Güncelleme Tarihi:
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, bu kış aylarında doğalgaz fiyatlarına zam olmayacağını söyledi. Ankara’da Anadolu Yayıncıları Federasyonunda düzenlenen toplantıda medya temsilcileriyle bir araya gelen Bayraktar, Suriye’nin enerji ihtiyacı ile ilgili planlamalardan Türkiye’nin Sinop’ta yapmayı planladığı nükleer santrale ve elektrik faturalarında 1 Şubat’ta başlayacak yeni faturalandırma sistemine kadar bir çok başlıkta önemli mesajlar verdi:
40 MİLYON ABONENİN ELEKTRİK FATURASI ARTMAYACAK
“1 Şubat’tan itibaren başlayan fatura döneminde 1 Mart’ta faturalara yansıyacak bir uygulamamız var. 42 milyonun yüzde 3’ünü, 1.2 milyon aboneyi etkileyecek bir düzenlemeyi şu anda hayata geçiriyoruz. 5 bin kilovat saatlik tüketimi aşan grup artık elektriğin gerçek maliyeti neyse onu ödeyecek. Orada da görünen tablo şu, 1050 lira, 1047 liraya tekabül ediyor bu tüketim sınırı. Ne kadar olacak fatura dersen 2000 civarında. Yüzde 96 civarında artacak. 42 milyon abonenin 40 milyonuna dokunmuyoruz. Onlara herhangi bir fiyat artışı, faturalarında herhangi bir değişiklik yok. Devlet sübvansiyonu 30 milyar civarında azalmış olacak.
DOĞAL GAZA BU KIŞ ZAM YOK
Bu kış hiçbir şey değişmeyecek, zam olmayacak diyebiliriz. Ama doğal gazda da benzer bir şey düşünüyoruz. Fakat orada Erzurum ile Antalya’nın durumu farklı. Elektrikte bunu bütün Türkiye için ortalamada bir şey yapabiliyoruz ama doğal gazda biraz daha hassasiyetle çalışılması gereken bir süreç. Onun üzerinde de çalışıyoruz. 2025 yılı içinde bir düzenleme olabilir, kademelendirmeyle alakalı bir çalışmamız var. Vatandaşların etkilenmesi yıl sonuna doğru olur.
AVRUPA BİZDEN GAZ ALMAK İSTİYOR
doğal gaz merkezi olma konusunda belli şartlar var. Fiziki şartlar, altyapı şartları, yatırım şartları var. Bunları tesis etmek için de hemen her şeyi yaptık bugüne kadar. Türkiye piyasası çok büyük. 53-54 milyar metreküplük devasa bir pazarımız var. Şimdi bize diyorlar ki biz Türkiye’de dışa bağımlıyız doğal gazda, siz nasıl Macaristan’a doğal gaz satıyorsunuz. Türkiye’de 53 milyar metreküp gazın yüzde üçünü tasarruf etseniz, bu 1.5 milyar metreküp Moldova’nın bütün ihtiyacını karşılar. Moldova’da yüzde yüz gazı siz satmış olursunuz. Romanya’nın ihtiyacı olan iki milyar metreküpün yüzde yetmiş beşini siz karşılamış olursunuz. Dolayısıyla öncelikle böyle büyük bir pazar olmanın önemli olduğunu söylüyorum. Bir de altyapınızın güçlü olması lazım. Türkiye’ye birçok farklı kaynaktan doğal gaz geliyor. Boru hatlarıyla geliyor. 10’un üzerinde ülkeden LNG sıvılaştırılmış gemilerle geliyor ama sizin gazlaştırma tesisiniz yoksa, FSRU’larınız yoksa gene bir anlam ifade etmez. Bir de bu gazı doğudan batıya, güneyden kuzeye hareket ettirmeniz lazım. Yani boru hatları, güçlü bir boru hattı altyapısına ihtiyaç var. Depoların güçlü olmasına ihtiyaç var. Biz bu altyapıyı hemen hemen oluşturmuş durumdayız. Depolarımızı daha güçlü hale getirmemiz lazım. Kapasitelerini arttırmamız lazım. Böyle olunca da şimdi Avrupa bizden bu anlamda gaz istiyor. Slovakya’ya söyleyeceğiz, Macaristan’la, Romanya’yla, Bulgaristan’la ticaretimiz var. Değişik ticari formatlarda bunlarla çalışıyoruz. Diğer ülkelere de bu anlamda katkı yapabiliriz.
