Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2000 00:00
ABD IMF`nin özel sermayeye giriş yapma kapasitesi olan ülkelere borç para vermemesi için sürdürdüğü baskılara devam ediyor. ABD Hazine Bakanı Larry Summers, dün yaptığı bir açıklamada IMF`nin desteklerin, sürdürmesini ama, "kurumun canlılığı açısından kilit önem taşıyan ve IMF`nin geniş bir desteğe sahip olmasını sağlayan," özel sermaye piaysalarının önüne geçmemesini istedi.Prag`da IMF`nin Uluslar arası Para ve Finans Komitesi`nde yaptığı konuşamda Summers kurumun 24 yönetim kurulu direktörüne, "kalan borçlara ilişkin olarak her çeyrekte bir inceleme yapmasını ve özel piyasalara giriş yapma kapasitesine kavuşmuş ülkeleri saptamasını istedi.Summers, dünyanın en fakir ülkelerine verilmek üzere ABD`nin Cumhuriyetçi Parti tarafından kontrol edilen Kongre`sinden para yardımı inisiyatifi talep ediyor, ancak bunun koşulu olarak IMF`nin daha fazla ödün vermesini sağlaması isteniyor. Cumhuriyetçilerin bir kaygısı birçok hükümetin IMF`yi ucuz kredi kaynaığı olarak kullanması.IMF`den borç alanlara ilişkin son kriz nedeniyle kurum ABD tarafından borçlarını bir an önce ödemeye de zorlanıyor. Meksika 1994 - 1995 yılındaki kriz sırasında aldığı 14 milyar dolarlık borcun neredeyse tamamını ödedi. Güney Kore IMF`den 1997 - 1998 yılında aldığı 16 milyar dolarlık borçtan 5.8 milyar
dolar daha ödeme yapması gerekiyor.Fransız maliye bakanı Laurent Fabius da IMF ve diğer finans örgütlerinin ülkeleri kara para ve diğer finansal tacizlere ilişkin konularda uluslar arası normlara uymaya teşvik etmesi gerektiğini vurguladı. Komite`nin sonuç belgesinda hükümetlerin, finansal krizlerin çözümünde özel sektörü de devreye sokma konusunda bir konsensüse doğru gidildiği açıklandı. Tartışma, bir kriz sırasında maksimum esneklik gösterilmesini isteyen ve ABD`nin başını çektiği ülkelerle, Almanya`nın başnı çektiği ve resmi paranın özel sektördeki kredi kuruluşlarının kurtarılmasına harcanmamasını temin etmek amacıyla güçlü bir dizi yasa talep eden ülkeler arasındaki ayrılıktan etkilendi. Belirginleşen yaklaşım, "piyasanın beklentilerine rehber olabilecek bir açıklık ile açık ve seçik ilkelere bağlı operasyonal esneklik arasında bir denge oluşturacak." (FİNANSAL FORUM)