Güncelleme Tarihi:

2024’ün Şubat ayında Erzincan’ın İliç ilçesinden gelen haberle tüm ülke olarak büyük üzüntü yaşadık. Çöpler Altın Madeni’ndeki toprak kayması nedeniyle 9 çalışan hayatını kaybetmiş ülke yasa boğulmuştu.
Olayla ilgili mahkeme süreci devam ediyor. Konu ve sorumluların durumu bu sürecin sonunda aydınlanacak.
2023 yılında İliç ve Çöpler Altın Madeni ile ilgili bir yazı kaleme almış, bölge ekonomisinin tamamen madenciliğe bağımlı hale geldiğine dikkat çekmiştim. Altın madeni işletmesi, ilçe halkının en önemli geçim kaynağı haline gelirken, bölge hem ekonomik hem sosyal olarak önemli bir değişime uğramıştı.
Altın madeninin hem bölge halkına sağladığı istihdam ve hem de tüm işlerini İliç üzerinden yapmasının ilçenin de çehresini değiştirdiğine, konutta metrekare fiyatlarının İstanbul’daki lüks semtlerle yarıştığına dikkat çekmiştim.
2024’teki olay sonrasında faaliyeti durdurulan maden yaklaşık 20 aydır kapalı. Peki, bölge halkı bu süreçten nasıl etkilendi? Son durum ne? Yerinde gözlemlemek üzere geçtiğimiz hafta İliç’in yolunu tuttum.
İliç’te esnafla, halkla sohbet ettim. İliç çarşısını, sokaklarını gezdim. Sokak ve meydanlardaki boşluk dikkat çekici. Çarşıda tek tük alışveriş yapana rastlıyorsunuz. Esnaf lokantalarının masaları müşteriden yoksun. Terzisi ve berberi siftah yapmadan günü kapattıklarını söylüyor. Sadece maden çalışanları değil, madenle iş yapan dışarıdan gelenler de geçmişte şehri ihya etmiş. Lokantalar, oteller, kafeler şehre gelip gidenden nasibini almış. Şimdi bu trafik kesilince ilçenin madene dayalı ekonomisi durmuş.
Diyeceksiniz ki, artık başka iş yapsınlar. Siyasilerin, halkın, esnafın anlattıklarından anladığım İliç’in maden dışında hiçbir zaman B planı olmamış. Hayvancılık kısıtlı, tarım yapılabilecek arazi yok denecek kadar az. Sanayi yok, turizm sınırlı…
Madenin faaliyete geçmesiyle göç alan ilçe, 20 aydır göç vermeye başlamış. Nüfusun neredeyse yarı yarıya azaldığını söylüyor görüştüğüm halk. Bunu boş sokaklardan da rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Tek gündem var, madenin tekrar ne zaman faaliyete başlayacağı...
İlçe merkezinde manav dükkânı olan Özlem Sayar Gürbüz’ün eşi madende çalışıyormuş ama işten çıkarıldıktan sonra başka yerlerde pazarcılık yapmaya başlamış. Gürbüz, “Bu dükkânı burada tutmak çok zor çünkü gelen giden yok. Maden açılmazsa biz buradan kesinlikle gideceğiz. Artık burada yapabileceğimiz bir şey kalmadı” diyor.
Madendeki toprak kaymasından hemen önce beyaz eşya mağazasını açan Sümeyra Doğan da, “O dönemde insanlar hangi ürün kaliteli, diye soruyordu. Şimdi hangi ürün bütçeme uygun, diye soruyor” diye söze başlıyor. Doğan, uzaktan bakılsa ilçenin halinin görüleceğini belirterek durumlarını özetliyor.
HİÇ ALTERNATİF PLANLARI YOK
“Bizim gibi esnaflar için maden olmazsa satış yok, çünkü kimsede para yok” diyen iş güvenliği malzemesi dükkânı sahibi Nurten Alpaydın, maden kapandıktan sonra siftahsız kapattığı günlerin çok olduğunu söylüyor. İliç’te madensiz hayatın alternatifi olmadığı konusuna dikkat çeken Alpaydın, “Maden burada kadınlara, gençlere, herkese iş kapısıydı. Ama madene alternatif hiçbir plan yapılmadı. Maden durunca hayat da durdu. Bir sene dayandık, ama ikinci seneyi çıkaramayız” diyor.
İliç’in şu anki durumunu eski kovboy filmlerindeki terk edilmiş kasabaya benzeten otel işletmecisi Mehmet Gürbüz ise İliç’in herhangi bir tarihi güzelliğinin olmadığını, başka bir sanayi tesisinin bulunmadığını belirtiyor. Gürbüz, “Umudumuz madenin açılması yönünde. Açılmazsa takribi önümüzdeki iki yıl, üç yıl içerisinde buranın nüfusu binin altına düşer” diyor.