HALEP’E DOĞALGAZ BORU HATTI ÇALIŞMAMIZ VAR
Suriye’de, Kuzey Suriye’ye, bizim harekât bölgelerine, İdlib’e bir elektrik transferimiz zaten uzun yıllardır söz konusu. İlk etapta onun kapasitesini yüzde 50 oranında artırmayı hedefliyoruz. Bununla beraber Halep’e kadar olan iletim hattını ayağa kaldırıp, ki bunun için bir beş altı aylık süreye ihtiyaç duyuyoruz. İlave 500 megavat artırıp, yaklaşık sekiz yüz megavatlık bir elektrik ihracatı gerçekleştireceğiz. Orada başka bir şey daha yapmayı hedefliyoruz. Özellikle Halep’in ihtiyacı yaklaşık 2 bin megavat. Bunun beş yüzünü biz buradan elektrik iletim hattıyla sağladığımızda geriye kalan kısmı oradaki şu anda biraz rehabilitasyona, bakıma ihtiyaç duyan doğal gaz santralinden karşılanabilir. Ama doğal gaz lazım. Dolayısıyla Halep’e 50-60 kilometrelik bir doğal gaz boru hattıyla alakalı da bir çalışmamız var. Yani biz bir taraftan Avrupa’ya doğal gaz götürürken bir taraftan Suriye’ye de doğal gaz götürmeyle alakalı bir çabanın içerisindeyiz. Gün gelir belli olmaz, bakarsınız o doğal gaz boru hattından ters akış olur. Yani orada bir kaynak olursa onun Türkiye’ye gelmesi de söz konusu olabilir. Şu anda yeni yönetimin biraz daha gün yüzüne çıkması, öne çıkması, muhataplarımızın belirlenmesi, kuracağımız hukuki altyapıyı tabii önce sağlamamız lazım. Bir anlaşma yapacağız, kimle yapacağız? Hangi formatta yapacağız? Bunların belli olması lazım. Biz şu anda şunu yapmaya çalışıyoruz, ihtiyaçlar ne? Teknik olarak ne yapılabilir? Hangi vadede, ondan sonra bunun formatı, iş modeli oluşturulacak.
ÖNCELİĞİMİZ ELEKTRİK ALTYAPISININ AYAĞA KALKMASI
Suriye’nin elektrik altyapısının ayağa kaldırılması şu anda önceliğimiz. Türkiye’deki Suriyelilerin üçte ikisi dönmeyi düşünüyor ülkelerine. Ama hemen hepsinin söylediği yani özellikle oradaki şartların nasıl olacağı ve bunların içerisinde hayatın normal akışını sağlayacak unsurların da tesis edilmesi önem arz ediyor. Hayat devam ediyor ama altyapı zarar görmüş durumda. Şam’daki insanların büyük bir kısmı jeneratörlerle elektriklerini sağlıyorlar. Dolayısıyla bu altyapı o jeneratörler de bedava değil yani herkes buna bir bedel ödüyor. Hatta daha yüksek bedeller ödüyor. Dolayısıyla bu altyapının kurulmasını tesis etmeye çalışıyoruz. Burada uzun yıllar sürecek, yani orta uzun ve kısa vadeli yapılacak işler var. O doğal gaz boru hattı için belki on iki aylık, on beş aylık bir süreye ihtiyaç olabilir. Ama onu getirdiğinizde mesela Halep’teki o bin beş yüz megavatlık santrali birden devreye almanız söz konusu olabilir.
DENİZ YETKİ ANLAŞMASI İMZALANMALI
Suriye ile deniz yetki anlaşmamız yok şu anda. Ama olması gerekir mi? Gerekir. Bunun dışında doğal gaz, petrol aramayla alakalı da çalışma yapılabilir, yapılması gerekir. Bu çalışmaların neticesinde de üretilecek doğal gaz ve petrolden elde edilecek kaynak Suriye’nin altyapısının tekrar kurulması için de kullanılabilir.
