Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2003 09:52
TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) ‘‘Bankacılık Sektöründe Yeniden Yapılanma Konusunda Öneriler’’ini raporlaştırırken, TÜSİAD Bankacılık Çalışma Grubu Başkanı ve Dışbank Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt sektörün özkaynağının güçlendirilmesi için ‘‘ehil sermaye’’ gerektiğini vurguladı.
Garanti Bankası Teftiş Kurulu İç Yönetim ve Risk Yönetimi Başkanı Dr. Cüneyt Sezgin tarafından hazırlanan rapor TÜSİAD Bankacılık Çalışma Grubu Başkanı ve Dışbank Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt ve Bankacılık ve Sanayi İşleri Komisyonu Başkanı ve Fiba Holding Başkan Yardımcısı Ömer Aras`ın katıldığı bir toplantı ile kamuoyuna tanıtıldı.
54 banka ve 125 binden fazla çalışanı temsil eden bankacılık sektörünün, 130 milyar dolarlık toplam aktiflerinin GSMH`nın ancak 3`te 2`sine karşılık geldiğini belirtti. Bankacılık sisteminin topladığı mevduatın ancak yüzde 35`ini krediye çevirebildiğini kaydeden Bayazıt, buna karşın banka bilançolarında kamu menkul değerlerinin oranının yüzde 40`lara kadar ulaştığına dikkat çekti. Gelinen noktada önemli iyileşmeler sağlanmasına karşın bankacılık sisteminin özkaynak büyüklüğünün halen arzu edilen seviyede olmadığını dile getiren Bayazıt, şöyle konuştu:
‘‘Tüm sektörün toplam özkaynağı 15 milyar
dolar. Bu meblağ isimlerini basında sıkça duyduğumuz Avrupa bankalarından herhengi birinin özkaynağının ancak üçte biri veya yarısı seviyesindedir. Bu nedenle sektörün özkaynağını güçlendirme uğraşında sektörün kárlı çalışabilmesi ve yerli veya yabancı ama mutlaka ehil sermayenin cezbedilmesi için gerekli koşulların sağlanması büyük önem kazanmaktadır.’’
KRİZİN VERDİĞİ DERSLER
Bankacılık sektöründe gelinen noktanın çok önemli olduğunu belirten Ömer Aras ise, 2001 yılı krizinin bir çok ders verdiğini vurguladı. Bu krizle birlikte, siyaset ve bankacılık ilişkileri, bankacılık ve grup ilişkileri, bankacılıkta piyasa riski ve kredi riskinin ne demek olduğu konusunda çok önemli tecrübeler edinildiğini söyleyen Aras, ‘‘Bankacılık kamuoyu gözünde çok yıpranmıştır ancak, güçlü bir ekonominin sağlıklı bir bankacılık sektörü ile mümkün olabileceği de tüm çevreler tarafından kabul edilmiştir’’ dedi.
Bankacılık sisteminin önündeki en büyük engelin verimlilik olduğuna işaret eden Ömer Aras, serbest piyasa koşullarında operasyonel verimliliği artırmak için çaba sarfetmenin sistem için çok yararlı olduğunu kaydetti. ‘‘Yerli yabancı tüm kaynak ve kullanımları aynı şekilde maliyetlendiren düzenlemeler sağlıklı bir bankacılık ortamı yaratacaktır’’ diyen Aras, bankacıların istediği vergi indirimine ilişkin bir soruya ise ‘‘Maliyetlerin düşürülmesini değil, verimli hale getirilmesini istiyoruz’’ yanıtını verdi.
Otoriteler neler yapmalı
TÜSİAD`ın raporunda, bankacılık sektörüyle ilgili otoritelerin yapması gerekenler şöyle sıralandı:
Gözetim ve denetimi güçlendirecek düzenlemeler etkin uygulanmalı.
Sektör üzerindeki vergi ve diğer maliyetlerin yükü uluslararası normlara paralel hale getirilmeli.
Yapılandırılmış erken müdahale sistemleri oluşturulmalı.
Kamu bankalarının rehabilitasyon ve özelleştirme süreçleri hızlandırılmalı.
Mevduata tam güvence sistemi kademeli olarak kaldırılmalı.
Reel sektörde gerekli disiplin sağlanmalı ve kayıtdışı ekonominin boyutları azaltılmalı.
Halka açılma teşvik edilmeli.
Sisteme giriş-çıkış serbestisi getirilmeli.
Bankalar neler yapmalı
TÜSİAD raporunda, bankaların yapacakları şöyle dile getirildi:
Risk yönetimi ve iç denetim uygulamalarının hayata geçirilmesi ve risk yönetimi politikalarının oluşturulması süreci tamamlanmalı.
Gerek yabancı bankalarla gerekse yurtiçinde yaşanabilecek birleşme imkanları değerlendirilmeli.
Nakit sermayenin artırılması için halka açılma etkin bir şekilde kullanılmalı.
Stratejik ortaklık fırsatları değerlendirilmeli. Şube ağı ve ATM`lerin ortak kullanımı ve kredi kartları konusunda yapılmış ortak çalışmalar genişletilmeli.
Takipteki kredileri çözün banka sermayeleri artsın
TÜSİAD Bankacılık Çalışma Grubu hazırladığı raporla, donuklaşmış kredilerin sorunun çözülmesi için hukuki altyapının geliştirilmesini istedi. Raporda kısa vedede yapılması gereken işlerin başında ‘‘Tasfiyesi gecikmiş alacakların tasfiyesi ve kurumsal borçların yapıldırılması sürecinin tamamlanması’’ yer alırken, şöyle denildi: ‘‘Donuklaşmış alacaklar sorunun çözüme uluştarılması için, hukuki altyapının geliştirilmesi, özellikle icra iflas sürecinin işleyiş etkinliğinin artırılması ve varlık yönetim şirketinin kurularak faaliyete geçirilmesi için gerekli altyapının oluşturulması öncelik taşımaktadır.’’
Bu arada ‘‘Takipteki kredilerle ilgili sorunların bankalarla reel sektör arasında çözümlenmesi ya da bir kısım problemli kredinin aktif yönetim şirketi tarafından satın alınması piyasa kuralları dahilinde bankacılık sektöründeki nakit sermayenin artırılması için kullanılabilecek bir yoldur’’ denildi.