İLİÇLİLERİ YARALAYAN SÖZLER
İliç’te yaşayanlar madendeki toprak kaymasından büyük üzüntü duyuyorlar. Ancak “topraklarını, vatanlarını, para uğruna sattılar” yönünde yorumları da eleştiriyorlar.
“Bu bakış açısı bizi yaralıyor. Burada kimsenin bir şey sattığı yok” diyen otel işletmecisi Mehmet Gürbüz, şöyle devam ediyor: “İliç’in çok geniş tarım arazileri yok. Bu maden buraya gelmeden önce bu insanlar dağlarda yarı göçer hayatı yaşıyorlardı. Sadece hayatını idame ettirebiliyordu insanlar, yoksa büyük bir kazanç sağlayamıyorlardı. Yani öyle bir imkân geldiği zaman hangi insan evladı bu imkânı reddeder? İnsanlar burada kendi ekmeğini, hayatını ilerlettirmenin peşinde. Nasıl ki birisi Ege’de, Akdeniz’de, turizmle geçinmeye çalışıyorsa, burada da böyle bir imkân var.”
KARARI OTORİTELER VERECEK
Keşke 2024’ün Şubat ayında o olay yaşanmasa ve 9 canımızı kaybetmeseydik. Keşke şimdi hazır durumda olduğu söylenen madenin yeni üretim tesisi baştan itibaren devrede olsaydı. Keşke daha çok denetim, kontrol yapılsaydı önlem alınsaydı… Geçmişle ilgili ‘keşke’lerimizin sayısı çok fazla.
Ben esnafın, siyasilerin, halkın ve madencilerin neler söylediğini, gözlemlerimi aktarmaya çalıştım. Erzincan İliç’te bundan sonra ne olacağını, madene dayalı ekonominin sürüp sürmeyeceğini yetkili otoritelerin kararı belirleyecek.
‘LİÇ YÖNTEMİNİ TERK ETTİK, ÜRETİME HAZIRIZ’
ERZİNCAN İliç’teki görüşmelerim sırasında Çöpler Altın Madeni’ne de gittim. Verilen bilgilere göre, Çöpler Altın Madeni’nde yığın liç yöntemi terk edilmiş, yeni sisteme geçilmiş. Yeni üretim sisteminin nasıl olacağını SSR Mining Kıdemli Başkan Yardımcısı Cengiz Demirci’ye sordum. Demirci, söze “Üretime altı aydır hazırız” diyerek başladı ve şöyle devam etti: “13 Şubat 2024’te meydana gelen toprak kaymasının ardından kamu kurumlarının koordinasyonunda ve bilimsel kurumların rehberliğinde çok yönlü teknik önlemler ve çevresel güvenlik projeleri devreye alındı. Meclis Araştırma Komisyonu Taslak Raporu’nda belirtilen tüm kontrolleri yapılarak üretim yöntemi değişikliğini yaptık. Çöpler Altın Madeni’nde klasik yığın liç yöntemini bıraktık. Madenimiz yeniden faaliyete geçtiğinde Türkiye’de ilk kez uygulanacak olan sülfitli cevher zenginleştirme tesisi ile üretimimizi sürdürmeyi planlıyoruz.”
RİSKİ DÜŞÜK YÖNTEM
Türkiye’de bir ilk olan sülfit tesisinin, dünyada da sınırlı sayıda bulunduğunu belirten Demirci, “Sülfit tesisinin yatırım maliyeti bugünkü rakamlarla 3 milyar doları buluyor. Anagold olarak Türkiye ekonomisi için Çöpler Altın Madeni’nde önemli bir üretim yaptığımızın farkındayız” dedi. Yeni yöntemin çevre ve iş güvenliği açısından da önemli olduğuna dikkat çeken Demirci, şunları söyledi: “Burada kritik özellik ise şu: Kapalı sistemler sayesinde iş güvenliği riski en düşük yöntem. Tüm süreçler otomasyonla kontrol ediliyor. Sülfit tesisi ile üretimde süreç, kapalı sistemde gerçekleştiği için geleneksel yığın liçi yöntemine göre, çevreye zarar verme riski de en aza indiriliyor. Kapalı bir sistem olduğu için toprak ve su kirliliği gibi çevresel riskler büyük ölçüde minimize ediliyor. Yüksek teknoloji sayesinde altının geri kazanım oranı daha yüksek. Bu da altında arz açığı olan ülkemiz için çok önemli” dedi.
