BDDK’nın borsazede açmazı

Güncelleme Tarihi:

BDDK’nın borsazede açmazı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 2001 00:00

Demirbank’la birlikte 36 bine ulaşan banka borsazedeleri sorununda, bağımsız denetim şirketlerinin sorumluluğu kafaları karıştırıyor.

Demirbank’la birlikte 36 bine ulaşan banka borsazedeleri sorununda, bağımsız denetim şirketlerinin sorumluluğu kafaları karıştırıyor. Çünkü ortada iki tür denetim söz konusu.


Halka açık üç bankanın fona devredilmesiyle, mağdur duruma düşen 36 bin banka borsazedeleri muhatap arıyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar, banka borsazedeleri sorunun çözümünde kendi görev alanlarına giren bir unsurun bulunmadığını söyledi. Sorunun Bankalar Kanunu’nun 14’üncü maddesinden kaynaklandığını belirten Cansızlar, Kanun’da daha önce bir bankanın yönetim ve denetimini doğrudan veya dolaylı olarak elinde bulunduran ortakların hisselerine el konulabileceği hükmü vardı. Daha sonra bu hüküm değiştirildi ve tüm hissedarları kapsayacak şekle getirildi dedi.Cansızlar çözüm için, 14’üncü maddede değişiklikten önceki hale dönülebileceğini veya özel bir kanun çıkarılarak zararın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ndan (TMSF) tazmin edilebileceğini söyledi. Cansızlar, eski Bankalar Kanunu’nun 64’üncü maddesi kapsamındaki bankalar hakkında gizlilik sebebiyle yeterli bilgi alamadıklarına da dikkat çekti.


İki tür denetim var:

SPK’ya, halka açık bankalarla ilgili olarak 34 bağımsız denetim firmasının Hazine adına hazırladığı ve gizli sayılmayacak nitelikteki rapor bilgi amaçlı olarak veriliyor. Aslında SPK, yatırımcıyı aydınlatma anlamında halka açık bankalarla ilgili bilgileri tam olarak alamıyor. Son günlerde batık bankazede sorununda bağımsız denetim şirketlerinin sorumluğu tartışılıyor. Aslında tartışılması gereken bağımsız denetim şirketleriyle ilgili olarak SPK’nın ve BBDK’nın sorumluğu. Çünkü ortada iki tür bağımsız denetim bulunuyor. SPK’nın tespit ettiği toplam 74 tane bağımsız denetim şirketi var. Bu denetçiler aracı kurumlar ile halka açık anonim şirketleri inceliyor. Bankalar ise daha önce Hazine’ye, şu anda ise BBDK’ya bağlı 34 tane bağımsız denetim şirketi tarafından denetleniyor. Yönetmeliğe göre bankalar nezdinde bağımsız denetim yapan şirketler de BBDK tarafından denetleniyor.


Gizlilik yasası bulunuyor:

SPK Kanunu’nun 50’nci maddesinin a fıkrasının son bendinde, ‘bankaların denetim ve gözetimi, kendi özel kanunlarındaki hükümlere tabidir deniyor. Atıfta bulunulan kanun ise Bankalar Kanunu. BK’na göre gizlilik esası olduğu için de denetçiler incelemelerini BBDK’ya bildiriyor. Bağımsız denetim şirketlerinin sorumluğu noktasında harekete geçecek kuruluş olarak BBDK görünüyor. Çünkü raporlama ve mali tablo standartlarını BBDK belirliyor.

Son günlerde bağımsız denetim şirketlerine karşı tazminat davası açılması yaklaşımı da gündemde. Bağımsız denetim şirketleri yanlış rapor verdilerse ve de bu rapor halka açıklanmış olsaydı tazminat sözkonusu olabilirdi. Buna rağmen, dava açılıp sorumluluk tespit edilmesi durumunda ise BBDK’nın açmazı başlıyor. Çünkü dava açılması durumunda, mahkeme BBDK’dan bilgi istediğinde, kurum evet bağımsız denetim incelemesinde kusur var derse, o zaman Üst Kurul kendisi bu zararı tazmin etmek zorunda kalabilir.


Yatırımcıyı Koruma Fonu martta devrede:

Bu hafta Kurul toplantısını İstanbul’da gerçekleştirdiklerini söyleyen Cansızlar, Vadeli İşlemler Borsası’nın kurulmasıyla ilgili olarak çalışmaların hızlandırıldığını bildirdi. Piyasanın gerekli olduğunu söyleyen Cansızlar, Ancak hangi koşullarda ve işleyişin nasıl olacağını tartışıyoruz dedi. Piyasada dolaşan 300 kişiye daha işlem yasağı getirileceği söylentileriyle ilgili olarak ise Cansızlar, rutin işleyişin sürdüğünü, özel bir tavırlarının bulunmadığını, dedikoduların kasıtlı olarak çıkarıldığını belirtti. En geç mart ayında Yatırımcıyı Koruma Fonun’un devreye sokulacağını vurgulayan Cansızlar, Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun da eş anlı olarak kurulacağını bildirdi. Yatırımcıyı Koruma Fonu’nun kurulmasıyla batık aracı kurumlarda para batıran borsazedelere 11 milyar 700 milyon lira üst limite kadar para ödenebilecek.


Özelleştirmede 2001 hedefi 2.1 milyar dolar:

Özelleştirmede nakit hedefi de tutmadı. Hedef 200 milyon dolar şaşarken; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), bu yıl 2.1 milyar dolarlık özelleştirme yapacak. Alınan bilgilere göre, IMF’ye önce 2000 yılındaki özelleştirme uygulamaları konusunda önceki gün bilgi veren ÖİB Başkanı Uğur Bayar, 2000 programı kapsamında şu ana kadar özelleştirmeden 2.7 milyar dolarlık nakit gelir sağlandığını söyledi. Bayar, 169 milyon dolarlık bir özelleştirme şu anda sözleşme aşamasında bulunduğunu, 45 milyon dolarlık özelleştirmenin de Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararını beklediğini bildirdi. Böylece 2000 yılı özelleştirme programı kapsamında sağlanan nakit gelir 2 milyar 925 milyon dolarda kalırken; 3.1 milyar dolarlık hedefe de ulaşılamadı. Bayar, toplam 7 milyar dolarlık özelleştirme hedeflendiğini, bunun 4 milyar dolarının niyet mektubunda yer aldığı gibi T. Telekom’dan beklendiğini, 2.1 milyar dolarının da ÖİB tarafından gerçekleştirileceğini bildirdi. Bayar, kalan rakamın enerji ve diğer özelleştirmelerden sağlanacağını kaydetti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!