KANDIRA’DA SONDAJ BAŞLADI
Sakarya gaz sahası nedeniyle Karadeniz’e odaklanmış durumdayız. Dün itibarıyla Kandıra-1 kuyusunda sondaja başladık. Burası biraz daha batı, bizim münhasır ekonomik bölgemizin batısında, Batı Karadeniz’de Bulgaristan sınırına çok yakın bir yerde bu çalışmayı yapıyoruz. Yani ümit var olduğumuz bir saha. Çok yoğun dört gemi çalışıyor.
SOMALİ’DE ÇALIŞMA NİSAN AYINDA BİTECEK
Bir de Somali’de çalışıyoruz. Sismik çalışmaların yüzde 47’sini tamamladık. Muhtemelen nisan gibi oradaki sismik çalışma bitecek. Diğer deniz yetki alanlarımızın hepsinde de aramayla alakalı planlamaları yapıyoruz.
GKRY’NİN BİZİM SAHAMIZA GİRME ŞANSI YOK
Maalesef Güney Kıbrıs Rum Kesimi adanın tek söz sahibi gibi hep davranıyor. Uluslararası camiada, uluslararası petrol şirketleri de biraz buna müsaade ediyorlar. Bizim sahamıza girme şansı yok. Bizim kıta sahanlığımıza girilmeden yapılan bir çalışma. Ama burada da itirazımız var diyoruz ki, buradaki çalışmada KKTC nerede bu işin içerisinde? Biz Kıbrıs Adası’nın güneyinde sondaj yaptık. KKTC’nin Türkiye Petrolleri’ne verdiği ruhsat kapsamında. Çok itiraz edildi. Yani GKRY’ye bütün ada üzerinde böyle bir hak iddia ediyorsa o zaman KKTC’nin de bütün adayla alakalı söyleyebileceği, verebileceği ruhsat vardır. O lokasyonda biz sondaj yaptık, bunu yaparken biz hep şunu söyledik, ‘Buradan elde edilebilecek petrol ve doğal gaz geliri varsa bu bütün adaya aittir’.. Bizim onlarla temel söylem farkımız ve yaklaşım farkımız o.
SİNOP’TA NÜKLEER SANTRAL İÇİN 2025’TE ANLAŞMA İMZALANACAK
Akkuyu’daki sıkıntı Çin ekipmanıyla çözülüyor ama neredeyse 1.5 yıllık bir gecikmeye mal oldu bize. Şu anda onun etkilerini görüyoruz. İlk reaktörle alakalı hedef bu sene test üretimi de olsa bir elektrik üretimine inşallah başlamayı hedefliyoruz. Dolayısıyla ilk reaktörden elektrik üretimi bizim için çok kritik. Türkiye için çok tarihi bir an olur inşallah o an. İnşallah hep birlikte görürüz o anı. Kore, Rusya Sinop ile ilgilenen ülkeler. Çin’le Trakya’daki projeyi konuşuyoruz. Bu ülkelerden biriyle de önümüzdeki süreç içerisinde bir anlaşmaya varmayı hedefliyoruz. 2025 bu iş bunun için de kritik bir yıl yani önümüzdeki birkaç ay bizim için önemli zira. Biz anlaşma yapmalıyız ve çalışmaya başlamalıyız ki 2035’te ilave iki reaktör devreye alma hedefini tutturabilelim. Yani ben Akkuyu’yu yapacağım 4 reaktör. 2035’te benim 7200 megavata gitmem için iki reaktörü devreye almam lazım. Onun için çalışmalara şimdiden başlayıp işte zaten birkaç yıl lisanslama, izinler vesaire sonra da bir en az beş altı yıllık bir inşaat süreci var. Bunu da hesaba kattığınızda bizim artık anlaşmaya bu sene içerisinde bir karar vermemiz gerekecek.
