Güncelleme Tarihi:
Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) Atalay Gümrah, 2017'de 300 milyon liralık yatırım yaptıklarını belirterek, "2018-2020 dönemi için yaklaşık 1,5 milyar lira yatırım planladık. Gelişme ve fırsatlara bağlı olarak ek yatırımlar mutlaka gündeme gelecektir." dedi.
AA muhabirine 2017 yılını değerlendiren ve 2018 öngörülerini paylaşan Gümrah, bu yılı temkinli bir olumlulukla planladıklarını, yıl içinde ortaya çıkan fırsatların büyük bölümünü değerlendirebildiklerini, riskleri minimum kayıpla yönettiklerini, ciro ve karlılık tarafında bütçe hedeflerini önemli oranda aştıklarını kaydetti.
Gümrah, 2017'de toplam gelirlerinin yüzde 24 büyüdüğü bilgisini vererek, "Türkiye'deki gelirlerimiz ağırlıklı olarak sektöründe pazar lideri marka ve kuruluşlarımızın başarısıyla büyüdü. Türkiye'de tüketim ürünleri pazarında talebin olumlu gelişimi ve yapı ürünleri tarafında inşaat sektöründeki büyümenin sürmesi işlerimizi olumlu etkiledi." diye konuştu.
Bu yıl hem ihracatlarını, hem de Türkiye dışındaki faaliyetlerden sağladıkları gelirleri artırdıklarını anlatan Gümrah, şunları ifade etti:
"Toplam yurt dışı gelirlerimiz 2017'de yüzde 32 büyüdü. Ciromuz içinde, yurt dışından sağladığımız gelirlerin oranı yüzde 50'yi aştı. Şimdi önümüze bakıyoruz. 2018 kolay olmayacak. En güç dönemlerde bile ülke ve özel sektör olarak ne kadar dayanıklı olduğumuzu bu yılki büyüme oranlarıyla kanıtladık. Topluluk olarak yatırım ve işlerimizi hem Türkiye hem de yurt dışında geliştirmeye devam ediyoruz. Özellikle Avrupa'da ki olumlu ekonomik ortamdan iyi yararlanmak önceliğimiz olacak. 2017'de 300 milyon liralık yatırım yaptık. 2018-2020 dönemi için yaklaşık 1,5 milyar lira yatırım planladık. Bu rakamlar sadece organik yatırımlarımızı kapsıyor. Öncelikli iş alanlarımızda farklı fırsatları sürekli takip ediyoruz, gelişmelere ve fırsatlara bağlı olarak ek yatırımlar mutlaka gündeme gelecektir."
Gümrah, gelecek yıl için faaliyette bulundukları bütün sektörlerde reel anlamda ve iddialı bir büyüme öngördüklerini vurgulayarak, yapı ve tüketim ürünleri, doğal kaynaklar ve sağlık gruplarının bu büyümenin lokomotifi olmasını hedeflediklerini bildirdi.
Son yıllarda sergiledikleri büyüme trendinin daha üstünde bir performans hedeflediklerini aktaran Gümrah, "2018'de yüzde 20'leri aşan bir büyümeyi bütçeledik. Verimliliğimizi artırarak, yeni teknolojilere odaklanarak karlılığımızı daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Öncelikli hedefimiz yetkinlik ve rekabetçiliğimizin yüksek olduğu seramik, tüketim ürünleri, sağlık ve doğal kaynaklar alanlarında mevcut pazarlarımızda yaygınlığımızı artırmak, yeni pazarlara yatırım yapmak." şeklinde konuştu.
"PARANIN İLERİDE DAHA DA PAHALI OLACAĞINA DAİR SİNYALLER ALIYORUZ"
Atalay Gümrah, faaliyet gösterdikleri alanlarda inovasyon ve dijitalleşmeye önem verdiklerine değinerek, 2000'li yılların başından bu yana teknolojik dönüşüm içinde bulunduklarını, bunu hiçbir zaman bitmeyecek bir süreç olarak gördüklerini söyledi.
Dijital dönüşümün iş modellerine etkin biçimde entegre edilebilmesinin önemine dikkati çeken Gümrah, yapay zeka, veri analitikleri ve sanayi 4.0 çerçevesinde şekillenen tüm konuları ve yeni teknolojileri entegre bir bakışla değerlendirdiklerini dile getirdi.
Kur riskini nasıl yönettiklerine dair görüşlerini paylaşan Gümrah, paranın eskisine göre pahalı hale geldiğini, bugün ise ileride daha da pahalı olacağına dair sinyaller aldıklarını belirterek, "Bu da bizi kur riskini daha da etkin yönetmeye, her şeyden önce kurun yönetilebilir bir risk olduğunu unutmamaya sevk ediyor. Bu nedenle şirketlerin döviz açık pozisyonlarını öncelikle dış gelirler ve ihracat gibi doğal yollarla, ardından da özel finansal araçlarla korumaya alması büyük önem taşıyor. Biz de kur risklerimizi dış satım ve dövize dayalı gelirlerimizle belirli bir oranda doğal olarak, daha sonrasında ise ihtiyaca göre türev enstrümanlarını kullanarak yönetiyoruz." ifadelerini kullandı.
