Enflasyonda nisan korkusu

Güncelleme Tarihi:

Enflasyonda nisan korkusu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2001 00:00

2000 yılı enflasyon rakamları sevindirdi. Ancak yüzde 10-15 olarak belirlenen 2001 hedefinin tutması zor. Nisan ayından sonra ise tekrar çıkış trendi öngörülüyor
Türkiye için 2000 yılına damgasını vuran gösterge enflasyon olmuştu.


En azından kasım ayına kadar faizler yarışta bayrağı devralana kadar enflasyon önemli bir göstergeydi bizim için. 2000`ın ilk aylarında hedeflerin revize edilmesi gerektiği üzerine tartışmalar yapıldı, geri kalan kısmında ise ne kadar sapma olacağı. Son ayların üzerinde ise pek durulmadı. Çünkü herkes hedeflenen yüzde 20`lik rakamın tutmayacağı konusunda hemfikirdi ve zaten öngörülen sapma dahi başarı olarak değerlendiriliyordu. Bu süreçte tartışılan bir diğer nokta, enflasyondaki düşüşe rağmen çekirdek enflasyondaki düşüşün yeterli olmamasıydı. Artı 2001 yılında bıçak gibi kesilen tüketimin yani talep daralmasının enflasyonu düşüreceği yönünde bazı yorumlar da öne çıkıyordu. 2000 yılı enflasyonu beklendiği seviyelerde gerçekleşti.


TÜFE`de yüzde 39 TEFE`de ise rakam yüzde 32,7 oldu. Rakamlar son yılların en iyi rakamları olması sebebiyle memnuniyet vericiydi. Hatta bu memnuniyet piyasalarda özellikle de borsada bir günde 500 puan olarak karşılığını buldu. Ancak 2001 yılı hedefleri olan yüzde 10-15`lik rakamların tutması zor görünüyor. Demir Yatırım Ekonomisti Fatih Keresteci, bu hedeflerin 2000 yılıbaşında saptandığını söylüyor. O dönemde 2000 yılı enflasyon hedefinin de yüzde 20-25 olduğunu ve bu rakamların da tutmadığını kaydeden Keresteci, 2001 hedeflerinin tutmasını beklemenin hayalcilik olacağını söylüyor. Keresteci, tahminleri olan yüzde 18-22`lik rakamların tutmasının dahi son derece makul olduğunu ifade ediyor.


MARTTAN SONRASI ZOR:

Geçen yılın son aylarındaki yüksek faizle beraber talep enflasyonunun yaşanmayacağını kaydeden Keresteci, buna rağmen faizlerdeki artışın hayatın her tarafına yansıyacağını, bunun da maliyetleri artıracağını vurguluyor. Keresteci`ye göre enflasyondaki düşüş ocak ve şubat aylarında da devam edecek. Çünkü 2000 yılının aynı aylarında oranlar çok yüksekti. Martta enflasyon rakamları yüzde 20`lere gelecek ama iş bundan sonra zorlaşacak. Çünkü tek haneli rakamlara inmek daha zor.

Doç. Dr. Kerem Alkin de kur politikası devam ettiği için TEFE`de artışın giderek yavaşlayacağını hatta yılın ilk aylarında TEFE`de yıllık bazda 5 puanlık düşüş yaşanabileceğini söylüyor. Fakat Alkin`e göre TEFE`yi yüzde 18-20`ye getirdikten sonra iş zorlaşacak. Marttan sonra 18-20`ye inen TEFE`yi o platoda tutmak maharet istiyor diyen Alkin, şu anki parasal araçlarla enflasyonu getirecekleri en iyi yere getirdiler, bundan sonra yapısal reformlarla orta tutmak önemli diyor. Üstelik nisan ayıyla beraber önceki yılın ilk ayları devreden çıkıyor ve hesaplamada düşük enflasyon rakamları devreye giriyor. Bu nedenle bir süre yatay hatta çıkış yönünde bir seyir bekleniyor.

