‘Dünya ortalamasının üzerinde büyüdük’

Dünya ekonomisi 2003-2024 döneminde yıllık ortalama yüzde 3.5 büyürken, Türkiye’nin aynı dönemde yüzde 5.4’lük performans gösterdiğine vurgu yapan Yılmaz,  “IMF’nin tahminlerinin gerçekleşmesi halinde bu yılın sonu itibarıyla 16’ncı büyük ekonomi haline geliyoruz” diye konuştu.

Yılmaz, Türkiye’nin ekonomik büyüklüğünün, bu yıl ilk defa 1.5 trilyon doları aştığını belirterek, kişi başına gelirin de bu yıl 17 bin doları geçmesini beklediklerini ifade etti. Zirai don, kuraklık, beklenti gibi unsurların enflasyonu etkilediğini söyleyen Yılmaz, “Görünen o ki bu yılın sonunda yüzde 30’un biraz üzerinde enflasyonu kapatacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altını hedefliyoruz. 2027’de ise hedefimiz tek haneli rakamlara ülkemizi yeniden kavuşturmak” dedi.

KOBİ’LERE İSTİHDAM DESTEĞİ

Yılmaz, istihdama da vurgu yaparak sözlerini şöyle tamamladı: “Geçen yıl istihdamını koruyan KOBİ’lere, istihdam başına 2 bin 500 lira destek verildi ve bununla da önemli bir başarı sağlandı. Bırakın korumayı, artış olduğunu gördük bu desteği alan şirketlerde. Dolayısıyla bu programı devam ettirme kararı aldık. Yeni düzenlemeyle büyük ölçekli şirketleri de dahil ediyoruz. Destek miktarını işçi başına 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz ve belki başka bazı yeni faaliyet kollarıyla da bunu destekleyeceğiz.”

KREDİ FAİZLERİNDE İNDİRİM YAPILSIN

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da yaptığı konuşmada KOBİ’lerin krediye erişimde sorun yaşadığına dikkat çekti. Kredi büyümesine getirilen kısıtlamaların ve yüksek faiz oranlarının piyasada ödemeleri aksattığını, alışverişi azalttığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, “Bu sıkıntıları aşmak için KOBİ’lere pozitif ayrımcılık sağlamalıyız. Bu işletmeleri aylık kredi büyüme sınırı dışında tutmalıyız. KOBİ dediğimiz işletmeler istihdamın dörtte üçünü, toplam özel sektör satış hacminin yarısını ve ihracatın yüzde 40’ını sırtlıyor. Dolayısıyla burada atılacak her olumlu adım, zincirleme biçimde tüm ekonomiye nefes aldıracaktır” dedi. Emek yoğun sektörlere öncelik verilmesi gerektiğini aktaran Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü.

“Ümit ediyorum ki hem Merkez Bankası politika faizinde hem de buna paralel şekilde kredi faizlerinde indirimler gelecektir. Bir tarafta iklim değişikliği, kuraklık ve su sıkıntısı; diğer tarafta kırsal nüfusun azalması ve elbette üretim ve lojistik maliyetlerindeki artışlar tarım sektörünü etkiliyor. Tüm bunlar gıda enflasyonu, hayat pahalılığı, sanayi ve ihracatta yüksek girdi maliyeti demek. Bu alanlarda çözümler aramalı, tarımı tekrar nasıl cazip hale getirebileceğimizi tartışmalıyız.”