Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde düzenlenen toplantıda iş insanlarıyla bir araya geldi.
Ekonomiye yönelik son durum hakkında bilgiler paylaşan Yılmaz, Türkiye'nin ekonomik büyümede Avrupa'nın da önünde olduğunu söyleyerek, "Dünyada malum zor bir dönem yaşanıyor. Ticaretteki artış hızı tarihsel ortalamaların altında. Diğer taraftan, geçen yıl tarihimizin en büyük afetlerinden birini yaşadık. Kaybettiğimiz canlarımız için tekrar Cenabıallah'tan rahmet diliyoruz. Depremin yaralarını sardığımız bir dönem. Bir yandan da gerek kuzeyimiz gerek güneyimizde çok farklı jeopolitik gerilimlerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bütün bunlara rağmen büyümemizi, ekonomik gelişmemizi devam ettiriyoruz. Türkiye ekonomisi 2022'de 5,5 büyümüştü. Son 20 ortalamamıza baktığımızda 5,4. Dünya 3,6 büyürken biz yıllık ortalama 5,4 büyümüşüz. Dünyanın 1,8 puan üstündeyiz. Türkiye ekonomisi, ilk 3 çeyrek yani ilk 9 ay yüzde 4,7 büyüme kaydetti. Yine dünya ortalamasının oldukça üzerinde bir büyüme performansımız var. Son çeyrekte yüzde 3,7 dahi büyüsek orta vadeli programımızdaki hedefimiz olan 4,4'ü yakalayacağımızı düşünüyoruz" dedi.
'ENFLASYON, ANA GÜNDEM'
Ekonominin ilk defa 2023'te 1 trilyon dolar seviyesini geçtiğini belirten Yılmaz, "Bunun geçtiğini artık görüyoruz. Ancak, tam rakamı ay sonunda göreceğiz. 1,1 trilyon seviyelerinde bir ekonomik büyüklüğe ulaştığımızı tahmin ediyoruz. Kişi başına gelirimizin 2022'de 10 bin 600 dolarlar seviyesinden 13 bin dolara yakın bir seviyeye geleceğini düşünüyoruz. Şu anki tahminlerimiz bu yönde. Ay sonunda bunu daha net bir şekilde görmüş olacağız. Reel ekonomide son derece iyi bir performans sergiliyoruz ama enflasyon dünyada da bizde de temel öncelik, temel mesele. Bir taraftan tabii resesyona düşmeden, büyümeyi tamamen göz ardı etmeden enflasyonu düşürmek. Ana gündemimiz bu. Fiyat istikrarı, enflasyonla mücadele vatandaşımızın da önceliği, bizim de önceliğimiz. Dolayısıyla son dönemdeki programlarımızı buna odaklamış durumdayız. Geçen yıl yüzde 64,27 gerçekleşti. OVP'de 65 diye tahmin etmiştik. Bir miktar altında gerçekleşti. Bu yıl ocak ayında biraz yükseliş var. Bunu geçici olarak görüyoruz. Ocak ayları genelde yıllık fiyat ayarlamalarının yapıldığı, diğer birtakım ücret ve fiyat ayarlamalarından dolayı 6,7 gibi geldi. Bundan sonraki aylarda kademeli bir şekilde düşmesini bekliyoruz. Özellikle yıl ortasından itibaren daha belirgin bir düşüşü göreceğimizi düşünüyoruz. Enflasyonda bunun için gerekli planlarımızı, programlarımızı yapmış durumdayız. Bir taraftan para politikalarımız, bir taraftan maliye politikalarımız, yapısal reformlarla enflasyonu kararlı bir şekilde düşürme gayreti içindeyiz. Bunun da özünü şu oluşturuyor. İç tasarruf oranlarımızı arttırmak tüketimi daha sağlıklı bir seviyede sürdürmek. Kaynaklarımızı tasarruf ederek arttırdığımız kaynakları ise üretken alanlara sevk etmek. Sanayileşme gibi, yatırımlar gibi alanlara bu kaynakları kanalize etmek, büyüme stratejimizin önünü oluşturuyor. Enflasyonla mücadele ederken büyümeyi de sürdürüyoruz, sürdüreceğiz. Ama büyümenin kompozisyonunu değiştiriyoruz. Tüketim ağırlıklı bir büyüme değil, daha çok yatırım, ihracat, üretim ağırlıklı bir büyüme yapısı inşa ediyoruz. Bir taraftan da cari dengemizi iyileştirme gayreti içindeyiz. Geçen yılın ortalarında cari açık 60 milyar dolarlara kadar çıkmıştı. 2023 yılını 45,2 milyar dolarla kapattık. Yani, cari açıkta oldukça önemli bir iyileşme var" ifadelerini kullandı.
