Kamu bankalarının kaynak sıkıntısının çözümü ve görev zarar stokunun eritilmesi sürecinde ilk aşamada, en az 11 katrilyon liraya ihtiyaç var
Kamu bankalarının kaynak sıkıntısının çözümü ve görev zarar stokunun eritilmesi sürecinde ilk aşamada, en az 11 katrilyon liraya ihtiyaç olduğu hesaplandı. İç ve dış piyasalardan önümüzdeki aylarda temini zorunlu görülen bu rakamın 1 katrilyona yakını Emlak Bankası, gerisi ise yaklaşık olarak eşit miktarlarda Halk ve Ziraat Bankaları için gerekiyor. Ziraat ve Halk bankalarının 20 milyar dolar dolayındaki görev zarar stoklarının yanı sıra Emlak`ın da 1 katrilyona yakın kaynak sıkıntısı bulunduğu belirtildi.
Finansal Forum`a açıklama yapan bürokratlar, yaşanan son 2 krizin sorunun odağında kamu bankalarının bulunduğunu gösterdiğini belirterek, bankacılık sisteminin ve makro dengelerin sağlıklı bir yapıya kavuşturulmasında bu sorunun aşılmasının şart olduğunu kaydettiler. Bürokratlara göre, ilk aşamada toplam ihtiyacın yaklaşık yarısına karşılık gelen en az 11 katrilyonluk bir kaynağın bu bankalara aktarılması şart gözüküyor. Bu amaçla, karşılığında Merkez Bankası`ndan likidite temininde kullanılmak üzere özel tertip Hazine kağıtlarının bu bankalara verilmesi opsiyonu üzerinde duruluyor. Bir bürokrat, kaynak ihtiyacı konusunda şunları söyledi:
Kriz 2000`de görüldü Görev zararlarının tümünün bir seferde kapatılması söz konusu değil. Ancak, 11 katrilyonla bu 3 banka düze çıkar. Emlak Bank`ın 500 trilyon - 1 katrilyon arasında bir kaynağa ihtiyaç duyacağı düşünülüyor. 10 katrilyon da diğer 2 banka için gerekli. Ziraat`in görev zararı daha büyük, ancak kamu hesapları ve tek hesabın bu bankada tutulmasından dolayı nispeten avantajlı. Kaynak 15 katrilyona tamamlandığında ise sıkıntı neredeyse tamamen biter. Çünkü bu sürede yapısal dönüşümleri de tamamlanmış, verimlilik ilkeleri çerçevesinde sisteme döndürülmüş olurlar. Ardından da özelleştirme sürecine hız verilir.
Bürokratlara göre, kamu bankalarının finans piyasasında sıkıntı yaratma riski aslında kasım ve şubat krizlerinin ardından değil, 2000 yılı başlarında biliniyordu. Ancak, bu bankaların bir an önce özelleştirme sürecine alınması siyasi, mali bünyelerinin derhal güçlendirilmesi de kamu finansmanı engeline takıldı. Görev zararlarının önemli bölümünün Hazine kağıdıyla finanse edilmesi görüşleri İç borç stokunun çok artacağı ve kamu maliyesi hedeflerinin zarar göreceği gerekçesiyle reddedildi. Bu bankalar için disponobilite oranının düşük tutulması gibi esnekliklere de Merkez Bankası sıcak bakmadı. Gecikme de 2 mali krizin maliyeti ve artan finansman yükü olarak faturaya yansıdı.
Bürokratlar, kamu bankalarının zararlarının geçmişte ancak yıllar itibariyle katlandığını, yakın dönemde ise krizlerin etkisiyle katrilyonların bir kaç ayda eklenebildiğine dikkat çekerek, Ziraat Bankası`nın 1 yıllık personel masrafının sadece 250 trilyon lira olduğu düşünülürse, görev zararlarının boyutu daha net görülür. Pek çok şube bu bankaların kendi malı. Kamu malı kullanımlarında da indirimlerden yararlanıyorlar. Personeli de 657 sayılı devlet memuru statüsünde. Yani işletme masrafları da çok büyük meblağ teşkil etmiyor. Bu bankaların zararının tek sebebi sübvansiyon diye konuştular.
Tek çatının faydası Bürokratlara göre, 3 kamu bankasının yönetiminde tek çatı uygulamasına gidilmesi, bu bankaların günlük işleyişte karşı karşıya kalacakları likidite sıkıntısı gibi benzeri sorunlarda önce kendi aralarında irtibata geçerek sorunu özel bankacılık kesimine yansıtmamalarını ve tüm sistemi tehdit etmemelerini sağlayacak.