Gümrah, ABD ve Avrupa merkez bankaları gibi küresel ekonomide oyun kurucu yapıların beklenenden daha hızlı ve yüksek oranlarda faiz artırmasının, büyümek için dış kaynağa ihtiyaç duyan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri yüksek maliyetli çözümler bulmaya yönlendirebileceğine dikkati çekti.
Kaynakların, daha yüksek getirili ve düşük riskli ülkelere akması olasılığının önemli bir risk olduğunu vurgulayan Gümrah, küresel ve jeopolitik belirsizliklerin birçok şirketin gündeminde yer aldığını, kendilerinin bu riskleri bütünsel bir bakış açısıyla yönettiğini söyledi.
Gümrah, stratejik pazarlarda marka yatırımlarını artırırken, Afrika ve Hindistan gibi gelişmekte olan ekonomilerde ürün ve hizmetlere alan açmaya çalıştıklarını aktararak, "Yapı ürünleri grubumuz, Hindistan ve Sahra altı Afrika'da, tüketim ürünleri grubumuz ise Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da yeni iş geliştirme üzerine yoğun mesai harcıyor." dedi.
Hükümetin sağladığı teşvik ve reformlara yönelik de değerlendirmelerde bulunan Gümrah, bunları yakından takip ettiklerini, gelecek dönemde yatırımlarını bu avantajlardan yararlanacak şekilde kurgulamayı planladıklarını bildirdi.
"TÜRKİYE'DE BÜTÜN OLUMSUZLUKLARA KARŞIN ORTAYA KONULAN PERFORMANS ETKİLEYİCİ"
Atalay Gümrah, Türkiye ekonomisinin büyümeye devam ettiğini, sanayi üretiminin güçlü olduğunu, ihracatın arttığını vurgulayarak, bu yılın yüzde 7 büyümeyle tamamlanacağını öngördüklerini bildirdi.
Dünyada benzer bir performans sergileyen ülkelerin sayısının son derece sınırlı olduğuna işaret eden Gümrah, "Kamu tarafında atılan adımların, özel sektör tarafında karşılaşılan güçlüklere rağmen gösterilen esneklik ve çabanın, tüketiciler ve diğer bütün paydaşların ekonomimize duyduğu inancın elde edilen bu başarının en önemli nedenleri olduğuna inanıyorum. Küresel ekonomide de olumlu hava sürüyor. Küresel ticarette talep artışı ve finansman kaynaklarının devam eden bolluğu, gelecek için de umut veriyor. 2018 yılına da bu pencereden bakıyorum." diye konuştu.
Gümrah, Irak ile Suriye'de huzur ve istikrarın en kısa sürede sağlanmasını dilediklerini, bir süredir devam eden olağanüstü koşulların, ticareti ve Türkiye'den yapılan ihracatı olumsuz etkilediğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaşanan güçlüklere rağmen faaliyette bulunduğumuz sektörlerde yakın coğrafyamızda, Orta Doğu, Hindistan ve Afrika'da ihracatımızı artırmak üzere yoğun bir mesai harcamaya devam ediyoruz. AB, Topluluğumuz için en büyük pazar. Burada Almanya, Fransa ve birlikten ayrılmaya hazırlanan İngiltere ön plana çıkıyor. Kuzey komşumuz Rusya'yı da bu değerlendirmeye ekleyebiliriz. Bu pazarlarda istikrarlı olarak büyüyoruz ve bu eğilimin gelecek yıl da süreceğini öngörüyoruz. Avrupa ekonomilerinin güçlü şekilde büyümeye devam etmesinin, Türkiye ekonomisi için en değerli fırsatlardan biri olduğuna inanıyorum. Bu nedenle Türkiye'nin AB ve Rusya ile siyasi ilişkilerinin olumlu gelişmesinin ülkemiz için önemli olduğuna inanıyorum.
Bir süredir petrol ve diğer emtia fiyatları daha dengeli seviyelerde seyrediyor. Böyle devam ederse Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinde talep muhtemelen daha da artacak. Gelişmekte olan politik ilişkilerimiz sayesinde Türkiye bu coğrafyada yaratılacak değerden de daha fazla pay alabilir."
Türkiye'nin, dünyanın önemli ekonomileri içinde yer almaya devam edeceğini vurgulayan Gümrah, son yıllarda yaşanan bütün olumsuzluklara karşın sergilenen esneklik, irade ve ortaya konulan performansın etkileyici olduğunu sözlerine ekledi.