'BU YIL 60 MİLYON TURİST, 60 MİLYAR DOLAR HEDEFİMİZ VAR'
Hizmet sektöründe Türkiye olarak başarılı bir performans sergilendiğini altını çizen Yılmaz, "Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Hizmetlerde geldiğimiz noktaya baktığımız zaman 100 milyar dolar seviyelerine gelen bir hizmet gelirimiz söz konusu. Bunun için de tabii en ağırlıklı olan turizm gelirleri. Turizm gelirimiz 2023’te 54,3 milyar dolara ulaşmış durumda. Bu yıl 60 milyon turist, 60 milyar dolar hedefimiz var. İnşallah bunu da gerçekleştireceğiz. Bu rakamı az önce bahsettiğim bütün o olumsuzluklara, jeopolitik gelişmelere rağmen başardık. Kişi başı gecelemelerdeki getirinin de arttığını görüyoruz. Bu da olumlu. Yani sadece turist sayısı artmıyor. Turist başına katma değer de yükseliyor" diye konuştu.
Dünyadaki talep koşullarının olumsuzluğuna rağmen ihracatta başarıyı yakaladıklarını söyleyen Yılmaz, "Sermaye hareketlerinde de 2022'de 13,7 milyar dolar bir çıkış olmuşken ülkemizden 2023 yılında nette 8,34 milyar dolar bir sermaye girişinin gerçekleştiğini görüyoruz. Dış ticaretimize, ihracatımıza baktığımızda, geçen yıl 256 milyar doları yakaladık. Dünyadaki talep koşulları olumsuz olmasına, birçok sıkıntılar yaşamasına rağmen özellikle ihraç pazarımız olan Avrupa'da ciddi anlamda bir durgunluk, bir hareket olduğu halde ihracatçılarımız bunu başardı. Sanayicilerimizi, ihracatçılarımızı tebrik ediyoruz. Gerçekten çok güzel bir performans. Böylece, tarihi bir seviyeyi de yakalamış olduk" dedi.
'2023 YILINI TEK HANELİ BİR İŞSİZLİKLE KAPATMIŞ OLDUK'
Dış ticaret dengesinde iyileşmenin devam ettiğinin altını çizen Yılmaz, "Ocak ayında da ihracatın yüzde 3,6 arttığını görüyoruz. Bu yılın ocak ayında ithalatın ise yüzde 26,2 azaldığını görüyoruz. Dış ticaret dengemizdeki iyileşmenin devam ettiğini söyleyebilirim. Biraz geçen yıl ticaretimizde altın ithalatının fazla olduğunu görüyoruz. Bu cari açıkta da önemli bir paya sahip. Bu yıl burada da bir yavaşlamaya bekliyoruz. İş gücü piyasalarına, istihdama baktığımızda en son aralık verisi açıklandı biliyorsunuz. Yüzde 8,8 aylık bazda. Yıllık veriyi yani hesaplamak biraz zaman alıyor. Henüz belli değil ama aralıkta gelen bu rakamla birlikte şunu artık rahatlıkla söyleyebiliyoruz. 2023 yılını tek haneli bir işsizlikle kapatmış olduk. İstihdamımız, ilk defa 32 milyonu aştı. İstihdamda iyi bir performans sergiliyoruz. OVP'de 10,1 olacak demiştik. Burada pozitif bir şey var. Tek haneye düşmüş oldu. Ocak ayında da yine istihdam üretmeye devam ediyor ekonomimiz. Katılım oranı da yükseldi, 53,5'e çıktı. Kadın ve genç işsizliğinde azalma var. Özellikle genç işsizliğinde yıllık bazda 4 puanlık düşüş bizim için son derece sevindirici" diye konuştu.
