektörün beklediği hareketi yakalayamadığını hatırlatan Erkin, dış pazardaki gelişmeleri de şöyle özetliyor:

Rusya ve Orta Asya ülkeleri gibi sektörünün büyük pazarı olanbölgelerdeki kriz nedeniyle hacim çok düştü. Malezya Ürdün Afrika`da yeni pazar arayışlarından bir sonuç alınamadı. Yine Balkan İstikrar Paktı çerçevesinde Arnavutluk, Bulgaristan, Kosova ve Hırvatistan`da büyük potansiyel olmasına rağmen Türk müteahhitler buradan yeterince faydalanamadı.


2001 yılındaki tablonun nasıl olacağına gelince...

Yılmaz Gürer 2001 yılına ilişkin beklentileri şöyle sıralıyor:

Ancak, kalıcı deprem konutlarının ihale edilmesi, yap-işlet-devret sistemi ile enerji santrallerinin yapımı için gerekli zemin hazırlanması, sanayi ve turizm sektöründe başlayan hareketlenme, konut kredilerinin konut üretimine canlılık kazandırma olasılığı gibi bazı bakımlardan gelecek yıla doğru bir canlanma beklenebilirdi. Ancak aralık ayında yaşanan ekonomik kriz 2001 yılının gerek özel sektör yatırımlarını gerekse konut kredilerini olumsuz etkilemiş bulunuyor. Kamu yatırımları konusunda ise bir açılma söz konusu değil. 2001 bütçesine yeni yatırım konmayacağı açıklanmış bulunuyor. Yurtdışı işlerde de önemli bir gelişme beklemiyoruz.

2001 yılının sektör için bir gelişmenin başlangıcı olabilmesi için büyük ölçüde hükümetin ekonominin lokomatifi olan inşaat sektörüne destek vermesine bağlı olduğunu vurgulayan Yılmaz Gürer, yapılması gerekenleri de şöyle özetliyor:
Her şeyden önce sektörün ulaştığı bu gelişmişlik düzeyinin yaşatılması gereğine ve geleceğin Türk ekonomisine inşaat sanayiinin damgasını vuracağına inanılmalıdır. Bunun için başta devlet inşaatlarında sürekli sorun olan yetersiz bütçe ödenekleri ve geciktirilen ödemeler konusuna mutlaka kesin çözüm bulunmalıdır. Büyük projelerin ihalelerinde gereken dış kredi için Hazine devreye girmeli, kredi bulmanın bütün yükü müteahhitlerin üzerine bırakılmamalıdır.
Öte yandan kamu yatırımlarından umudunu bulamayan inşaat sektörü için özel sektör yatırımları, dayanak oluşturuyor. Yatırımcılara güven gelmesi ve bu yatırımların istenilen düzeyde sürdürülebilmesi doğal olarak inşaat sektörünü yakından ilgilendiriyor. Bu ise istikrar programının başarısına ve enflasyonun düşmesine bağlı.. Bu hususta bugüne kadar izlenen gelişmeleri ümit verici bulduklarını belirten Gürer, 2001 için de beklentilerinin son krizle birlikte nasıl değiştiğini de şöyle açıklıyor:

2001 yılını yatırımların ivme kazanabileceği bir basamak olarak değerlendiriyorduk. Siyasi ve ekonomik istikrar devam ederse, gelişme aşamalı olarak sürer ve ancak 2003`de arzulanan düzeye ulaşabilir diye düşünüyorduk. Böyle bir durumda, 2003 yılında beklenen gelişmeyi 100 olarak alırsak, bunun yüzde 25`i 2001`de, yüzde 50`si 2002`de gerçekleşecek ve 2003`de yüzde 100`e ulaşabilecekti. Ancak yaşadığımız mali kriz şimdilik önümüzü görmeyi engellemektedir, bu hesapları yeniden yapmamız gerekecektir. 2001 yılı için gelişmeleri halkımızın ve iş çevrelerinin hükümete ve izlediği politikalara güven duymasına enflasyon ile mücadeledeki kararlılığın bozulmamasına, yapısal reformların tamamlanmasına bağlı bulunuyor. Bunlar sağlanırsa, ekonomi sağlam bir zeminde oturacak, sağlıklı bir büyüme ve piyasaların normal işlemesi sürecek, özel sektörde yapı talepleri artacaktır.

YURTDIŞI MÜTEAHİTLİK HİZMETLERİ GERİLİYOR:

Sözleşme sayısı Proje sayısı Proje bedeli (Milyon dolar)

1996 27 909
1997 57 2.403
1998 89 2.138
1999 99 1.451


AFRİKA VE RUSYA BATIRDI:

1998 1999

Ülke gruplarıProje bedeli (Bin dolar)Proje bedeli (Bin dolar) Değişim (%)
AB ülkeleri 3.230 1.690 -47.7
Diğer Avrupa ülkeleri 781.215 66.777 -91.5
BDT ülkeleri 1.089.126 1.249.341 14.7
Ortadoğu ülkeleri 121.400 127.709 5.2
Afrika ülkeleri 225.918 6.191 -97.3
Diğer ülkeler 46 148 217.1
Toplam 2.220.937 1.451.858 -34.6


EN BÜYÜK PAY KONUT DIŞI İŞLERDE:

İşin türü Proje sayısı Proje bedeli (Bin dolar)

Konut dışı bina inşaatı 56 850.915
Havaalanı pistleri 4 443.471
Otoyol, karayolu 2 49.838
Konut inşaatı 9 33.165
Diğer 28 75. (PARA)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!