NADİR TOPRAK ELEMENTLERİNDE TEKNOLOJİK ORTAKLIK YOLDA
Yapay zeka, çip savaşları devam ediyor. Burada kullanılan madenler şu anda dünyada kritik madenler olarak adlandırılıyor. Bunların içerisinde olduğu önemli bir rezervi biz Türkiye olarak Eskişehir Beylikova’da keşfettik. Madende katma değerli ürüne gidebilmek önemli. Çünkü bunu toprak olarak sattığınız zaman. Çok fazla değeri yok. Onun o saflaştırma teknolojisiyle beraber bunu geliştirebilmeniz lazım. Bu anlamda bizim çalışmamız devam ediyor. Orada bir teknolojik ortaklık noktasında görüştüğümüz ülkeler var. Yani bunların içerisinde Avustralya var. Çin var. Kanada var. Güney Afrika var. Farklı düzeylerde bunları sürdürüyoruz. Biz kendimiz pilot tesisimizde aslında şu anda yüzde 92 saflığa kadar üretim yaptık pilot seviyede diyebilirim. Yani tonu aşağı yukarı 10 bin dolar civarında olan bir konsantreyi üretmiş durumdayız şu anda. Ama bunu ticarileştirmek ve o rakamları saflık derecesini yukarılara çıkarmak yani 99,999’a gidebilmek çok daha büyük katma değer. Biz bir an önce bu kaynağın da ekonomimize kazandırılması konusunda çalışıyoruz.
SAKARYA 7 MİLYON METREKÜP, GABAR REKORA DEVAM
Sakarya Gaz Sahası’nda üretimimiz 7 milyon metreküpe geldi. Yaklaşık üç milyon hanenin doğal gazını kendi gazımızla karşılıyoruz bugün. Ama inşallah yani Nisan’a gelmeden yedi milyon metreküp, dokuzu geçeceğiz. 2026 Temmuz’da da inşallah iki katına çıkacağız. Yirmi milyon metreküpe geleceğiz. Gabar’da üretim 75 bin varili geçti, daha da yukarı gidecek.
1200 MW’LIK RÜZGAR SANTRALİ İHALESİNDE BÜYÜK REKABET YAŞANDI
Biz, Türkiye’nin 2035 yenilenebilir yol haritasını açıkladık, dedik ki biz kapasite tahsislerinde ihale yöntemini, yarışma yöntemini kullanacağız ve her yıl 2000 ila 2500 yüz megavat kapasiteyi ilan edip yarışmayla bunları tahsis edeceğiz ve bu projeleri yaptıracağız dedik. Cumhurbaşkanımız COP’ta bu hedefi dünyaya ilan etti. Bunun ilk adımını biz atmış olduk ve 2 bin megavatlık bu yarışmaların 1200’ü rüzgârda yapıldı. Salı günü önümüzdeki hafta da 800 megavatlık güneş ihalesini yapıyoruz. Şimdi bu 1200 megavata ciddi bir talep geldi. Bunların içerisinde işte 750 megavatını Sabancı ve Alman ortağı E.ON’un olduğu EnerjiSA aldı. Geri kalanı da farklı yatırımcılar almış oldular. Çok rekabetçi bir ihale oldu. Fiyat 3,5 sente düştü. Yani şu anda elektrik fiyatı piyasada 7 sent. Bu firmalar 3,5 sente 20 yıl boyunca herhangi bir dolar enflasyonuyla bu rakam artırılmadan yani düşünün bundan 25 yıl sonra yine 3,5 sent bir fiyatla ve fiyat buraya düştü. Bir de üzerine kapasite bedeli ödeyerek ki toplamda 120 milyon dolar ödemeyi taahhüt ettiler. Türkiye’nin yenilenebilir olmazsa olmaz bir husustur. Bizim arz güvenliğimize katkı sağlıyor. Bizim dışa bağımlılığımızı düşürüyor. Yani ben burada 800 milyon metreküp, doğal gaz kullanarak üreteceğim elektriği bu 1200 megavatlık rüzgârda üretiyorum. Yani 400 milyon dolar sadece buranın bir yılda ki 20 yıl derseniz alım garanti süresine 8 milyar dolarlık bize doğal gaz ithalatını önleme katkısı var.”