'MERKEZ BANKASI REZERVLERİMİZ GÜÇLENDİ'
Merkez Bankası rezervlerinin güçlendiğini belirten Yılmaz, "Geçen yılın ortalarında 198,5 milyar dolarlardayken bugün 134 milyar doların üzerinde. Bunun da daha üzerindeydi. Son dönemde bir miktar bir azalma var ama yine artmaya devam edecek inşallah rezervlerimiz. Bu rezervlerle ilgili 'KKM' dediğimiz kur korumalı mevduatın çözülme süreci de etkili oluyor. Ocak ayında biraz daha yüksekti bu çözülme. KKM'de de önemli bir azalış olduğunu ifade etmek isterim. En yükseldiği dönem Ağustos 2023'te 3,4 trilyona çıkmıştı. 16 Şubat itibarıyla 2 trilyon 343 milyara düşmüş durumda yani 1 trilyonu aşan bir azalış söz konusu. Yaklaşık 50 milyar dolar burada bir düşüş söz konusu. Bunu da finansal piyasalarda istikrarsızlığa yol açmadan aşamalı bir şekilde, dikkatle gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla bir tarafta bu çözümler süreci devam ediyor" dedi.
'BÜTÇEDE DİSİPLİNLİ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYORUZ'
Son 20 yılda en önem verdikleri konunun bütçe disiplini olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bütçe disiplini anlamında da kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Son 20 yılın en önemli özelliklerinden biri nedir derseniz bütçe disiplinine verilen önemdir. Gerçekten bu konuda Cumhurbaşkanımız son derece titiz bir yaklaşım sergiledi. Son 20 yılda Avrupa'daki birçok ülkeden çok daha iyi bir performans sergiledik. Geldiğimiz noktada bir miktar bütçe açığımızda artış var. Onun da temel sebebi deprem. Depreme yaptığımız harcamanın, geçen yıl OVP'de bütçe açığının milli gelire oranını 6,4 diye tahmin etmiştik. Gerçekleşme bundan çok daha iyi oldu doğrusu. 5,4 olarak gerçekleşti. Yani düşündüğümüzden daha düşük bir bütçe açığıyla kapattık. Bu 5,4'ün 3,8 puanı sadece deprem harcamalarından kaynaklanıyor. Geriye kalan sadece 1,6'sı normal bütçe açığı diyelim. Bu da master kriteri denen Avrupa Birliği'nin en fazla yüzde 3 olmalı kriterinin oldukça altında. Dolayısıyla bütçede de disiplinli bir şekilde devam ediyoruz. Bu sene yine depreme önemli bir kaynak ayırmış durumdayız. Bütçemizde, 1 trilyonun üzerinde gerek deprem yaralarının sarılması gerekse şehirlerimizin afetlere, depreme daha hazırlıklı hale getirilmesi noktasında yatırımlarımız var. Bunlar bütçe açısından yapısal bozulma oluşturmayan açıklardır. Çünkü belli bir süre bu harcamaları yaparsınız. Sonra devam edersiniz yolunuza. Dolayısıyla bunlar yapısal bozulma oluşturmazlar. Bir de şunun altını çizmek lazım. Sonuçta, deprem harcamaları yatırım niteliğinde harcamalar. Ülkemizi geleceğe daha güvenli daha dirençli şehirlerle hazırlayan harcamalar. Bunlar konusunda gerekli adımları atıyoruz. Depremle ilgili hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Konutları teslim etmeye başladık biliyorsunuz ama sadece konutlardan ibaret değil. Bir taraftan kalıcı konutlar inşa ediyoruz. Diğer yandan altyapıyı tamir ediyoruz. İşte yolu, suyu, doğal gazı, eğitim, sağlık tesisleri. Bunları tamir ediyoruz. Diğer taraftan da ekonomik sosyal hayatı canlandırıcı harcamalar yapıyoruz. Sanayinin, tarımın, istihdamın artması için gayret ediyoruz. Bunu da devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı. Yılmaz'ın konuşmasının ardından iş dünyasıyla toplantı, basına kapalı olarak gerçekleşti.