Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2003 12:01
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Erol Sabancı, sektördeki sarsıntıların dışında kalan Akbank`ın, kriz koşullarında gerçekleştirdiği büyük çıkışıyla, tüm sektörün üstünde yer elde ettiğini ve ayrıcalıklı bir lider konumuna geldiğini bildirdi.
Erol Sabancı, Akbank`ın 55. kuruluş yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, kurumların ömürlerinde önemli dönüm noktaları bulunduğunu,bu dönüm noktalarına uzun yatırımlar, hazırlıklar ve belli stratejilerışığında varıldığını anlattı. Akbank için 2002 yılı işte bu dönüm noktalarından biri olmuştur diyen Sabancı, bankanın kurulduğu 1948 yılından itibaren vizyonunu dünya bankacılığı olarak belirlediğini, aldığı her yönetim kararının, savunduğu her bankacılık düzenlemesinin, çıkardığı her yenibankacılık ürününün bu vizyon doğrultusunda olduğunu kaydetti. Elde ettikleri ulusal ve uluslararası başarılardan, sırf bankacılık sektörünün içindeki değil, Türk ekonomisi içindeki lider konumundan da büyük gurur duyduğunu dile getiren Erol Sabancı, bu gururun, inandıkları ve asla vazgeçmedikleri bankacılık değer ve düzenlemelerini savunmakta ne kadar haklı olduklarını bir kez daha görmenin gururu olduğunu ifade etti.
AKBANK SEKTÖRDEKİ SARSINTININ DIŞINDA KALMAYI BAŞARDI
Türk bankacılık sektörünün, 2001 ve ardından 2002 yılında da devameden sancılı ve ağır bir süreçten geçtiğine dikkat çeken Sabancı, bu dönemde, sektörün esas yapısının gözler önüne serildiğini, kriz koşullarının sektörün yapısında olduğu kadar, banka sayısında da değişiklik olmasını zorunlu kıldığını vurguladı. Erol Sabancı, şöyle devam etti:
Sektördeki sarsıntının dışında kalmayı başaran bankamız, kriz koşullarında gerçekleştirdiği bu büyük çıkışıyla, tüm sektörün üstündebir yer elde etmiş, ayrıcalıklı bir lider konumuna gelmiştir. Netice olarak tüm sektörün karlılığına eş değerde bir karlılığa kavuşmamız, yatırımlarımıza ara vermeden devam edebilmemiz bu eşsiz sıçramanın en büyük kanıtıdır. Bankamız yönetimi geçmiş yıllarda, gerek sektör temsilcilerine, gerek kamu otoritelerine, usulsüz ve haksız rekabete yol açan uygulamalarla ilgili uyarı ve hatırlatmaları yapmış, sektörümüzün de dünya bankacılık standartlarına kavuşmasını talep etmiştir. Sabancı, Akbank`ın 2001 ve 2002 yıllarının ağır ekonomik şartlarına rağmen, ülke ekonomisine, hissedarlarına ve müşterilerine karşı sorumluluklarını aksatmadan sürdürebilmesinin altında, güçlü finansal yapısının, kararlı yönetimi ve profesyonel ekibinin yanı sırabu standart ve ilkelere sıkı sıkıya bağlılığının yattığını vurguladı.
EROL SABANCI`DAN 10 İLKE-
BDDK tarafından 2002 yılında sektörde uygulamaya konmuş olan standart ve ilkeleri dile getiren ve koşullar ne olursa olsun sektörünbu uygulamalardan vazgeçilmemesi gerektiğini belirten Sabancı, 10 maddelik ilkeleri şöyle sıraladı: Bankalarda bankayı kontrol eden ortaklarda aranacak vasıflar Batı standartlarındaki banka sahibi olma vasıflarına uygun olmalıdır. Bankalarda yeterli sermaye bulunmalıdır. Bankanın yönetimi ve kadrosu kaliteli, uyumlu ve istikrarlı olmalıdır. Banka bankacılık yapmalı, sınai şirketlere ortak olmamalıdır. Pasif yapısı istikrarlı ve uygun maliyetli olmalıdır. Aktif kalitesi iyi olmalı, yeterli verim alınmalıdır. Problemli kredileri çok az olmalıdır. Banka, saygın rating şirketlerinden iyi not alabilmelidir. Banka karlı olabilmelidir. Karları ile özkaynakları devamlı takviye edilmelidir. Sabancı, 2003`ün Türk bankacılık sektörünün daha da sağlıklı bir yapıya kavuşacağı, gerçek bankacılık ortamının oluşacağı ve sektörde taşların yerine oturacağı bir yıl olmasını ümit ettiğini dile getirdi.
