Güncelleme Tarihi:
İşte Sağlam'ın yazısı...
Koalisyon görüşmelerinde henüz sonuç çıkmasa da yeniden seçim yapılması 2015 hatta tümüyle 2016 yılının kaybedilmesi anlamına geliyor. Nitekim Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tekrar seçim olmasının olumsuz senaryo olduğuna dikkat çekti.
Görüşmeler başladı ama bir koalisyon hükümeti kurulmasının önündeki engeller aşılabilmiş değil. Bayramdan sonra yapılacak 2. tur koalisyon görüşmeleri, piyasalar tarafından çok yakından takip edilecek.
Piyasalar bir yandan MHP'nin kapıyı kapatmasından tedirgin olurken öte yandan ise daha fazla tercih ettikleri AKPCHP koalisyonunun kurulacağı umutlarını devam ettiriyorlar. Bu ihtimalin piyasadaki iyimser senaryo olduğunu ve bir ölçüde satın alındığını da söylememiz gerekiyor.
Çünkü herkes biliyor ki; yeniden seçim yapılması demek, 2015 yılının tümüyle hatta 2016 yılının önemli bir bölümünün de kaybedilmesi demek. Çoğu kimse yeniden seçim olsa da tablonun değişmeyeceğini, boş yere zaman kaybedilmiş olacağını düşünüyor. İşalemi de bu nedenle hemen koalisyon, mümkünse geniş tabanlı koalisyon kurulup reformlara başlanması taleplerini sürdürüyorlar.
Yeniden seçimin ekonomide yaratacağı sıkıntı artık bakanlar tarafından da dile getirilmeye başladı. Dün Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bir açıklama yaparak, "Türkiye'nin güçlü bir koalisyon hükümeti ile yoluna devam etmesi gerekiyor. Tekrar seçim olması olumsuz bir senaryo, çünkü tekrar seçim yapılması 2015 yılının tamamının bir anlamda belirsizlikle karşı karşıya kalması demek. Türkiye'nin güçlü bir koalisyon hükümeti ile yoluna devam etmesi, yapısal dönüşüm reform programlarının uygulanması hepimizin arzusudur" dedi. Türkiye'nin bir genel seçime girdiğini ama genel seçimden net olarak bir sonuç çıkmadığını anımsatan Şimşek, şunları kaydetti: "Bu anlamda belirsizlik bir miktar devam ediyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin büyümeye devam etmesi olumlu. Burada bence en önemli konu özel sektör yatırımları.
Siyasi görünüm net olarak ortaya çıkana kadar özel sektör yatırımları ertelenme riskiyle karşı karşıyadır. Siyasi belirsizliğin devam etmesi aslında bir anlamda, Türkiye'nin uluslararası risk priminin de artmasına, liradaki değer kaybının kalıcı hale gelmesine, hatta faiz oranlarında bir miktar artışa sebep olabilir. Bunlar da tabii ki Türkiye'nin iç talebini, genel anlamda ekonomik görünümünü, büyümesini sınırlayan faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır."
AKP içinde bu yöndeki görüşlerin ciddi bir ağırlığı bulunduğunu biliyoruz. Bakan Mehmet Şimşek de, bu konuda işalemiyle aynı düşünen AKP'lilerin görüşünü dile getirmiş. Peki bu görüş hakim olacak mı derseniz; bence Başbakan Davutoğlu da aynı görüşte ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrının hala belirleyici olması, bu koalisyonun gerçekleşme ihtimalini azaltıyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da Davutoğlu ile yapsa koalisyon kurulabileceğini düşündüğünü ama Erdoğan'ın tavrı nedeniyle çekimser olduğunu biliyoruz.
AKP'DE HER KONUDA GÖRÜŞ AYRILIĞI
Aynen seçimlerin tekrar edilmesinde olduğu gibi, bir çok konuda AKP içinde farklı görüşlerin olduğu artık aşikar. Davutoğlu ve yanındaki ekonomi kadrosu hem siyasette hem ekonomik tedbirler için daha rasyonel görüşlere sahip. Buna karşılık Erdoğan ve Bakan Zeybekçi gibi isimlerin oluşturduğu ekibin, hem siyaset hem ekonomide daha maceracı yollara girmekten ve istikrarı zorlamaktan çekinmediklerini de gözlüyoruz.
Daha önce Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin cep telefonu, tablet gibi elektronik ürünlere ek vergi uygulanacağını açıkladığını ve bu ek verginin yarar yerine zarar getireceği yönündeki görüşlerimizi bu köşede aktardık.
Maliye Bakanı Şimşek dünkü konuşmasında, bu tür çözümlerle kalıcı rekabetin sağlanamayacağını, bundan tüketicinin zarar göreceğini söylemiş. Şimşek, Türkiye'nin rekabet gücünü artırması gerektiğini, rekabetin inovasyonu beraberinde getireceğini ve bunun da refah artışı anlamına geleceğini kaydetmiş.
Bakmayın; aslında AKP içinde de bir koalisyon var, aksi takdirde temel konularda bile bu kadar aynı düşünen insanlar biraraya gelemezdi.