BELEDİYE BAŞKANI ELÇİ: ANKARA’YA AKTARDIM
İlİç Belediye Başkanı Mehmet Elçi’nin ben ilçedeyken Ankara’da olduğunu öğrendim. Daha sonra kendisine Ankara’daki görüşmelerin nasıl geçtiğini sordum. Elçi, “Ankara’da çok sayıda görüşme yaptık. Bakanlıklar kurumlar ve ilgili paydaşla bir araya geldik. Görüştüğümüz herkes madenin hem ilçe hem de ülke ekonomisi açısından öneminin farkında. Ortak görüş şu: Bu madenin yeniden açılması lazım” dedi.
Elçi, ilçedeki durumu da şöyle anlattı: “Geçim kaynaklarımız sınırlı. Madenin kapatılması hepimizin hayatını doğrudan etkiledi. 20 aydır kapalı olan bu maden sadece çalışanlarını değil yüzlerce esnafı, taşeron firmayı, nakliyeciyi hatta çevre köylerde çiftçimizi dahi etkilemiş durumda. İlçemizde şu an ciddi bir ekonomik daralma yaşanıyor. Sosyal sorunlar da buna paralel olarak her geçen gün artıyor. İliç halkı sabırlı ama artık sabır da tükendi. Herkes aynı soruyu soruyor: Ne zaman çalışacağız, ne zaman yeniden üretmeye başlayacağız? Bizim talebimiz net: Çevre ve can güvenliği en üst düzeyde sağlanarak madenin bir an önce yeniden faaliyete geçmesidir.”
‘İLÇEMİZ GÖÇ VERİYOR’
CHP İliç İlçe Başkanı Gökmen Yıldırım’la sohbet ettim. Gökmen Yıldırım, “İlçemizde ciddi işsizlik oldu. Göç yüksek oldu” diyerek girdi söze ve devam eti: “Esnaflar da işsiz kaldı. Kimisi dükkanını devretti, kimisi kapattı. Yani bu birçok şeyi etkiledi. Maden yönetimindeki arkadaşlarla da iletişim halindeyiz. Orada birçok tesisin revizyonu yapılmış, hazır. Maden açılmazsa buranın sonu çok kötü olur. Daha aşırı bir göç olur. Çıkartılan insanlar bugüne kadar işsizlik maaşıyla idare ettiler. Bundan sonra ise iş, para gelmezse ne olacak? Ya aile huzuru kaçacak ya da dışarıda bir işe gidecek bu insanlar. Maden açıldığında takipçisi oluruz.”
‘4 BİN İMZA TOPLADIK’
MHP İliç İlçe Başkanı Mahmut Taşyumruk ise madenin kapalı olmasından sadece İliç’in değil Erzincan, Erzurum ve diğer çevre illerin de etkilendiğini söylüyor. Madenin açılması için 4 bin imza topladıklarını ve bunu da Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi’ne ilettikleri bilgisini veren Taşyumruk, madenin ilçe için önemini şöyle anlatıyor: “İlçemiz yıllardır bölge ekonomisinin can damarı olan altın madeni sayesinde hem istihdam hem de ticaret anlamında ciddi bir ivme kazandı. Daha öncesinde tarım ve hayvancılık yaygındı. Sonra tamamen madene yöneldi herkes. Burada maden kapatıldıktan sonra ne yapılabilir dersek, ata mesleği olan hayvancılığı artık yapma ihtimalleri yok.”
‘İSTİHDAM MADENE BAĞLI’
Madene yakın mesafede bulunan Çöpler Mahallesi (köyü) Muhtarı Celal Çoban ise köylerinin bulunduğu yerin tarım ve hayvancılık yapmaya uygun olmadığını söylüyor. Köydeki istihdamın büyük bölümünün madene bağlı olduğunu söyleyen Çoban, “Eğer maden açılmazsa, köyde tutunacak kimse kalmaz. Mecburen göç başlar” diyor. Halkın tarım ve hayvancılık yaparken madende işçilik yapmaya, iyi gelir elde etmeye başladığını anlatan, aynı zamanda esnaf da olan Sabırlı Köyü Muhtarı Veysel Berşe ise şunları anlatıyor: “‘Maden olmazsa olmaz’ hale geldik. Açılmazsa çok daha kötüye gider. Tarım, hayvancılık zordur; emek ister, çaba ister. Öyle maaşlar alıyorlardı ki, şimdi bu insanlar tarlaya, çayıra dönemez. İş bulamazlar. Zaten çoğu dışarıya göç etti bile.”