Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2001 00:00
TOBB Basın Sözcüsü Atıl Akkan, 31 Mart tarihinin Türk reel sektörü ve bankacılık sektörünün yaşayacağı önemli bir sınav olacağını ifade etti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Basın Sözcüsü Atıl Akkan, 31 Mart tarihinin Türk reel sektörü ve bankacılık sektörünün yaşayacağı önemli bir sınav olacağını ifade ederek, ``Reel sektörün dönem faizi ödeme günü olan 31 Mart için makul faiz oranları uygulanmazsa, ülke ekonomisi büyük darbe alır, kriz derinleşir`` dedi. Akkan, ``31 Mart`a kadar soruna çözüm bulunamazsa fabrikalar bankaların eline geçer. Zaten birçok işletme bankaların stokunda, bunların önemli kısmı atıl. Bankalar fabrika mezarlığına döner, işsizlik artar`` diye konuştu.
Akkan, reel sektörle bankaların 31 Mart`tan önce masaya oturması ve anlaşmanın yapıldığı faiz oranından ödemelerin sürmesi gerektiğini anlatarak, şöyle devam etti: ``İşletmeler bu faiz oranlarıyla kredi almışlar ve üretim, yatırım ve ihracat taahhütlerine girmişlerdir. Kimse bankaların bugün talep ettiği hiper faiz oranlarını ödeyemez. 31 Mart`a kadar hükümet bankalarla reel sektör arasında hakem olmalı ve orta yol bulunmalıdır.``
Çolakoğlu: Fatura reel sektöre kesiliyor
TOBB Sanayi Konseyi Başkanı Kemal Çolakoğlu da, yaşanan iki krizin de mali sektör kaynaklı olduğunu, ancak faturanın reel sektöre kesildiğini ileri sürdü. Reel sektör için en önemli kilitlenmenin 31 Mart`ta gerçekleşme olasılığı bulunduğunu belirten Çolakoğlu, reel sektörün kaynağının kalmadığını, aysonunda yüksek faizleri ödeme şansının olmadığını dile getirdi.
Çolakoğlu şöyle konuştu: ``Merkez Bankası, sanayici ve tüccarın bankalarla beraberce mutabık kalınacak faiz oranlarından hesaplanan dönem sonu faizlerini bir havuzdan bir çeşit reeskont kredisi olarak kullandırmalı. Bu faiz, belirli bir süre içinde de taksitlendirilerek, bankalara ödenebilir. Bunun sonucunda piyasalara indirekt kaynak akacaktır. Aksi durumda çözüm bulunamazsa, reel kesim ile bankacılık kesimi arasında büyük hukuk sorunları yaşanır.``
`Faiz restleşmesi` gerçekçi değil
İstanbul - İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Bankacılık Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Targan Ünal, bankalar ile işadamlarının aralarındaki anlaşma şartlarına uymaları gerektiğini belirterek, ``Vatandaşın parasını `ödeyemem` şeklinde ifade varsa yanlış. Bu tür ifadeler paniğe yol açacaktır. `O ödemezse ben de ödemem` şeklindeki beyanatlar da sağlıklı değil`` dedi.
İktisat Bankası`nın son 6 - 7 aydır sektörün çok üzerinde gecelik faiz uyguladığını belirten Ünal, şunları söyledi:
``Diğer bankalar bu kriz ortamında 80 - 90 gibi oran verirken, İktisat Bankası bunun 15 - 20 üzerine çıktı. Banka, Fon`a devredilmekle yüksek faiz oranları kamuya mal edilmiş oldu. Şimdi `Biz bunu veremeyeceğiz, bu kadar yüksek oranları geri ödeyemeyeceğiz` diyorlarsa, bunun nedeni o dönemde İktisat Bankası`nın uyguladığı yanlış politikadır. Ancak,anlaşma şartlarına her iki tarafın da uyması gerekiyor. İktisat, piyasanın çok üzerinde faiz veriyorsa, o dönemde bunun önlemi alınması gerekiyordu. Eğer alınmamış, bu noktaya kadar gelmişse mudi sahibi, bu repo hesaplarını açtıran kişilerin kesinlikle bu alacaklarını alması lazım.``
Bankaya el konulduktan sonra, alacakların ödenmesi gerektiğini belirten Targan Ünal, ``Bunu siz erteleyemez, ya da konsolide edemez, yani ödeyemem diyemezsiniz. Bankaların vatandaşın parasını (ödeyemem) şeklinde, üstelik devlet tahvili üzerinden yani arkasında devletin ihraç ettirdiği kağıt üzerinden olan borçlarını ödeyemem şeklinde bir ifade varsa bu yanlış.Bu şekildeki açıklamaların doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü bunlar güven ortamı içerisinde paniğe yol açacaktır`` diye konuştu.