2002`DE AKBANK
Akbank`ın 2002 yılında da Türkiye`nin en karlı bankası veBorsa`nın en karlı şirketi olmayı sürdürdüğünü belirten Sabancı, ayrıca, geçen yıl aktif büyüklüğünde Türkiye`nin en büyük bankası olanAkbank`ın, sadece bankacılık sektöründe değil tüm sektörler içinde en fazla kurumlar vergisi ödeyen şirket olma unvanını elde ettiğini bildirdi. Yılın ilk 9 aylık döneminde bankacılık sektörünün elde ettiği karın toplamına eş değer kar elde eden Akbank`ın, müşterilerine dünya bankacılık sektöründe de ilk olarak kabul edilen bir dizi yeni ürün vehizmet sunduğunu anımsatan Erol Sabancı, açıklamasını şöyle sürdürdü: Sabit kıymetlerimizin ve mali iştiraklerimizin aktiflerimiz içindeki payının dünya standartlarına sahip olması, bankamızın tamamenbankacılık faaliyetlerine odaklanmasına olanak tanımakta, karlılığımıza olumlu katkıda bulunmakta ve likiditesi yüksek bir mali bünyeye işaret etmektedir. 2002 yılında toplam kredilerimizde artış sürmüş ve bankamız Türkiye`deki kredi hacmi en yüksek banka olmuştur. Reel sektörü desteklemeyi sürdüren Akbank`ın krediler pazar payı artmıştır. Akbank güçlü özkaynak yapısı, likiditesi sermaye yeterlilik oranı ile kredilerdeki büyümeyi desteklemeye devam edecektir. Kredilerdeki bu gelişmeye rağmen takipteki kredilerinin toplam kredilerine oranının sektör ortalamasının çok altında gerçekleştiğini ve tamamı için karşılık ayrıldığını bildiren Sabancı, konut kredileri,sigorta, emeklilik fonları, yatırım fonları, kredi kartları ve bireysel krediler gibi tüm bireysel ürünlerde pazar payını artırmayı hedeflediklerini duyurdu.
TEK PARTİ İKTİDARINI OLUMLU GÖRMEKTEYİZ
Ekonomik dengeler açısından bakıldığında 2002`nin özellikle üretimartışında, dolayısıyla milli gelirde yüksek büyümenin gerçekleştiği bir yıl olduğuna işaret eden Sabancı, Kronik yüksek enflasyon başarılı maliye ve para politikaları ile düşme trendine girmiştir. Ayrıca, seçimlerden sonra oluşan tek parti iktidarını, ekonomik ve politik istikrarın sağlanması ve bu alanda yapılması gereken reform vekanunların kararlılık ve ivedilikle hayata geçirilmesi açısından olumlu olarak görmekteyiz dedi. Akbank, Kayseri ve Adanalı işadamlarından oluşan, başta Hacı Ömer Sabancı, Bekir ve Ahmet Sapmaz, Nuri Has, Nuh Naci Yazgan, Mustafa Özgür ve İbrahim Tekin olmak üzere 83 kişi tarafından 1948 yılında kuruldu. İlk kurulduğunda sermayesi 5 milyon 700 bin lira olan Akbank, 1954yılında Genel Müdürlüğü`nü İstanbul`a taşıyarak önemli bir sıçrama yaptı. (A.A.)