Oluşturulma Tarihi: Temmuz 25, 2001 00:00
Türkiye`nin uygulanan dalgalı kur rejimi dışında sabit kurdan başka seçeneği olmadığını belirten ekonomistler, bu aşamada bant ya da kontrollü gibi sistemleri önermiyorlar. Şubat krizinden itibaren uygulanan dalgalı kur rejimiyle ilgili endişeler, bu konuda değişiklik yapılmasını gündeme getirirken, uzmanlar yapılması gereken değişikliğe IMF`den onay çıkmayacağını söylediler.
Dalgalı kur sistemine devam edilmesi gerektiği üzerinde duran ekonomistler, piyasalara ileriye yönelik bir görüş verebilmek için bant sistemine geçilmesinin doğru olmadığını, çünkü ekonomide yaşanacak dalgalanmalara karşı, Merkez Bankası`nın belirleyeceği kuru destekleyecek rezervi olmadığının altını çiziyorlar. Bant sisteminin gerçekçi olmadığını savunan Dışbank ekonomisti Banu Kıvcı, `Mevcut sisteme devam edilmeli, bu ortamda bant sistemi gerçekçi değil, çükü rezervler yeterli değil` dedi. Uzmanlar, siyasi etkenler ve dış piyasalardaki gelişmeler nedeniyle yaşanan güven sarsıntısının, bant sistemine geçiş için uygun ortam olmadığını da vurguluyorlar.
Merkez`in rezervi yetersiz
Dış ve iç şoklara karşı rezervlerin yeterli olmadığına değinen Deutsche Bank kıdemli ekonomisti Tevfik Aksoy `Mevcut ortamda bant sistemi diye bir şey söz konusu olamaz. Ya sabit ya da tamamen dalgalı olmalı çünkü şu anda rezervler şoklara karşı yeterli değil. Bant sistemi ve bunun nerede oturtulacağı da önemli. Şu anda Lira zaten çok değer kaybetmiş durumda, bant oluşturulmamalı` dedi. Öte yandan IMF birinci başkan yardımcısı Stanley Fisher`in demeçlerine işaret ederek, IMF`nin bu aşamada ya sabit ya da dalgalı kur sistemini öngördüğünü hatırlatan Alternatifbank`ın ekonomisti Saruhan Doğan da, IMF`nin kur rejimi değişikliğine razı olmayacağını savundu. Doğan, geniş para tanımı olan M2`nin Merkez Bankası rezervleriyle karşılanması oranından yola çıkarak şunları söyledi: `M2/rezervler oranı kabaca para kurulu geçiş seviyesine karşılık geliyor. Bu da kurun 2.5 milyon lira civarında olması demek. Mevcut kurun piyasaya güven veren bir seviyede olması lazım. Kurun dalgalıdan belli bir bantın içine alınması bu şartlar altında enflasyon beklentilerini kıramaz` dedi.
Merkez Bankası`nın 6 temmuzlu verilerine göre M2 39.7 katrilyon lira, rezervler de 16.4 milyar
dolar seviyesinde bulunuyor. Diğer taraftan Merkez Bankası`nın net
döviz pozisyonu 17 temmuz tarihinde 6.7 milyar dolar ekside bulunuyor. Yıl sonunda net döviz pozisyonu 3.1 milyar dolar artıydı. Öte yandan, Aksoy çok kısa aralıklarla kur rejimi değişikliği yapılmaması gerektiğini de vurguladı.
Vadeli piyasalar çalıştırılmalı
Ekonomistler ayrıca bu aşamada kur rejiminde değişiklik yerine türev piyasaları aktif hale getirecek önlemler üzerinde durulması gerektiğini söylüyorlar. Aksoy, `Bant yerine vadeli piyasalar çalıştırılmalı, spot piyasa derin değil; hiçbir piyasa derin değil. Merkez Bankası spot piyasada işlem yapmak yerne vadeli işlemleri teşvik edebilir` dedi. Geçen hafta piyasaların tavrını olumluya çeviren gelişmelerden biri de, Merkez Bankası nezdindeki vadeli döviz - Lira piyasalarında kotasyon girilmeye başlanması oldu. Çok derin ve yüksek hacimli olmamakla birlikte bankacılar piyasanın varlığını göstermesinin bile önemli olduğunu söylediler.
Sorun döviz değil iç borç yükü
Dövizde son günlerde yaşanan aşırı dalgalanmanın bir neden değil bir sonuç olduğu, en önemli konunun ise iç borç ile ilgili endişeler olduğu da ifade ediliyor. Saruhan Doğan, `Dövizdeki asıl sorun kamu finansmanından kaynaklanıyor. İç borcun çevrilebilmesi konusundaki güvensizlik kuru olumsuz etkiliyor. Döviz piyasası bu olumsuzluğun göstergesi` dedi. Kamu finansmanı konusunda alınacak tedbirlerin dövizi de rahatlatacağını belirten Doğan, `Bu da gecelik faizlerin düşürülmesi ve Merkez Bankası`nın bankalara likidite sağlamak konusunda güven verilmesiyle olur` dedi. Merkez Bankası`nın geçen hafta gecelik faizleri 4 puan arttırarak yüzde 67`ye çıkarmasının ardından hazine ihalesinde bileşik bazda faiz yüzde 105 seviyesine çıkarak önceki ihaleye göre 10 puan kadar yükselmişti.