Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2003 14:504dk okuma
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Cem Duna, çeşitli kesimler tarafından dile getirilen ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması´nın, Türkiye´nin AB üyeliği süreci nedeniylehayata geçirilmesi mümkün olmayan bir seçenek olduğunu bildirdi.
Cem Duna, TÜSİAD tarafından Türk Dış Ticaret Vakfı Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp´e hazırlatılan ´´Türk-Amerikan Ekonomik ve Ticari İlişkilerinin Analizi ve Geleceğe Yönelik Öneriler´´ raporunun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye açısından ABD ile ilişkilerde ivedilikle üzerinde durulması gereken konunun, ekonomik işbirliği olduğunu söyledi.
Duna, Türkiye´nin ihracat ve ABD çıkışlı doğrudan yabancı sermayeden aldığı pay konusunda arzulanan noktaya ulaşamadığını vurgulayarak, ´´ABD ile mevcut dış ticaret rejimi kimseyi tatmin etmemektedir. Mevcut Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi, gelişmekte olan ülkelerin şartlarına göre şekillendirilmiş bir sistemdir ve genişletilmesi gerekmektedir´´ diye konuştu. Çeşitli kesimler tarafından dile getirilen Serbest Ticaret Anlaşması´nın, Türkiye´nin AB üyeliği süreci nedeniyle hayata geçirilmesi mümkün olmayan bir seçenek olduğunu belirten Duna, ´´Bu tür öneriler, Türkiye´nin gündeminden çıkarılarak enerjimiz ve sınırlı kaynaklarımız doğru yöne kanalize edilmelidir´´ dedi.
Duna, Türkiye ve ABD özel sektörleri arasındaki diyalogun da yetersiz olduğunu, geliştirilmesi ve kurumsallaştırılması yönünde yoğun çaba harcanması gerektiğini kaydederek, hükümetin girişimlerine destek olmak ve özel sektörün faaliyetlerine yol göstermek amacıyla tüm kuruluşların üzerlerine düşen görevi yapması gerektiğini söyledi. Ekonomik işbirliği ve ikili ticari ilişkilerin geliştirilmesine temel hazırlayan yasal ve kurumsal çerçeve oluşturma konusunda Türkiye ve ABD arasında bugüne kadar etkin bir yapı oluşturulamadığını ifade eden Duna, şunları kaydetti:
´´İkili ilişkilerimizde ekonomik işbirliği öncelikler arasında üstsıralarda yer almadığından uzun vadeli stratejik bir planlama yapılamamış, ilişkiler kısa dönemli tedbirler ve etkinliği zayıf olan kurumsal bazı mekanizmaların inisiyatifine terk edilmiştir. Getirisi zaten zayıf olan bu yapı, Türkiye´nin özel ve kamusal alanda iç mekanizmalarındaki koordinasyonsuzluk sebebiyle ülkemiz menfaatleri yönünde işlerliğini kaybetmiştir. Bunun sonucu olarak, siyasi, ekonomik ve hukuki açıdan gerçekleştirilebilir olup olmadığı araştırılmadan bazı öneriler gündeme getirilmiş, uluslararası yükümlülüklerimiz çerçevesinde Türkiye için faydalı olabilecek projeler üretilememiştir.´´
´´ABD, KRİZDEN ÖNCEKİ 50 TÜRKİYE´´
Türk Dış Ticaret Vakfı Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp de, ABD´nin 290 milyonu aşkın nüfus ve yaklaşık 10 trilyon
dolar düzeyindeki GSYİH düzeyi ile dünyanın en büyük gücü olduğuna işaret ederek, ´´Yani 50 tane krizden önceki Türkiye´´ dedi. Şahinalp, ABD ekonomisinde yaşanan durgunluk sonucu 2001 yılı sonunda ihracatın ilk kez gerilediğini belirterek, ´´İthalat da yüzde 5 oranında geriledi. ABD´nin, 23 tane Türkiye ithalatı büyüklüğünde bir ithalatı var´´ diye konuştu.
Türkiye-ABD ilişkilerinde her şeye karşın ihracatın artış trendinde olduğunu bildiren Şahinalp, Türkiye çıkışlı ihracata özgü sorunlar arasında, tekstil kotaları, anti damping ve telafi edici vergi uygulamaları, tarife dışı uygulamalar ile yaş ve kuru meyve ihracatında yaşanan problemler bulunduğunu anlattı. Şahinalp, ABD ile tercihli ticaret yapılabileceğini, Türkiye´de Nitelikli Sanayi Bölgeleri oluşturulabileceğini ya da Serbest Ticaret Anlaşması imzalanabileceğini belirtirken, ´´Türkiye eğer AB üyeliği yolunda devam etmek istiyorsa, o takdirde Serbest Ticaret Anlaşması doğru bir opsiyon değil´´ dedi.
Bülent Şahinalp, ikili ilişkilerin geliştirilmesi konusunda öneriler sunarken de, şu görüşleri dile getirdi: ´´İkili bir anlaşma yerine tek taraflı geçici bir taviz verilebilir. ABD yönetimi isterse Türkiye´ye geçici bir taviz verebilir. Türkiye´nin ABD ile olan siyasi ve askeri alandaki ilişkilerinin içi yeterince doldurulmuş değil. Stratejik ortak kavramının içi, ekonomik ve ticari kazanımlarla doldurulmalı.´´
´´ABD, ÇOK KÜÇÜK HESAPLAR YAPIYOR´´
Bu arada, raporun tanıtım toplantısına katılarak söz alan TGSD Başkanı Umut Oran da, 11 Eylül´den sonra ABD ile ilişkilere sektörel değil, ulusal baktıklarını söyledi. Oran, Körfez savaşının Türkiye´ye özellikle ekonomik ve sosyal alanda çok büyük zararları olduğuna dikkat çekerek, ´´Şu an 2. bir tehdit var kapımızda. Dolayısıyla bizim Türk özel sektörü olarak şunu savunmamız lazım, ülkenin bir kere mutlaka ve mutlaka ekonomisini ayağa kaldırabilmesi lazım. Bunun için de sürekli ve kalıcı bir ekonominin tesis edilmesi gerekir´´ diye konuştu.
Oran, ABD ile ilişkilere değinirken de, şunları kaydetti: ´´ABD, Türkiye´nin rekabet avantajı olduğu sektörlerde tam 4 katı vergi uyguluyor. Diğer sektörlerde vergi yok. Türkiye emek yoğun sektörlerde rekabet edebiliyor. Burada da baktığınız zaman ABD bilinçli olarak bu sektörleri içine almıyor. Neden almıyor? ABD, şu anda Türkiye´nin toplam ithalatından 220 milyon dolar gümrük vergisi alıyor. Ayakkabı, tekstil, hazır giyim ve deri eşyasını çıkardığınız zaman ABD, yıllık 200 milyon dolarlık vergi kaybına uğruyor. Bu 4 tanesektörden topladığı vergi yüzde 91.4. Yani ABD çok küçük hesaplar yapıyor. Biz bunları göremiyoruz.´´ Umut Oran, Nitelikli Sanayi Bölgeleri konusunda da, ABD´nin yanında İsrail´de de lobi çalışmaları yapılması gerektiğini kaydetti. (A.A.)