Ekonomi kötüye gidiyor
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 20, 2002 14:21
TİM Başkanı, Türkiye`nin, şu anda kriz öncesinden daha kötü bir tabloyla karşı karşıya bulunduğunu savundu
Devlet Bakanı Kemal Derviş`in ABD`de dün Türk-Amerikan İş Konseyi Toplantısı`nda yaptığı konuşmada Ekonomik kriz bitti, en kötüyü geride bıraktık açıklamasını değerlendiren Satıcı, Türkiye`deki gerçeklerin kriter alınması halinde krizin bitmediğinin görüleceğini ifade etti.
Üretim ve istihdamın Türkiye`nin tartışması gereken en önemli sorunları olduğunu belirten Satıcı, şöyle konuştu: (Kriz bitti) deniyor. Kriz döneminde işsiz kalmış milyonlarca insan tekrar işine mi dönüyor? Türkiye`nin iç ve dış borçları düşmeye mi başladı? Türkiye ihracatını ikiye mi katladı?
Türkiye büyümeye dönük çalışmalara mı başladı? Yatırım var mı? Türkiye, bugünkü tarihi itibariyle, krize girmeden önceki verilerle karşılaştırıldığında, krizöncesinden daha kötü bir tabloyla karşı karşıya. Bu şartlarda kriz nasıl yenilmiş oluyor? Bence Türk ekonomisinde girilmiş seferberlik, tamamen yine popülizme kurban edilmeye çalışılıyor.
Değerlendirmelere baktığımızda krizin atlatıldığını söylemek pek mümkün değil. Bu, Türk halkını kandırmak olur. Ama şu konuda mutabık olabiliriz; evet kriz geçiştirilmiştir. Ama bundan sonrası için planlanmış bir program mevcut değil. Türkiye`yi şimdi de geçmiş dönemlerdeki gibi enflasyonla kandırmaya çalışıyoruz. Oğuz Satıcı, Kriz bitti demenin sadece sorunları erteleyeceğini savunarak, Türkiye sorunları biliyor.
Bu sorunların üstüne gitmesi gerekiyor. Maalesef bu konuda gerekli kararlılığı ekonomi yöneticileri gösteremiyor. 2001 yılından hiç ders almadıklarını görüyoruz diye konuştu. Türkiye`nin artık bir dolarlık bile borçlanma kapasitesi kalmadığını öne süren TİM Başkanı Satıcı, bu durumda üretim ve ihracattan başka çıkış yolu olmadığını söyledi.
22 BİN FİRMA BANKA KISKACI İÇİNDE
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım da, ihracatta ve üretimdeki düşüşe değinerek, Hala firmalarımız kapanıyor. Her geçen gün kapanmalara birkaç tane daha ilave oluyor. Şu anda 22 bin firmamız bankaların kıskacı içinde kapanmama mücadelesi veriyor dedi.
Ekonominin iyileştirilmesine yönelik hazırlanan programın uygulanmadığını savunan Yıldırım, şunları kaydetti: İstanbul Yaklaşımı, Londra Yaklamı dediler. Bu olsa olsa Ankara Yaklaşımı olur. Kimse suçu bankaların üzerine atmasın. Bir yıl içinde işletmelerimizin senetleri, çekleri yazıldı. Çekleri, senetleriyazılan firmalara kredi verilmez. Yürürlükteki kanun bu. Veren bankacıhapse girmekle karşı karşıya. Bu durumda (iyileştirme yapalım) denildiğinde lafta kalır. Bunun yasayla yapılması lazım. Önce yasal düzenlemeleri yapalım.
Son günlerde artan banka soygunları ve intiharların yaşanan ekonomiksıkıntıların dışa vurumu olduğunu dile getiren Yıldırım, Ekonomik istikrar henüz sağlanabilmiş değil. Ülke ekonomisi iyiye değil, kötüye gidiyor. `Kriz bitti` demek mümkün değil diye konuştu. Mehmet Yıldırım, bugünkü koşullarda ekonominin kısa sürede düzelmesinin beklenemeyeceğini, krizin bittiğini söylemek için göstergelerin olumlu çıkmasının şart olduğunu ifade etti.
İYİYE GİDİŞ VAR AMA BU PSİKOLOJİK
İ.Ü. İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esfender Korkmaz ise ekonomide iyiye gidişin psikolojik olduğunu belirterek, Bu iyiyegidişi yorumlarken çok ihtiyatlı olmak lazım. Bu psikolojik başlangıç üretimi, makrodengeleri olumlu etkilerse, reel anlamda iyileşme olur ve büyüme artıya geçebilir dedi. Prof. Dr. Korkmaz, iyileşme iktisat politikalarıyla desteklendiğinde reel büyümenin sağlanacağını vurguladı. Prof. Dr. Korkmaz, Merkez Bankası`nın uyguladığı yanlış politikalar bu iyileşmenin uzun dönemli olmayacağını gösteriyor. Merkez Bankası, geçmişte yapılan kurları düşük tutup enflasyonu frenlemek yanlışını tekrar ediyor ifadesini kullandı.