Güncelleme Tarihi:

ABD, Japonya ve Güney Kore başta olmak üzere bu sistemleri birçok ülkenin kullandığını ve binlerce araştırmacının bunun üzerine çalıştığını anlattı.
İSTANBUL DEPREMİNDE NASIL ÇALIŞIR?
Aydın, erken uyarı sistemlerinin özelliklerini şöyle sıraladı:
“Geleneksel erken uyarı sistemi, S dalgası gelmeden önce 5 saniye zaman gerektiriyor ve depremin merkez üssüne 40 kilometreden yakın olan yerlerde işlemiyor. Ama 40 kilometre ötede elektrik ve doğalgazı keserek yangınları önlemek; metroyu, hızlı treni durdurmak can kayıplarını, yaralanmaları azaltacak şeyler. Hem Türkiye hem de dünyada yeni sistemler 1 saniye sonra sinyal verebiliyor. Yani bu 8 kilometre mesafeye kadar çalışıyor olması demek.
Fayın üzerindeyseniz erken uyarı çalışmaz ama faydan uzaksanız ki İstanbul gibi merkezlere 12-22 kilometre uzakta olması beklenen bir depremde erken uyarı sistemi çalışır. Elektrik, gaz kesilir, yangınlar dolayısıyla ilave can kayıpları, yaralanmalar azalır. Mesela dokuma fabrikalarındaki iğneler durdurularak makinelerin bozulması engellenir, ekonomik kayıplar azalır.
İnsanlara ‘korunun’ mesajıyla birlikte ‘çök-kapan-tutun’ mesajı gönderilebilir. Japonya’nın tamamında, Meksika’da, San Francisco, Kaliforniya’da var. Ben 2011’de 9 büyüklüğünde Japonya depreminde oradaydım, deprem ve tusunami erken uyarı sistemleri devreye girdi. Hızlı trenlerden sadece biri raydan çıktı.
İstanbul’daki gibi yakın olması mesafede olması muhtemel bir depremde yeni sistemleri kullanmak mümkün. Deprem Erken Uyarı Sistemi EDIS, Marmara Denizi’nin içine ve kıyılarına kendi deprem istasyonlarını kurarak sensörler yerleştirdi. Marmara’da çalışıyor, ticari bir sistem. Biz de Kocaeli Üniversitesi olarak, AFAD’ın projesi kapsamında Kaliforniya ve San Francisco’daki yazılımı deniyoruz.
SANAYİ DE KURMALI
Büyük şirketlerin, OSB’lerin bu tür erken uyarı sistemiyle donanarak kendi afet planlarını devreye almaları gerektiğini düşünüyorum. Meteorolojik risklerin de işlendiği afet planlarının, acil durum planlarının yapılarak can ve maddi kayıpların azaltılması mümkün olabilir.
Erken uyarıda yanlış sinyal ihtimali de var. Teknik personelle sanal depremler yaratıp test ettikten sonra sahaya vermek gerekiyor. Yoksa insanları gereksiz paniğe sevk edebilirsiniz.”