Peki enflasyonu tutmak için izlenen talebi yavaşlatma politikası... Prof. İzzettin Önder, Türkiye`de teşhisin yanlış olduğunu söylüyor. Türkiye`de enflasyonun talep enflasyonu olmadığını söyleyen Önder, bu nedenle talebin kısılarak enflasyonla mücadele edilemeyeceğini kaydediyor. Talebin kısılmasının alt gelir grubu için patlama yaratacağını, üst gelir grubu içinse zaten mümkün olmadığını belirten Önder, 2001`de enflasyonun denetiminin zor olacağını düşünüyor. Önder`in tahmini yüzde ortalama 18-20.

2001`de enflasyonun daha fazla baskılanamayacağını kaydeden Önder, çekirdek enflasyondaki düşüş için uzun vadeli bir istikrar programı gerektiğini, oysa bu seneki önlemler içinde çekirdek için önlem olmadığını hatta ilave verimsizliklere yol açtığını savunuyor. Alfa Menkul Değerler Başekonomisti Korhan Berzeg de TEFE ve TÜFE için hedeflenen rakamların gerçekçi olmadığı, GSMH Zımni Deflatörünün (yüzde 18) gerçeğe biraz daha yakın olduğu fikrinde. Hedefleri değiştirmenin büyük bir önemi olmadığına inanan Berzeg, piyasaların hedeflerin daha çok yönlendirici birer ideal olduğunun bilincinde olduğunu anlatıyor. Berzeg`in 2001 yılı TEFE tahmini yüzde 22. Ve Berzeg, bu rakama erişilirse hükümetin enflasyonla mücadele programının başarılı sayılması gerektiğini belirtiyor.


MERKEZDEN YENİ SİSTEME HAZIRLIK:

Öte yandan gündemde yeni bir madde daha var. Enflasyonda hedefleme sistemi. 2001 yılında uygulanması gündemde olan bu sistem, Merkez Bankası`nın ekonomideki para politikası araçlarını enflasyon hedefine göre ayarlaması anlamına geliyor. Sözgelimi enflasyon yüzde 20 ise para arzı faiz, bilanço büyüklükleri gibi konular dikkate alınmıyor. Tek hedef enflasyon haline geliyor.
Türkiye`de bu sistemin uygulanabilirliği tartışılıyor. Bunun ancak MB kanununda yapılacak değişiklikle gerçekleşebileceği, MB`nin tam bağımsız olması ve kısa vadede bazı yapısal reformların tamamlanmadan bu sisteme geçilemeyeceği düşünülüyor. Merkez Bankası ise zaman zaman yaptığı konferanslarla sistemi tanıtmaya çalışıyor.

Korhan BERZEG/Alfa Menkul Değerler Başekonomisti

2000 yılında yapılan tartışmalardan biri çekirdek enflasyondaki gelişmelerdi. Berzeg, çekirdek enflasyon açısından 2001 yılını şöyle değerlendiriyor:
TOPLAM iç talebin çekirdek enflasyon üzerindeki etkisi minimal olur. Zaten talebi düşürme çabasının esas gayesi toplam ithalatı ve dolayısıyla dış cari açığı düşürmek. Bu yorumun mantığı şu. Özel imalat sektörü fiyat endeksinin üç üretim faktörü birim fiyatlarıyla izah etmek mümkün. Bunlardan en önemlisi kur, ithal ara ve sermaye malları fiyatlarının belirleyicisi olduğu için. Diğer ikisi de işçi ücretleri ve kapitalin birim kira maliyeti.

BU son iki üretim maliyetinin işsizlik ve kapasite fazalsı önemli boyutlarda olduğu düşünülürse, üretim seviyesine esnekliği fevkalade az olmalı. Ama imalat sanayiinde ölçeğe getiri önemli seviyedeyse talepteki düşüş enflasyonu ters yönde etkileyebilir, yani artırabilir.

ÖTE YANDAN bizde kullanılan çekirdek enflasyon göstergesiyle genelde tarif edilen çekirdek enflasyon göstergesi birbirinden çok farklıdır. Çekirdek enflasyon göstergesinin asıl tarifi faiz ve vergi etkisinden arındırılmış fiyat endeksidir. Maksat da talebi frenemek için uygulanan yüksek faiz ve vergi politikalarının geçici etkisini genel fiyat seviyesinden arındırmaktır. Bizdeki çekirdek enflasyon göstergesinin önemli bir sektörün fiyat göstergesi olması dışında bir anlamı yoktur.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!