Almanlardan BDDK`ya suç duyurusu

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından geçen yıl el konulan Demirbank`ın Alman hissedarlar grubu, BDDK eski Başkanı Zekeriya Temizel ile yeni Başkanı Engin Akçakoca ve Kurul üyeleri hakkında, `görevi suiistimal` iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Savcılığı`na suç duyurusunda bulundu. Alman, Türk ve Almanya`da oturan çeşitli uyruklu 400 yatırımcıdan oluşan Demirbank hissedarlar grubu adına suç duyurusu Avukat Serdar Özersin tarafından yapıldı.

Suç duyurusunda, BDDK yöneticilerinin sahip oldukları yasal yetkilerini aşmak ve görevlerini kötüye kullanmak yoluyla Banka`ya el konulmasına neden oldukları, Banka`nın TMSF bünyesine alınmasının usule aykırı ve gerekçelerinin gerçek dışı olduğu iddia edilerek, bu işlem görevi kötüye kullanma olarak nitelendirildi. Sanıkların yasal yetkilerini aştıkları ve Kurul`un yetkisini kötüye kullandığı iddia edildi. Bu nedenle, BDDK eski Başkanı Temizel ile yeni yöneticilerinin Türk Ceza Kanunu`nun 240`ıncı maddesi uyarınca cezalandırılması istendi.

TCK 240`ın kapsamı
TCK`nın 240`ıncı maddesi `görevi suiistimal` suçunu düzenliyor. Bu suçun maddi unsuru, memurun yasal ve ilgili mevzuatla belirlenen görevleriyle ilgili bulunuyor. Söz konusu eylem, yasal yetkinin aşılması, yasal biçim ve yönteme uymama, takdir yetkisini amacı dışında kullanma, ön koşullara uyulmaması, mahkeme kararları gibi takdire olanak tanımadan uyulması gereken kurallara uymamakta bilerek ısrar edilmesi şeklinde tanımlanıyor. Memurun kendisi ve yakınları hakkında işlem yapma durumuyla karşı karşıya gelmesine rağmen, devretmesi gerekirken devamlı lehe iş yapması ve kendisine veya başkasına yarar sağlamak ya da başkalarına zarar vermek amacıyla hareket etmesi gibi biçimlerde görevine ait yetkileri kötüye kullandığı kabul ediliyor.

AB tehdidi
Alman Demirbank hissedarları grubu, daha önce BDDK Başkanı Engin Akçakoca`ya bir mektup göndererek, Demirbank`ın Fon bünyesine alınmasının hata olduğu, bunun düzeltilmesi gerektiği, aksi halde dava açacaklarını bildirirken, Türkiye`nin AB üyeliğini engelleme tehdidinde de bulunmuşlardı. Alman hissedarlar, bu tutum ve davranışın Türkiye`nin AB`ye girişini `zora sokacağını` bildirmişlerdi.